Yeter!Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Solarz gerçek bir Türk dostudur

Gazetemizin 17.10.1997 tarihli sayısında Washington temsilcimiz Esen Ünür’ün, ‘‘Zimmetçinin eşi Türkiye'nin lobicisi’’ başlıklı haberinde, ABD Kongresi'nin eski üyelerinden Steven Solarz'ın durumu da konu edilmişti.

Habere göre Steven Solarz, Türkiye'nin ABD'deki lobicisi olarak faaliyet gösterecekti.

Ünür, bu haberinde, Solarz'ın eşi Nina Solarz'ın Türk Kadını'nın Amerikalı Dostları Derneği'nin 7.500 dolarını zimmetine geçirmekle suçlandığını ve suçunu kabul ettiği için 25.000 dolar para cezasına mahkûm olduğunu yazmıştı.

İşadamı Rahmi Koç, bu haberin Jak Kamhi Bey'i olduğu kadar kendisini de üzdüğünü açıkladı. Ünlü işadamının açıklaması şöyle:

‘‘Dostum Şükrü Elekdağ Bey Washington Büyükelçisi iken, Kongre üyesi Steven Solarz'ı, tahminen 20 sene evvel bana gönderdi ve ilk defa bizim evde yemekte tanıştım. Sonradan Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı oldu.

Türk dostudur ve Türkiye'nin çıkarlarına ve ehemmiyetine samimi olarak inanmış ve buna gönül vermiştir. Her platformda memleketin menfaatini koruduğu gibi, ambargonun kalkmasında, Ermeni lobisinin susturulmasında, Kongre'yi Türkiye aleyhine herhangi bir karara gidilmemesine ikna etmede önemli roller oynamıştır.

Bugün İsrail ile yakınlaşma, kendisinin vaktiyle temelini attığı girişimlerden doğmuştur. Dolayısıyla böyle bir manşetin atılması, hem Türk hem de şahsi dostumuz olan Steven Solarz'ı eminim ki rencide etmiştir.

Rahmi KOÇ- İSTANBUL’’

Üniversitemize kıyılmasın...

Mersin Üniversitesi bir süreden beri YÖK'le anlaşmazlık içinde... Anlaşmazlıklar olağan yollardan giderilemeyince bir kriz durumu ortaya çıktı. Mersin Üniversitesi'nin YÖK'le anlaşmazlığı, MEÜ Senatosu'nun 17.9.1997'de aldığı kararın açıklanmasıyla kamuoyuna yansıdı. Senato bildirisinin yayınlanmasından bir ay sonra da YÖK Denetleme Kurulu'nun üç üyesi, üniversitemizde inceleme ve soruşturma yapmaya başladı. Anlaşmazlığın özü, YÖK'ün üniversitemize yasadışı baskılar yapması ve üniversitemizin gelişmesini engelleyici kararlar alması...

Kadrolaşmakla ve bilimsel açıdan yeterli düzeyde olmamakla suçlanıyoruz.

Haziran 1977'de ilk mezunlarını veren genç bir üniversite olan Mersin Üniversitesi'nin, elbette eksiklikleri var. Ancak, aynı dönemde kurulan üniversitelerle karşılaştırıldığında, MEÜ'nün çok önemli bir mesafe kaydettiği kolaylıkla görülebilir. MEÜ, 5 fakültesi, konservatuvarı, 2 enstitüsü, 2 yüksekokulu, 7 meslek yüksekokulu, araştırma ve uygulama merkezlerinde 525 öğretim elemanı ve 364 idari personeli ile 7000 dolayında öğrenciye hizmet veriyor. Altyapısını hızla geliştiriyor.

(Bu arada, YÖK'ün bilimsel olarak yetersizlikle suçladığı üniversite hakkında bir fikir sahibi olabilmek için 16 sayfalık bir ekte, üniversitenin düzenlediği seminer ve konferanslar, öğretim üyelerinin içte ve dışta katıldığı toplantılar, konser ve dinletiler, sergiler, kültür ve spor şenliği konusunda ayrıntılı bilgi veriliyor.)

Özerk ve özgür bir üniversite olma mücadelesini yürüten üniversitemizin son olaylar sırasında yoğun bir kamuoyu desteği alması bizleri yüreklendiriyor. Mersin kenti meslek odalarıyla, sendikalarıyla, dernekleriyle, halkıyla üniversitesine sahip çıktı.

Türkiye'yi aydınlık bir geleceğe taşıma misyonuna sahip bulunan ve bu doğrultuda çalışmalarını yılmadan sürdürmeye kararlı olan Mersin Üniversitesi'ne kıyılırsa yazık olacak.

Mersin Üniversitesi'ne vereceğiniz destek, Mersin'de doğmaya çalışan ışığın parlamasına, dikilen fidanın büyümesine büyük katkı sağlayacak.

Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL-ME.Ü.Rektör Yardımcısı-MERSİN

(Not: Dikilen fidanın tertemiz büyüyeceğine inandığımız için bu yazıyı yayınlıyoruz.)

Güneydoğu kompleksi

Güneydoğu bölgesine yakın bir ilden 'Bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu' imzasıyla gelen yazıdan bir özet: ‘‘Haberlerde Güneydoğu'ya gidecek sağlık personeline 500 milyon lira maaş verileceği bildiriliyor. Bu ülkenin Marmaris, Antalya, İzmir illerinden ibaret olmadığını, Türkiye'nin Siirt, Diyarbakır, Hakkari gibi illerinin de olduğunu, TSK'de çalışan personel haricinde kimse bilmemektedir. Bizim gözümüz doktorların alacağı maaşta falan değil. Biz kelle koltukta vatanı savunurken, öğretmen, sağlık personeli ve diğer devlet memurlarının Doğu'ya gelirken, özel muamele görmek istemelerini anlamak mümkün değildir. Artık Doğu kompleksinden kurtulun. Buraya özel şartlarla değil, görev bilinciyle gelin...’’

MESAJ PANOSU

EŞBER İÇİN... Türk adaletinin gücü yalnız Türk mazlumları önünde mi kendisini gösterecek? Sevgili Eşber Yağmurdereli suçlu da olsa, insan onuruna yakışır şekliyle yargılanıp perişan edilmese olmaz mıydı? Ülkemin bütün sağduyulu hâkimlerine ve inşallah gelecekte bizlere nasip olacak demokratik yasalara saygılar sunmak istiyorum.

Ozan Mahzuni ŞERİF-İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘İstemeyerek belki yalan söylemiş olabilirim. Bilerek yalan söylediğimi hatırlamıyorum.’’

(DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller)

Yazarın Tüm Yazıları