Yasin Girgin

Askere giden işçi işine dönmek isterse

23 Temmuz 2015
Vatani görevimi yapmak için işimden ayrılmıştım. Askerliğimi tamamladım, sonra da başka bir iş aradım, ama bulamadım.

Askere gidenlerin eski çalıştığı işyerine dönebileceğini duydum, böyle bir hakkım var mı?Aslan K.

Kanunlarımız sizin durumunuzda olan çalışanları koruyucu bir kural getirmiş, ancak bu kuraldan yararlanabilmenizin süresi oldukça kısa:
İş Manunu madde 31’e göre askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek isterse işveren bu işçiyi eski işine veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe o andaki şartlarla almak zorundadır.
Aranan şartlar bulunduğu halde işveren işe girmek isteyen eski işçisini işe almazsa, o işçiye üç aylık ücreti tutarında tazminat öder. Ancak işçi askere giderken iş sözleşmesini kıdem tazminatını alarak feshetmişse, işçi işe iade talep edemez.

EVLİLİK İÇİN AYRILIYORUM

9 Eylül’de nikah yapacağız. İki hafta kadar sonra da düğünümüz olacak. İşyerinden bu nedenle ayrılmak ve kıdem tazminatımı almak istiyorum. Muhasebe ile konuştum, böyle bir hakkım olmadığını söyledi, işten şimdi ayrılsam tazminatımı alamayacak mıyım?Kader H.

Kadın işçiler evlendikleri tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmelerini feshedebilirler. Bu fesih durumunda işverenin kabulüne gerek duyulmaz. Bu hak, sadece kadın eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Kadın işçi bu hakkını sadece evlilik işlemi tamamlandıktan sonra kullanabilir. Evlilik öncesi bu hakkı kullanması mümkün değildir. Yani evlenmeden işten ayrılırsanız, kıdem tazminatı hakkınızı kaybedersiniz.

SİGORTASIZ ÇALIŞIYORUM

Yazının Devamını Oku

Çalışana yüzde 100 bayram zammı

19 Temmuz 2015
Ankara’da, önceki yıllardaki sıcak günlerin aksine, bu yıl bol yağmurlu bir Ramazan ayı da göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

Ve bayram kapıyı çaldı.
Milyonlarca insan, 4 günlük Ramazan Bayramı tatili için direksiyon başına geçip, yollara düştü. Trafik çileye dönüştü, kazalar ve can kayıpları yaşandı.
Acısıyla, tatlısıyla bir Ramazan Bayramı daha bugün son eriyor.

* * *

Tabi bir de bayram tatili süresince çalışanlar vardı. Onların en merak ettikleri ‘Bayramda çalışanların alacağı ücret’ konusu, sorusuydu.
Öncelikle şuna açıklık getirelim:
Bazı işler yönünden, hafta sonu yahut gece vakti çalışma nasıl kabul edilebiliyorsa bayramda da çalışma yapılabilmesi mümkün görülüyor.

Yazının Devamını Oku

30 yıllık evliliğe ne kadar tazminat verilmeli

9 Temmuz 2015
30 yıllık bir evlilikten sonra yaklaşık iki yıl önce boşanma davası açtım.

Eşimden hakaret gördüm, aşağılama gördüm, horlanma gördüm. Beni bir çok kere darp etti, evden beş parasız sokağa attı. Başka kadınlarla birçok kez aldattı. Sonunda boşanma davasını açtım, manevi tazminat istedim. Tanıklarım da mahkemede başıma gelenleri bir bir anlattı. Ancak sonunda hakim bana 25 bin lira manevi tazminat verdi. En az 100 bin-200 bin tazminat alacağımı düşünüyordum. Şimdi bu 25 bin lira manevi tazminat benim 30 yılımın karşılığı mı? Sevil K.
Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir.
Manevi tazminatın çok yüksek bir miktarda verilip bir tarafı zenginleştirmesi halinde amacından sapmış olacağı kabul edilmektedir, yani manevi tazminat miktarı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda olmalıdır.
Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmalıdır.
Bunların doğru bir şekilde değerlendirilmediğini, sosyal-ekonomik durumunuza, yaşanan olayların ağırlığına uygun olmadığını düşünüyorsanız mahkemenin kararını temyiz etmenizde fayda görüyorum.

