Yasin Girgin

Şirketini kurtaran patron

30 Ocak 2015
Bir inşaat şirketinin uzun yıllardır taşeronluğunu yapıyorum.

* Uzun zamandır şirketin sıkıntıda olduğunu biliyorduk, ödemeler bazen aksıyordu, bir-iki ay gecikmeli de olsa paramızı alıyorduk. Bundan üç-dört ay kadar önce, taşeron arkadaşlara mal veren şirketlerden bir tanesi, şirketin çekini tahsil edememiş, bu nedenle icraya vermiş. Firmanın avukatları da hemen mahkemeye başvurmuş ‘iflasın ertelenmesi kararını’ çıkarttırmış. O zamandan bu yana biz de alacağımızı alamaz olduk. Ne yapacağımızı şaşırdık. Benim yanımda SSK’lı 16 personel çalışıyor, para alamadığım için ben de sıkıntıya girdim. Ne maaş ödeyebiliyorum, ne de aldığım malların parasını verebiliyorum. Yakında ben de icralık olacağım. Ne yapmamız lazım, biz de mi iflas erteleme isteyelim? Hasan K.

Hasan Bey, özellikle ekonomideki durgunluk dönemlerinde nakit para akışındaki zincirin kırılması sebebiyle firmalar zorluğa düşebilir. Zora düşen firmaların ticari faaliyetini sürdürebilmesi için 2003 yılında İcra İflas Kanunu’nun 179. Maddesi değiştirildi. Değişen maddeye göre, borçları aktifinden fazla olan şirketlerin yöneticileri, mahkemeye durumu kurtarabileceğine dair bir proje sunuyor. Bu proje Ticaret Mahkemesi tarafından kabul edilirse şirketin hemen iflas etmesi yerine iflas kararının belli bir süre ertelenmesine karar veriliyor.

* * *

Çoğunlukla inşaat şirketleri ile gündeme gelse de hemen hemen tüm sektörlerde önemli firmalar iflas erteleme için mahkeme kapılarını aşındırmaya başlamış durumda. Örneğin Türkiye’nin toptancı halinden borsaya ilk açılan firması Mango Gıda, dünyaca ünlü şef Jamie Oliver’in İstanbul’da açtığı Jamie’s Italian bunlardan bir kaçı. Yine dün ajanslara Rus Turizm devi Tez Tur’un Türkiye’deki ayağı olan Alkan Grup Turizm İşletmeleri A.Ş.’nin de iflas erteleme için başvurduğu haberleri düştü.

* * *

İflas erteleme, amacı itibariyle iflas edecek duruma düşmüş bir şirketin iflas etmesindense icra baskısı olmadan çalışabilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasal düzenleme içeriyor. Belki Jamie’s Italian iflas etse sınırlı sayıdaki ürün sağlayıcı, çalışan bundan zarar görecektir, ancak örneğin Alkan Turizm iflas ettiğinde, yılda getirdiği 1 milyona yakın turisti ağırladığı ifade edilen 1300 civarında turizm tesisi, bunların çalışanları, tedarikçiler ile birlikte Türkiye ekonomisi dahi olumsuz etkilenebilir.

* * *

Ayrıca iflas ertelemenin özellikle, alacakları ile borçları arasında akış uyumsuzluğu olan şirketlerle, mal varlığı gayrimenkul gibi likit olmayan yatırımlarda bulunan şirketlerde işe yaradığını belirtmeliyim.

Yazının Devamını Oku

Medeni Kanun artık değişmeli

23 Ocak 2015
İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak 4 Ekim 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu, yaklaşık 75 yıl sonra, çağın gereklilikleri, Türk halkının nitelikleri göz önünde tutularak 1 Ocak 2002’de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’yla değiştirilmişti.

Elbette hiç bir kanun mükemmel olamaz, zaman içinde eskir; yeni ihtiyaçlara uyarlanması, gerekli değişikliklerin yapılması gerekir. Toplumun ortak aklına mantıksız gelen kanun ise zaten çoğu zaman uygulanmaz, ya da by-pass etmek için çeşitli yollar aranmaya başlanır.
Son zamanlarda boşanan kadın-erkek, müşterek çocuk, taraf avukatları ve aile hakimleri hatta aile mahkemesi kalem personelinden dahi o kadar çok eleştiri ve yorum duyuyorum ki, sonunda bunların bir kısmını -bir köşe yazısının elverdiği ölçüde- bazı başlıklar altında toplayarak yazma zorunluluğu hissettim.

