Ramsar ve Bern sözleşmeleri Salda’ya darbeye izin vermez

Salda gölü kıyısına ‘millet bahçesi’ adı altında bir turistik tesis yapılabilir mi?

Haberin Devamı

Bu tesisin altyapısı için eski göl tabanı tahrip edildi. Göl ve çevresindeki kıyı kuşağı ve eski göl tabanının dünya çapında değeri bir jeoloji harikası olduğunu Türkiye’de hiç bilen yok mu?

Her yağmaya orman profesörü Doğan Kantarcı mı müdahale edecek? Bizi idare edenlerin hiçbir özeni olmayacak mı? Yıllarını bu işe adamış, coğrafyamızı kurtarmak için çırpınan hocamız “Bir turistik tesis adına böyle bir yağma yapılamaz” diyor. Bunun başka örneği var mıdır diye soruyoruz hocamıza... Hoca ağlayacak gibi, “Dünyada sadece Meksika ve Kanada’da vardır bu gölün benzeri. Krater ve volkanik göl deriz bunlara. Dünya mirasıdır. Emin olun oradakilerin yanından değil araç insan dahi geçemez. Bizde ise kepçe ve dozeri dayıyor ‘müteahhit’ denen adam... Akıl yok, bilgi yok... Kafalar hep yağmaya, ranta çalışıyor” diyor!

Haberin Devamı

Salda’da 140 bin 496 metrekare (14 bin 496 hektar) alana ‘millet bahçesi’ yapmak hangi ihtiyacı karşılayacaktır?

Millet bahçesi veya benzeri park ve yeşil alanlar betonlaşmış kentlerde yaşayan halkın ihtiyaçlarını karşılamak için düşünülebilir. Bu gölün suyu ile ‘gölet’ yapılır mı? Salda Gölü’nün dışa akışının olmadığını biliyor musunuz?

Salda Gölü’nün ve çevresinin bir ‘doğal sit alanı’ olduğunun Ramsar Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerde de konu edildiğini bizim çevreciler, turizmciler neden bilmezler? Yarın bunlardan başımızın belaya gireceği bilinmelidir.

Avukat Mustafa Şahin’in “Özürleri kabahatlerinden büyük” derken, Doğan Kantarcı’dan bir aferin alacağını söyleyelim.

İNSANLIK SALGINLARDAN NE ÖĞRENDİ?

NÖROLOG Prof. Dr. Okan Bölükbaşı’nın, Bilim ve Ütopya dergisinde ‘İnsanlık salgınlardan ne öğrendi’ başlıklı 11 sayfalık öğretici ve bilgilendirici yazısından bazı seçmeler yaptık. Seçtiğimiz bazı bölümler şöyle:

“İşler hızla değişiyor. Sokaktaki insanlar ilaçlara dirençli. Tüberküloz, Ebola, hantavirüs ya da SARS salgınlarıyla şoka uğruyor. Kuş gribi, normalde kuşlarda her zaman olan ve insanlara geçmeyen bir virüsün mutasyona uğraması ile başladı. İnsanlarda öksürme, hapşırma ya da el sıkışma ile aktarılması/geçmesi sonucunda bir salgın gelişti 2004’te. Bu durum, aslında virüsün yaptığı biyo-terör saldırısıdır. Mantıklı bir öngörü ile gelecekte bunların artacağını ve hiçbirimiz için kaçacak bir yer olmayacağını öngörebiliriz. Kısa zamanda herkes anlayacak ki salgınlar geçmişimizin değil, geleceğimizin de bir parçası olacak.  

Haberin Devamı

Kalabalık insan hastalıkları, örneğin çiçek, kızamık, boğmaca, verem, grip hayvanların benzer hastalıklarından gelişti. Başlangıçta ilk kez avlanan, çiftçilik yapan ve hayvanları evcilleştiren insanlar aldıkları parazitlere yenik düştüler.

Geçmişte askeri birlik nakilleri, ticari kervanlar ve hacılar, kölelik ve kolonizasyon uygulamaları birçok hastalığın doğuşu ve yayılımına vesile teşkil etmiştir. Bugünün gelişmiş ulaşım araçları, patojen etmenlerin yeni coğrafi bölgelere hızla taşınmasını sağlamıştır.

Ticaret, göçler ve savaşlar, geniş bir genetik havuza sahip hastalık etmenlerinin önceden asla kestirilemeyecek biçimlerde ve oranlarda salgınlar yaratmasına neden olabilir.

Haberin Devamı

Tüm hastalıklar asla tam olarak ortadan kaldırılamazlar. Ama iyimserliğimiz koruyalım, salgınlar olacaktır ama salgınların sonuçlarını düzeltmek bir yüzyıl almayabilir.”

SAĞLIKÇIYA ŞİDDET UYGULAYAN YANDI

SAĞLIK personeliyle yardımcı sağlık personeline karşı, görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında tayin edilecek cezalar Meclis’ten geçen önerge ile yarı oranında arttırılacak. TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak.

BERLİN’E BAKARSAK UTANIRIZ

ATATÜRK Havalimanı’ndaki 1000 yataklı hastane inşaatının yapımı üzerindeki tartışmalar bitmeyecek. Çünkü “Berlin’de Tempelhof Havalimanı’nın pistleri neden yıkılmadı?” sorusuna yanıt bekliyoruz. Yoksa biz mi çok akıllıyız!

Haberin Devamı

Berlin, Almanya’da emlak fiyatlarının en yüksek olduğu şehirlerden biri. Buna rağmen 2008’de kapatılan Tempelhof, betona kurban edilmedi. Şehrin parkı oldu. Almanlar, havalimanının pistini de sökmedi. Bu pist halen bisiklet kullananlar, kaykay yapanlar tarafından kullanılıyor. Çünkü Almanlar olağanüstü durumda o pistlerin yeniden kullanılacağını haklı olarak düşünüyor. 2008’de yapılan referandumla Almanlar havalimanının yıkılmasına karşı çıkmıştı. Metrekare açısından şehrin en pahalı yerinde bulunan havalimanı hangarı ve binaları, farklı sanat aktiviteleri için kullanılıyor. Hatta 2015’te alınan kararla mültecilere barınma sahası olarak da ilan edildi. Nitekim 1200 mülteci bu hangarlarda konaklatıldı.

Haberin Devamı

Amerika’ya da bakın, pistleri ne yapmışlar. Bu işleri yapmak için hiç akıl gerekmiyor.

‘İNTERNET YAŞAMDIR’

TÜRKİYE’de internetin oluşumunda katkısı olan isimlerden biri de Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu’dur. CHP Uşak’tan 22 ve 23. dönemde milletvekilliği yaptı. İnternet Haftası dolayısıyla önceki gün Cumhuriyet’te yukarıdaki başlıklı yazısında üç yıl önce ölen ve ‘internetin babası’ diye anılan Mustafa Akgün’ü andıktan sonra salgın krizinin yarattığı veya su üstüne çıkardığı bazı fırsatların değerlendirilmesine dikkat çekiyor.

BİLİYOR MUSUNUZ?

TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın, “Yer üstünde virüsten ölmek mi, yeraltında kazada ölmek mi” diye sorarak “Siyasal iktidarın uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle ölümler devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki yeraltından çıkan en değerli cevher madencidir” açıklamasını yaptığını...

BÜLENT Ortaçgil’in hayat hikâyesinin anlatıldığı, gazeteci, yazar ve müzisyen Mahmut Çınar’ın ‘Bu Su Hiç Durmaz’ adlı kitabının İnkılap Yayınları’ndan çıktığını...

Yazarın Tüm Yazıları