Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı

Sanat, tüm dünyada son yılların en parlak dönemini yaşıyor. Yeni açılan müzeler, galeriler, fuarlar, sergiler… Türkiye’de bu işi en eski zamandan beri yapan isimlerden biri Murat Pilevneli. Adını havalı etkinliklerin ev sahibi olarak duyuyoruz. Dijital sanatın öncüsü olarak dünyaca tanınan, gurur duyduğumuz Refik Anadol’un ilk galericisi de kendisi. Pilevneli, “Sanat artık hayat tarzı oldu. Eskiden daha çok mobilya dolu olan evlerde şimdi resimler ve heykeller var” diyor.

Haberin Devamı

Onu yakalamak zor. Sürekli bir yerlerde, bir işler peşinde. Kendini anlatmaktan da çok hoşlanmıyor. Ancak elinin değdiği sanatçıları hepimiz çok iyi tanıyoruz; Haluk Akakçe, Leyla Gediz, Esra Gülmen, Hüseyin Çağlayan, Mentalklinik, Taner Ceylan bunlardan sadece birkaçı. Bugün dünyada dijital sanatın öncüsü olarak konumlanan Refik Anadol’un ilk sergisini o açmış. İstanbul ile beraber Bodrum’da da bir galerisi bulunan PİLEVNELİ’nin kurucusu Murat Pilevneli ile beraberiz.

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
Murat Pilevneli - Zeynep Bilgehan

ANNEMİN İNADIYLA HAYATA BAŞLADIM

Murat Pilevneli, 1971 yılında Almanya’da dünyaya geliyor. Sanat dünyasında bu soyadını taşıyan bir başka ünlü daha var; Türk resminin en kıymetli isimlerinden Prof. Mustafa Pilevneli… Onunla bir ilgisi var mı? Bu sorunun yanıtıyla başlıyoruz: “Kendisi annemin ağabeyi, yani dayımdır. Annem çok inatçı bir kadındı. Ailesini bırakıp tek başına Almanya’ya gidiyor ve orada âşık oluyor. Evlenmeden beni tek başına dünyaya getirmenin sorumluluğunu alarak orada yaşamaya devam ediyor. Bu yüzden ben annemin soyadını taşıyorum.”

Haberin Devamı

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 1971 Üç aylıkken

BAKMAKLA ANLAMAK BAŞKA ŞEYLER

Çocukluğu Almanya’da, yaz tatilleriyse dayısı Mustafa Pilevneli’nin yanında geçiyor. Murat Bey, “Dayım, babam gibiydi” diye anlatıyor: “Akademisyen tarafı olduğundan onunla birlikteyken hep bir eğitimden geçiyordunuz; ‘Nasıl güzel mi?’ diye sorduğunda aslında ‘Neye baktığını fark et’ demek isterdi. Bir bitkiye bakmakla onu gerçekten hissetmek, renk tonlarını ve derinlikleri anlamak başka bir şey. Resim yaparken yanına oturur baştan sona üretme sürecini izlerdim. Farkına varmadan, doğal bir şekilde temel bir sanat eğitim alıyordum.”

BERBAT BİR ÖĞRENCİYDİM

Evdeki eğitim, 1990 senesinde girdiği Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde resmileşiyor. Ancak bir sorun var. Pilevneli, “Okurken berbat bir öğrenciydim…” diye anlatıyor: “Çünkü resim yeteneğim yok. Resim yapamıyorum. Üniversiteye gelen herkes sanat eğitimi alabilir ama sanat eğitimi alan herkes sanatçı olacak diye bir şey yok. Bu da beni bu mesleğe itti. Bir gün okuldan bir arkadaşım bana ‘Bir eser satın almak istiyorum’ diye geldi ve ben kendimi sanat eseri satarken buldum.”

Haberin Devamı

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 2017 Sanatçı Subodth Gupta ve Aslı Pamir ile

KAMYONET KASASINDA MİLYONLUK TUVALLER

Pilevneli devam ediyor: “O dönem Bank Kapital’in genel müdürü olan Varol Civil, bankanın yeni binası için sanat eseri arayışındaydı. Bir arkadaşım aracılığıyla bankanın sanat danışmanı oldum. İlk sattığım eser bir Erol Akyavaş resmiydi.” Bir anda sanat danışmanı olmak… Bu nasıl olmuş? Murat Bey, “Ben şimdi genç bir sanatçının sergisini yaparken sezgilerime güveniyorum. Varol Bey de bana güvendi” diye yanıtlıyor: “Eserleri Galeri Nev’de Haldun (Dostoğlu) Bey’den alıyordum. O dönemden eşsiz hatıralarım var; şu an milyon dolarlara satılan büyük ebatta Akyavaş tabloları kamyonetlerin kasasından sarkıyor ve öyle taşınıyordu.”

Haberin Devamı

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 2018 Kızları Ayşe ve Sare ile

SANAT SİMSARIYLA GALERİCİNİN FARKI

Peki yaptığı meslek tam olarak nedir? Galerici ile sanat simsarı arasında ne fark var? Yanıtı: “Ben bir galericiyim. Sanat simsarıyla aradaki fark; galericiler temsil ettiği sanatçıların kariyerleriyle ilgili sorumluluk duyar. Sanat simsarının öyle bir sorumluluğu yoktur. Kârını koyar ve satar. Galerici bir sanatçıyı ele alır ve onu yapılandırır. Benim de bu işte en sevdiğim kısım hikâyenin bir parçası olmak oldu. Sanatın ticaretini yapmayı, onu parasal bir değer olarak görmeyi sevmiyorum.”