1. ÇEKİŞMELİ BOŞANMA SUİSTİMAL EDİLİYOR

Kanunun 166. maddesine göre eşlerin anlaşmalı olarak boşanma davası açabilmesi için en az 1 yıl süresince evli kalmaları gerekiyor. Eski kanunda olmayan anlaşmalı boşanma yeni kanuna alınarak, önceki kanun zamanındaki “kanuna karşı hile” yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştı. Ancak, 2007 yılının ortalarından başlayarak anlaşmalı boşanma için gereken 1 yıllık sürenin, çekişmeli boşanma davası açılıp usulen iki şahit dinletilmek şekliyle delindiğini gözlemliyoruz. Ya bu bir yıllık süre kaldırılmalı ya da kanunun tam uygulanması sağlanmalı.

2. EVDEN UZAKLAŞTIRMA KARARLARI AİLELERİ DAĞITIYOR

Eşin, her hangi bir sebep göstermek zorunda kalmadan 6284 sayılı Kanun’a göre diğer eşi evden uzaklaştırılması, kendisi ile iletişimi kuramamasına yönelik talepleri, aile mahkemelerinden bir gün içinde çıkıyor. Bir gün içinde evinden atılan, çocuklarından uzaklaştırılan eş -genellikle erkek- evliliğini kurtarmak için iletişime bile geçemiyor, geçtiği anda hapis cezasıyla tehdit ediliyor. Hemen o da mahkemeye başvurarak tedbir aldıran eşine karşı tedbir kararı aldırıyor. Ailenin içine mahalle karakolunun girmesi, evliliğe onarılamaz zararlar veriyor. Kaldı ki, kanunun asıl amacı olan kadına karşı şiddeti önleyemediği de ortada. Bu kanun kaldırılmalı; yerine aile bireylerine yönelik suçlarda ceza kanununun daha etkin uygulanması sağlanmalı.

3. VELAYET KONUSU ÇOĞU KEZ GERÇEK DURUMLA UYUMSUZ

Özellikle kadının da çalıştığı, eğitim seviyesinin yüksek olduğu taraflarda, her ne kadar mahkemeler velayeti bir tarafa bıraksa da diğer eş de çocuğun hayatında söz sahibi olmak istiyor. Bir anlaşmazlık çıkana kadar çocukla ilgili kararlar “ortak velayete” benzer şekilde alınıyor, sorun çıktığında ise velayeti elinde bulunduran taraf bunu koz olarak kullanmaya başlıyor. Velayete ilişkin düzenlemeler çeşitlendirilerek tarafların, durumlarına en uygun çözümü sağlamasının önü açılmalı

Yazının Devamını Oku

Boşanacaklara 10 altın kural

15 Ocak 2015
Boşanma sürecinde ebeveynlerin en büyük endişelerinin başında çocuklarının kaderi gelir.

Görünen o ki, boşanma sürecinde kadın ya da erkek her iki ebeveyn de çocuklarıyla ilgili korku, kaygı ve suçluluk duyuyor. Ailesi boşanmış çocuklarla konuştuğum zaman, hayallerini sorarım, genelde verilen cevap anne-babanın suçluluk duygusunu da üç-beş kelime ile işaret eder: “Annemle babamın yeniden bir arada olmasını istiyorum.”

* * *

Anne ve babanın bir arada olması elbette ki önemli. Ancak, eğer anne baba mutsuzsa, ilişkileri kopmuşsa, sık sık tartışıp kavga ediyorlarsa, evde gergin bir ortam varsa çocuk anne babanın bir arada olması nedeniyle güven duymaz, tam tersine mutsuz olur. Psikologlara göre böyle bir ortamda çocuğun büyümesi psikolojik açıdan daha da sakıncalı. Diğer taraftan boşanma aşamasındaki bir çok kadın da, boşanma kararını almada, kendilerini bizzat çocuklarının cesaretlendirdiğini anlatır bana.
Bu nedenle boşanma süreci içinde çocukların yaşayacağı stresi en aza indirmek için boşanma aşamasındaki eşlerin, aşağıdaki kurallara dikkat etmesinde yarar görüyorum:
1. Çocuklara, anne-babanın yaşadığı anlaşmazlığın kaynağının çocuk olmadığı anlatılmalı.
2. Çocuklara, arkadaşlarıyla anlaşamadıkları duruma benzer olarak bazen anne babanın da anlaşmazlık yaşayabileceğini ve ayrı yaşamaya karar verdiğinizi anlatmalısınız. Ancak bunu anlatırken kimseyi suçlamamaya dikkat edilmeli. Çocuklar uygun şekilde anlatıldığında bir çok şeyi yaşlarından beklenmeyecek olgunlukla kavrayabilirler.
3. Anne babanın eş rolünü bitirdikleri ancak anne baba rollerinin devam ettiği ve çocuğu hiçbir zaman terk etmeyecekleri çocuğa söylenmeli.