* Biz eşimle anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdik. İki çocuğumuz var, her ikimizde çocukların velayetini istiyoruz. Benim yanımda kalırsa çocuklara annem bakacak, eşimin yanında kalırsa çocuklara bakıcı tutacak... Artık biran önce boşanmak ve hayatımı yeniden kurmak istiyorum. Hemen bir anlaşmalı boşanma davası açsak, mahkemede hakim önüne çıkınca, hakime çocukların kimde kalacağına siz karar verin, geri kalan konularda biz anlaştık desek olabilir mi? Hakim hemen karar verir mi? Yoksa dava uzar mı?
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.

Yazının Devamını Oku

Dilekçeyi veren artık özgür mü?

3 Temmuz 2015
Kıymetli meslektaşım gaçtiğimiz günlerde bir gazetede yer alan haber dikkatimi çekti.

Habere göre Yargıtay, eşlerin boşanma davası açtıktan sonra da “sadakat” başta olmak üzere evlilik birliğinin devamıyla ilgili yükümlülüklerinin devam ettiğine ilişkin önceki içtihatlarını değiştirmiş. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ilke kararlarında “dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı” belirtilmiş. Habere “Boşanma davasını açan özgür olacak” şeklinde çok iddialı da bir başlık atılmıştı. Yeni içtihada göre, boşanma davası açıldıktan sonra tarafların başka kişilerle ilişki kurmaları nedeniyle tazminat, nafaka ve velayet konularında aleyhte karar verilmeyecekmiş. Uzun yıllar süren boşanma davaları süresince tarafları bağlayan sadakat yükümlülüğü de ortadan kalkmış. Bu haberi halen boşanma davası süren müvekkiller de okumuş ve telefon yorlar, vermem gereken cevaptan emin olamadım. Aydınlatırsanız sevinirim.
Avukat Yaşar Ö.

Yaşar bey, aynı haberi okuyunca kaynağını araştırdım. Gerçekten de haberde, “Yargıtay, uzun yıllardır, boşanma davaları açıldıktan sonra da tarafların evlilikten kaynaklanan yükümlülüklerinin devam ettiğine hükmediyordu... Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bu içtihadı değiştirdi. Dairenin ilke kararlarında “dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların dikkate alınamayacağı” belirtildi. Daire bir kararında boşanma davasının davalısı olan kadının eşinin boşanma davası sürerken, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkin “dava tarihinden sonra gerçekleşen olayın kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağının tabii olduğuna” işaret ederek temyiz itirazlarını reddetti.” şeklinde bir ifade bulunuyor.

DAVANIN AÇILDIĞI ZAMANKİ KOŞULLARI

“Her dava açıldığı zamanki koşullara göre değerlendirilir.” Bu ifadeden de görüldüğü üzere, karar hatalı yorumlanmış ve kararda hiç geçmeyen çıkarımlarda bulunulmuş. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi aslında, öteden beri uygulanan bir ilke olan “Her dava açıldığı zamanki şartlara göre karara bağlanır” ilkesi çerçevesinde normal bir karar almış. Eşler, doğal olarak boşanma davasını açarken, o ana kadar yaşanmış olan olaylardan dilekçelerinde bahsedebilirler. Henüz yaşanmamış olayların dilekçede anlatılarak boşanmaya dayanak olması mümkün değildir. Örneğin bir kadının “kocam bana ileride ekonomik şiddet uygulayacak; beni darp edecek, aldatacak” gerekçesiyle dava açması söz konusu olmaz.

ÖZGÜRLÜK YOK

Dava açılınca eşlerin özgür olması söz konusu değil. Yargıtay da, davanın açılmasından sonraki olayların, “sadece” o davada incelenmesinin söz konusu olmadığını belirtmiş. Yoksa eşlerin sadakat yükümü Medeni Kanun’un 185. maddesine göre, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Boşanma dava dilekçesinin verilmesiyle eşler “özgür” olmazlar. Ancak, boşanma davasının açılmasından sonra aldatma gerçekleşmişse, bu durumda aldatılan eş ikinci bir boşanma davası açar, bu ikinci dava ile ilk dava birleştirilir ve iki davadaki deliller değerlendirilerek, buna göre tazminata, velayete, nafakaya karar verilir.