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 2018

EKRANI BÜYÜTTÜK SERGİ PATLADI

Hikâyesinin parçası olduğu isimlerden biri Refik Anadol. Pilevneli, “Refik, zaten çok yetenekli bir adam” diyor: “Dolapdere’de, 2018’de izdihama uğrayan sergiyi hazırlarken belli boyutta LED ekran koyacaktık. Sonra dedim ki ‘Refik gel, kocaman yapalım tam etkili olsun’ ve iş bir anda patladı! Sanatçılarla fikrin yerleştirmesini yapmak en büyük zevk.”

Haberin Devamı

İLK SERMAYEM DAYIMIN RESİMLERİ

Sene 2001… İlk galerisi Galerist’in hikâyesi şöyle: “Teşvikiye’de bir mekânın kiralık ilanını gördüm. Sadece kirasını merak ettiğim içim ararken kendimi o mekânı tutmuş buldum ama sermayem yoktu. Dayıma durumu anlatınca bana beş tane resim hediye etti ve ‘Bunları sermaye yap’ dedi. Varol Civil ve Akın Akbaygil’in de desteğiyle Galerist açıldı.”

AÇILIŞI ARA GÜLER’LE YAPTIM

Bu sefer de galeri vardı ama sanatçılar yoktu! Pilevneli: “Kometler, Güleryüzler vardı ama başkasının sanatçısını almaktansa kendi değerinizi yaratmak daha kuvvetliydi. Açılışı Ara Güler’in bir sergisiyle yaptım. Sonra Haşim Nur Gülen ve Levent Çalıkoğlu bana bir sergi yaptı. Ondan sonra birkaç ay bocaladım. Yurtdışındaki galerileri Türkiye’ye getirmeye çalıştım. İngiltere’nin en iyi galerilerinden Sadie Coles bana döndü. Önce Sadie’nin temsil ettiği bir sanatçıyla, sonra Haluk Akakçe ile ilk Türk sergimi yaptım.”

Haberin Devamı

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 1998 İlk sergi, Ara Güler ile

REFİK’İN İLK SERGİSİNE ÇOK AZ KİŞİ GELDİ

Pilevneli, “Kendini gösteremeyen sanatçıların peşine düştüm” diye devam ediyor: “Maddi olarak kolay değildi ama nasıl olduysa yıkılmadık. Açılışları popüler hale getirince sanat çekici bir faaliyet oldu. 2011’de Galerist’ten ayrıldım. 6 ay ‘Pilevneli Project’ adı altında genç sanatçılarla çalıştım. Refik Anadol’un ilk sergisini orada yaptık. Sene 2013’tü. O sergiye çok az kişi gelmişti. Bugünün koşullarının yüzde 3’ü diyebileceğim bir meblağa, Refik’in eserinin ilk alıcısı İnci Aksoy oldu. Sonrasında sergi işlerine biraz ara verdim. 2015’te doğru koşulların oluşmasıyla mesleğe geri döndüm.”

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı
SENE 2018 Refik Anadol ile... “Refik hem çok çalışkan hem alçakgönüllüdür.”

TÜRKİYE’DE ALICI VE SANATSEVER ÇOK

Pilevneli, sanatın demokratikleşmesinden yana… Bunun için İstanbul’da bu hafta düzenlenen  ücretsiz sanat etkinliği ‘ArtShow’un katılımcısıydı. Diyor ki: “Türkiye’de alıcı ve sanatsever çok. Yaşam tarzı değişiyor. Eskiden daha çok mobilya dolu olan evlerde şimdi daha çok sanat eserleri yer almaya başladı.”

YENİ SANATA BAŞLAYANLARA ÖNERİLER

“Hiçbir direktif yok. İçinizden geldiği gibi hareket edin! Sanatçının derdi de sadece eserini satmak değil. Sanatçı ürettiği eseri insanlarla paylaşmak istiyor. O yüzden her eseri satılan bir sanatçı sergisi gezilmezse mutsuz olur. Eserlerinin görülmesi, sergilerinin gezilmesi sanatçıyı belki de satıştan daha fazla
mutlu ediyor.”

Çağdaş sanatın en havalı galericisi… Mobilyaların yerini resim ve heykel aldı

SANAT BİR ‘ENTELEKTÜEL FAALİYETİ’ DEĞİL

Başladığımız yere dönersek sanatın yükselişini neyle açıklıyor? Diyor ki: “Sanat sosyal hayatımıza çok fazla girdi. Moda markaları bile sanatçılarla işbirliği yapıyor. ‘Entelektüellerin faaliyeti’nden çıkıp herkesin ilgilenebileceği bir meseleye dönüştü.” Dijital sanatın etkisi ne? Yanıtı: “Bu hâlâ anlaşılan bir şey değil. Zaten sanatta baktığın şeyi kolaylıkla anladığında cazibe ortadan kalkıyor. Merak olmalı.” 

Yazarın Tüm Yazıları