Yazının Devamını Oku

Anlaşmalı boşanma davasında dikkat edilecek 6 nokta

8 Ocak 2015
Anlaşmalı boşanma, genel olarak düşünülenin aksine, kadınların daha çok sorduğu konuların başında geliyor.

Kadınlar; çatışmadan kaçmak, uzun sürebilecek bir boşanma davasına dayanamamak, çocukların ihtiyaçları ve benzeri nedenlerle erkeklerin anlaşmalı boşanma talebine karşı duramıyor. Gözlemlediğim kadarıyla “son kuruşuna kadar alacağım” diye düşünen ve bu kararını sonuna kadar götüren kadına gerçek hayatta çok az rastlanıyor.
Ancak, anlaşmalı boşanma gerçekleştikten, taraflar boşandıktan sonra bir çok kadın bana telefon ederek anlaşmalı boşanma protokolü nedeniyle uğradıkları mağduriyeti gidermemi istiyor.
Hemen belirtmek gerekir ki, anlaşmalı boşanma ile tarafların boşanmasından sonra, boşanma protokolünde kararlaştırılan konularda yeniden dava açmak mümkün olamıyor. Bunun istisnasını ise çocuklar lehine protokole madde konulmamış olması halinde iştirak nafakası oluşturuyor.
Bu nedenle anlaşmalı boşanma ile çekişmesiz ve kısa bir süre içinde boşanmayı düşünenler için bu yazıyı hazırladım:

* * *

1. Hızlı davranmak ile aceleci davranmak arasında fark vardır
Anlaşmalı boşanma davası, tahmin edilebileceği gibi çekişmeli boşanma davasından daha kısa sürede biter. Bir an evvel boşanmanın gerçekleşmesini ve hayata yeni bir başlangıç yapılması elbette daha iyidir, ancak buna karar verirken mutlaka iyi düşünmek gerekiyor. Meslek yaşamımda, anlaşmalı boşanma duruşmasında (tek celsede biter) vazgeçenleri, çekişmeli boşanma davasının son duruşmasında barışanları, hatta dosya Yargıtay’da temyizdeyken biraraya gelip daha feragat ettiğimiz dosya yerel mahkemeye gelmeden yeniden anlaşmazlığa düşenleri gördüm.

Yazının Devamını Oku

2014’ten ilginç notlar

25 Aralık 2014
Bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz.

Geçen yıl son yazımda, 2013 yılı boyunca aile davalarıyla ilgili aldığım ilginç notları sizlerle paylaşmıştım.
Bu yıl da geleneği bozmak istemedim. Yine, 2014 yılı boyunca okuduğum ve karşılaştığım olayları, bakış acımla siz değerli okurlar için derledim. Tüm okurlara şimdiden mutlu yıllar.
2015’te görüşmek üzere...

YILIN SUÇLUSU:
WhatsApp’ın yeni kullanıma sunduğu “mavi tik” uygulaması bir çiftin boşanmasına sebep oldu. “Mesaj okundu” anlamına gelen mavi tikler, Bahreyn Krallığı’nda 2 yıllık bir evliliği bitirdi. WhatsApp üzerinden eşine mesaj yollayan bir koca, mesajlarını okumasına rağmen cevap vermeyen karısına boşanma davası açtı.

YILIN DİKKATLİSİ:
İstanbul Aile Mahkemesi’ne açılan boşanma davasına göre, Ömer Ö.’yle matematik öğretmeni Betül Ö., Temmuz 2012’de görücü usulü evlendi. Çift birbirlerini balayında tanıdı. Ancak Ömer Ö., bu süreçte eşinde fizyolojik bozukluk olduğunu anladı. Betül Ö. sağ kolunu kaldıramıyor, yürüme güçlüğü çekiyordu. Bir omzu da düşüktü. Israrlara rağmen doktora gitmek istemeyen eşini Prof. Ersin Tan’a götüren Ömer Ö., burada gerçeği öğrendi. Betül Ö. genetik bir kas hastalığından mustaripti ve tedavi olanağı yoktu. Görücü usulü evlendiği karısının gizlediği genetik kas hastalığını öğrenen koca, doğacak çocuklarında da olma olasılığı nedeniyle boşanma davası açtı. Mahkeme, çifti hem boşadı hem kadını tazminata mahkûm etti.