Yazının Devamını Oku

İşveren davaları neden hep kaybeder?

25 Haziran 2015
Geçenlerde danışmak üzere ofisimde ziyaretime gelen danışan, arkadaşının başına gelen bir olaydan söz etti.

Atölye sahibi arkadaşı, bir takım nedenlerden dolayı çalışanlarından üçünün iş sözleşmesini kendisine göre haklı sebeplerle feshetmiş. İşçiler ise akabinde mahkemeye başvurmuşlar.
Atölye sahibi, iş sözleşmesinin feshine neden olan olaylarla ilgili olarak kendisinin de tanık gösterdiğini ancak mahkemenin atadığı bilirkişinin, davacı işçilerin tanıklarına itibar ettiğini ve bu nedenle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti kaybettiğini anlatmış ağlamaklı.
Ben de kısaca bunun nedenlerini anlattım. Sizlerle de paylaşayım:
İş Mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, dava dilekçesi davalıya gönderilir. Davalı buna karşı dilekçeyle cevap verir.
Bu arada bordrolar, özlük dosyaları, tutanaklar vb. belgeler bulundukları yerden getirtilir; dava konusu ile ilgili tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenilmek üzere mahkemeye davet edilir.

* * *

Davacılar çoğunlukla bir ücret karşılığında işyerinde çalışmış bulunan ve haksızlığa uğradığını düşünen işçilerdir. Davalılar ise her ay muhtasar, stopaj, KDV, Vergi, kira, elektrik, su, telefon, internet, yemek vb. giderleri karşılamanın sıkıntısıyla uğraşan işverenlerdir.

* * *

Yazının Devamını Oku

Üçlü vardiyada fazla mesai olmaz

18 Haziran 2015
Üçlü vardiya sistemiyle çalışan bir fabrikanın insan kaynakları müdürüyüm. Çalışanlardan biri işten ayrıldıktan sonra kıdem tazminatı ve diğer hakları ile birlikte fazla mesai talepli dava açtı.

Davada işçi, iki tanık gösterdi. Bu tanıklar ortalama günde 1-2 saat fazla mesai yaptıklarını söylediler. Mahkeme tanıkların gerçek dışı beyanlarına itibar ederek fazla mesai talebini kabul etti. Bu kararı temyiz etmezsek ne olur, temyiz edersek yargıtayın hangi dairesine gider?
Hasan R.

Hasan bey, üçlü vardiya sistemiyle yani 08.00-16.00, 16.00-24.00 ve 24.00-08.00 mesai saatlerinde çalışan işyerlerinde kural olarak fazla mesai uygulanmaz.
Ancak bu aksi ispat edilebilecek bir kuraldır, bunun aksi belgelerle ispat edilebilir. Bununla birlikte fazla mesainin tanıkla ispat edilmesi mümkün değildir, yazılı belge ile kanıtlanması gerekir.
Bu dosyanın temyiz etmezseniz yahut temyiz edip de karar doğru bulunup onanırsa diğer çalışanlar için emsal olur. Bu karar temyiz edilince davaya bakan mahkemenin grubuna göre Yargıtay’ın ya 7inci ya da 9uncu Hukuk Dairesi’nde incelenir.

İŞYERİM GİRDİ-ÇIKTI YAPMIŞ

Yazının Devamını Oku

Anayasa Mahkemesi’nin nikah kararı

11 Haziran 2015
Kanunlar, olması gerekeni öngörüp, olanı düzenler. İyi kanunlar toplumu güzelleştirir, kötü kanunlar ise geleneği, ahlakı ve sonuçta toplum yaşantısını bozar, huzursuz eder.

Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesi 27 Mayıs 2015’te yayınlanan resmi nikahtan önce dini nikah kıyılmasına ceza öngören kanun maddesini, ‘dini veya inancı dışa vurma özgürlüğü’ne aykırı bularak iptal eden kararını inceleme imkanı buldum.

* * *

Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelen kanunları, özgürlük ve eşitlik yönünden ele alması önemli bir gelişme. Değişen toplum yapısı ile birlikte statükoyu, devleti korumayı amaçlayan kanunlar bu şekilde zaman içinde elenecek, yeni çıkarılacak kanunlar da bu ilkeler göz önüne alınarak hazırlanacaktır.