YILIN UYANIĞI:

Yazının Devamını Oku

Banka ipotekten önce hacze gelebilir mi?

18 Aralık 2014
- Şirketimizin kullandığı krediler nedeniyle bir bankaya yüklü miktarda borcumuz var.

Bu borçlar için ortaklarımızdan biri evini ipotek etmişti. Banka önce bu evi mi satar yoksa şirkete icra mı yapar? Selim K.Borç için ipotek ettirmişse kanuna göre öncelikle üzerine ipotek konulmuş olan gayrimenkulün satışa çıkarılması gerekir. Banka bu gayrimenkulü sattırmadan başka icra takibi yapamaz.

- Alacağım için bir çek almıştım. Bankaya götürüp arkasını yazdırmayı ihmâl ettik. Şimdi bankaya götürsem, arkasını yazdırabilir miyim? Hakan S.Çekin karşılığı olup olmadığının süresi içinde, bankaya ibraz edilmesi yoluyla tespit edilmesi gerekir. Çek, süresi içinde bankaya ibraz edilmezse kambiyo senedi olma özelliğini kaybeder, adi havale belgesine dönüşür. Bu belgeye dayanarak icra takibine başvurabilirsiniz, ancak kambiyo senetleri için öngörülmüş olan icra kolaylığı bu tür belgelerde yoktur. Alacağınızı almanız zorlaşabilir.

- Müşterimizden yaptığı alışveriş karşılığında senet alıyoruz. Kredi kartı kullanmayan müşterilerimiz için böyle bir kolaylık yapmaya çalışıyoruz. Senetlerle borcu vadelendiriyoruz. Aldığımız senetlerden bir tanesinde ödeme günü olarak 11.2.2013 tarihini koymuşuz. Yanındaki vade bölümüne vadelendirdiğimiz ayı ‘4 ay’ diye yazmışız. Müşterimizin yeğeni avukatmış, geldi senede itiraz etti. Bu senet geçerli değil, dedi. Doğru mu? Eşref H.

Senet çift vadeli olarak hazırlanmış, bu nedenle senet olma özelliğini kaybetmiş. Ancak senet olmasa dahi temel borç ilişkisi nedeniyle müşterinizin size hala borcu bulunuyor, ödeme yapması gerekir.

- Müşteriden aldığımız çek ne kadar sürede zamanaşımına uğruyor? Kimisi 6 ay diyor, kimisi daha uzun sürelerden bahsediyor. Açıklık getirebilir misiniz? Taha R.Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresi dikkate alınır. Bu nedenle 6762 Sayılı TTK’nun 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanun’un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıldır.

- Teminat olarak verdiğimiz senet icraya konabilir mi? Taha R.

Senetlerin teminat olarak verilmiş olması halinde, bu senetlerle kambiyo senetleri için öngörülmüş yollarla icra takibi yapılması doğru değildir. Bu şekilde başlatılan icra takiplerine 5 günlük süre içinde itiraz edilebilir.

- Emekli maaşıma haciz kondu. Bunun için hemen itirazda bulundum. Bu zamana kadar kesilen paraların bir kısmı alacaklı tarafından dosyadan çekilmiş. Bu çekilen paraları geri alma imkanım var mı? Raşit A.

Yazının Devamını Oku

5 yıl önce boşandık ama...

11 Aralık 2014
2010 yılının mart ayında boşandım. Yaklaşık 5 sene oldu, ancak eski eşimin borçları hâlâ benim adresime geliyor.

* Bu durumda ne yapabilirim? Rüzgar K.
Rüzgar hanım, eski eşinizin Mernis adresinin halen sizin oturduğunuz adres olup olmadığını muhtarlığınızdan kontrol edin, eğer sizinle aynı adreste oturuyor görünüyor ve tebligatlar Mernis adresine gönderiliyorsa, muhtarlık yardımcı olacaktır.