* * *

Bu tabi madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise durum epey farklı:
Her yıl ülkemizde ortalama 600 bin çift evleniyor. KAMER Vakfı’nın yaptığı çalışmaya göre, ülkemizde evliliklerin yaklaşık yüzde 60’ı görücü usulüyle yapılıyor. Bu kadınların 4’te biri istemeden evlendiğini söylerken, yüzde 54’ü eşini görünce ‘ısındığını’ söylüyor.
Yani kabaca, her yıl 600 bin kadından 90 bini istemediği bir evliliğin içinde buluyor kendini.

Yazının Devamını Oku

Kira artışını hangi orandan yapacağız

4 Haziran 2015
Kiracımla kira artış oranında anlaşamıyoruz.

Mahkeme söz konusu olursa, Hakimler TEFE yi mi baz alır, yoksa TÜFE yi mi?Veli K.

Veli bey, kira artış oranlarının uygulaması için sizin kiralamanızın işyeri kirası mı yoksa konut kirası mı olduğunu bilmemiz gerekir. Eğer işyeri kirası ise, bu işyerlerinin kiralamalarında artış oranları 2020 yılının 1 Temmuz gününe kadar serbest bırakılmıştır, mülk sahibi ile kiracı sözleşme serbestisi içinde belirledikleri oranlarda kira bedeline zam yaparlar. Ancak sizin kiralamanız konut ise, yurt içi üretici fiyat endeksine yani Y-ÜFE’ye bakacaksınız. Bu endeksin son 12 aylık ortalama artış oranı sizin için de geçerli olacaktır.

VEFAT EDEN EŞİMDİN MİRAS ALIR MIYIM

2014 yılının nisan ayında Alman yasalarına göre boşandım. Türkiye’de tanıma ve tenfizini yaptırmak için Eylül 2014’te dava açtım. Eşim vekalet vermedi. Mart 2015’te eşim vefat etti, dava sonuçlanmadı ve kesinleşmedi. İki çocuğum var, biri 18 diğeri 13 yaşında ve benimle birlikte yaşıyorlar. Vefat eden eşimden ailesine miras kaldı. Bizim miras hakkımız var mı?Handan Y.

Handan hanım, öncelikle başınız sağolsun. Evlilik birliğinin sona ermesi ile hısımlık ilişkisi bir çok yönden sona ermez. Bununla birlikte boşanma halinde mirasçılık hakları ortadan kalkar. Almanya’da boşandıktan sonra Türk Mahkemeleri’nde tanıma davasının açılmış ve karar verilmiş olması bir nevi durum tespitidir, yani Türk mahkemeleri boşanmaya değil boşandığınızın tespitine karar verir. Bu nedenle ilk mahkeme kararı ile boşanmış olursunuz ve mirasçılığınız sona erer. Ancak, müşterek çocukların mirasçılığı boşanma kararından ya da kimin yanında bulunduklarından bağımsızdır. Bu nedenle eşinizden geriye kalan malvarlığı (tereke) üzerinde müşterek çocuklarınızın da miras hakkı bulunmaktadır.

YARISI BANA MI AİT

Eşler boşanmış, mal paylaşımı davaları devam ederken gayrimenkul üzerine olan eş kira gelirini almaktadır. Mal paylaşımına konu olan gayrimenkulün kira geliri de ortak değil midir?Ali Ekrem K.

Ali bey, kira gelirlerinin evlilik birliği içinde toplanmış olanları mal paylaşımına ortaktır. Yani mal paylaşımına karar verilirken bu kira gelirleri de hesap edilir. Ancak mal paylaşımı için eşlerin malvarlığı hesap edilirken, boşanma davasının açıldığı tarihe bakılır. Boşanma davasının açıldığı tarihte eşlerin mal varlığının ayrıldığı kabul edilir. Bu tarihten sonra, boşanma kararının kesinleşmesine kadar olan dönemde edinilen malvarlığı edinen eşe ait olur. Örneğin boşanma davasının açılmasından sonra eşlerden biri araba alsa, bu araç paylaşıma konu olmaz. Buna benzer şekilde, mal paylaşımı devam ederken toplanan kira geliri de paylaşıma tabi olmaz, gayrimenkul hangi eşe aitse tek başına o hak sahibi olur.

Yazının Devamını Oku