* Eski eşim vefat etti. Kızımın velayeti annesindeydi, bu durumda ne yapmam gerekir, velayet kimdedir? Murat İ.
Murat bey, boşanma davasının sonucunda velayet eşlerden bırakılıyor. Bu kendisine velayet bırakılan ebeveyn, vefat edince velayet sona erer ancak kendiliğinden hayatta kalan diğer ebeveyne geçmez, çocuğa vasi atanır. Hayatta kalan ebeveynin, çocuğunun velayetini alması için dava açması ve açtığı bu davanın mahkemece çocuğun yararına uygun bulunması gerekir.

* Avukatsız boşanma davası açtım. Fakat dilekçede olayları tam olarak yazamadım, tekrar dilekçe verme imkanım var mı? Elif Ö.
Boşanma davaları mahkemeye karşı taraf sayısından bir tane fazla hazırlanacak bir dilekçe ile açılır. Buna dava dilekçesi adı verilir. Dava dilekçelerinde bazı hususların yer alması zorunluluğu vardır. Bunlar davacının ve davalının adları-soyadları, adresleri, TC kimlik numaraları, dava ile neye karar verilmesi istendiğidir. Bunların yanında, davacının dava dilekçesinde olayları açık bir şekilde anlatması ve bu olayları nasıl ispatlayacağını da belirtmesi gerekmektedir. Bugün yürürlükte olan kanunumuza göre, mahkemeler kendilerine gelen dava dilekçelerin, bu yönden inceleyerek dava dilekçesinin geçerli bir şekilde hazırlanıp hazırlanmadığını denetlerler. Eğer dava dilekçesi doğru bir şekilde hazırlanmamışsa dilekçe reddedilir.
Açtığınız davada, dava dilekçenizin reddedilmemiş olması halinde, davalı taraf sizin dilekçenizde belirttiğiniz iddialarınıza karşı savunmalarını içeren bir cevap dilekçesi verecektir. Boşanma davaları yazılı usul dediğimiz şekilde görülmektedir. Bu usule göre, davalının cevap dilekçesi size ulaşınca bu cevap dilekçesine cevap yazabilirsiniz. İddialarınızı, ön inceleme duruşmasına kadar genişletebilirsiniz.

* Anlaşmalı boşanma davalarında avukata vekalet verilmesi ne kadar uygundur? Sündüz K.

Yazının Devamını Oku

Facebook kayıtları boşanmada delil olur mu?

4 Aralık 2014
Eşimle yaklaşık 6 yıldır evliyiz. Ancak son 1 yıldır ayrı evlerde yaşıyoruz.

Kocam, başka kadınlarla çektirdiği fotoğrafları Facebook’a koymuş. Restoranlarda, çeşitli ortamlarda çekilen bu fotoğrafların çıktılarını alsam, açacağım boşanma davasında delil olarak kullanabilir miyim? Boşanma davasını kazanabilir miyim? Hamide K.

Hamide hanım, sorunuz aslında son zamanlarda bana en çok yöneltilen ve cevabı en çok merak edilen konulardan biri. Facebook ve benzer sosyal ağlarda fotoğraflar, yazılar, durum güncellemeleri ve iletiler yoluyla hayatımızın her anını herkese açık olarak paylaşıyor, bir nevi belgesini düzenliyoruz.
Özellikle Twitter ve Facebook’ta paylaşılan mesajlar nedeniyle devlet büyüklerine hakaret ettikleri gerekçesiyle ceza alan, işini kaybeden insanlara dair haberleri okudukça, bu mecralardaki paylaşımların mahkemelerce geçerli delil olarak kabul edildiğine inancımız pekişiyor.
Ancak, Yargıtay’ın, aile mahkemelerinin verdiği boşanma kararlarını temyizen inceleyen 2. Hukuk Dairesi bu konuda Yargıtay Ceza Daireleri’nden farklı düşünüyor. Konunun önemine binaen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin son verdiği kararlardan birinin ilgili kısmını buraya almakta yarar görüyorum:
“Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde “delil” olarak hükme esas alınabilir. Bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli değildir.”
(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2013/19577 K. 2014/1926 T. 5.2.2014)

* * *

Yine aynı kararda Yargıtay, Facebook’ta kocasıymış gibi kocanın dayısı ile konuşarak, dayının ağzından “laf alan” kadının elde ettiği mesajlaşmaları hukuka aykırı delil olarak kabul etmiştir:

Yazının Devamını Oku