İzmir, İstanbul gibi olmasın

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İBB meclis toplantısında İstanbul-İzmir imar uygulamalarına değinen dikkat çekici bir konuşma yaptı ve tüm itirazlarına karşın imarda gerçekleştirilen yanlış uygulamaları kamuoyu ile paylaştı; “İzmir’i, dünyanın en güzel kenti İstanbul’un düştüğü duruma düşürmek istemiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Kocaoğlu şöyle konuştu:

- “Koskoca TOKİ, kentsel dönüşümde Kadifekale işinde sözünden döndü. Parayı biz verdik ve Uzundere konutlarını satın aldık. Kadifekale’de yaşayan insanlara mahcup olmamak için ‘Ar bizim, namus bizim’ dedik. Protokoller arşivde duruyor.

- Mavişehir’de planlama yaptığımız yerde 100 dönüm ve 15 dönüm kamuya terk edilecek açık spor alanları ayrılmıştı. TOKİ payına düşen alanı kamuya terk edecekti. İki arsayı sattı. Arsayı alanlar bize gelip gittiler; buraya imar veremeyiz dedik. Maalesef iki gün önce  her ikisinin de imar çalışması geldi. Bir kısmı konut ve ticaret, bir kısmı yeşil alan. Arsa sahipleri, TOKİ’den aldıkları arsanın yüzde 25’ini İller Bankası’na satmış. İller Bankası ortak olmuş. İller Bankası ortak olduğundan, buraya kamu menfaati bulaşmış. Ondan dolayı da kamu yararı oluşmuş, imara açılmış.”

Haberin Devamı

- Hangi birini anlatayım? İBB’nin çevre yolu kenarındaki 100 dönüm tapulu arazisi, ‘Burası meradır, Milli Emlak’a geçmelidir’ denilerek mahkeme kararıyla elimizden alındı, buharlaştı. Şimdi mera dedikleri bizim araziye, Bornova’da yerini sattıkları Karayolları Bölge Müdürlüğü için bina ve lojman yapmak istiyorlar. Aynı Karayolları, çevre yolunun kenarında kamulaştırılan arazilerde AVM yapıyor. Peki nerede yapıyor bu tesisleri? Üçkuyular merkeze 2 km mesafede, Bayraklı’da tünele girmeden yapıyor. Yazıktır bu kente...”

 

İSTANBUL RANT PAZARI

- İstanbul giderek kötü bir görünüme bürünüyor. Ne hale geldiğini giden görüyor. Biz İzmir’in kalkınmasını, İzmir’in yaşanacak bir kent olmasını istiyoruz. Kent rantı peşinde değiliz. Kamu arsasını satma peşinde değiliz. Yani kenti satma peşinde değiliz. Dünyanın en güzel kenti İstanbul’un düştüğü duruma İzmir’i düşürmek istemiyoruz. Çok güzel bir memleketimiz, çok da güzel insanlarımız var. Bu toprak, bu doğa, bu memleket, bu insanlar bunu hak etmiyor kardeşim.

 

VE İBB/CHP GRUBU

- BÜYÜKŞEHİR meclisinde, İBB/Beşiktaş bağımsız üye Hüseyin Avni Sipahi’nin, toplu taşım hizmetlerine yapılan zammın işçiye ve memura yapılan zammın çok üstünde olduğunu belirterek AKP’yi eleştirdi. Karşı görüş olarak da CHP İBB/Üsküdar üyesi Yunus Can ise zammın yerinde olduğunu savundu. Eskiden bu tür zamlara karşılık CHP’liler yürütmeyi durdurma kararı için dava açarlardı. Hesaplar bunu unutturuyor kendilerine. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ‘Adalet Yürüyüşü’nün telaşı içinde müdahaleyi unuttu mu?

 

Haberin Devamı

NEMRUT MU FIRAT’IN KIYISI MI?

ADALET Mitingi’ne katılan ancak CHP’li olmadığını söyleyen bir emekli memur diyor ki: Adaletin yanında taraf olmak, Nemrut’un yakmaya çalıştığı Hz. İbrahim’e su götüren karıncanın yüreğindeki niyet gibidir! İbrahim Peygamber, ateşlerin ortasındayken, bu sırada bir karınca ağzında bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş; Bu acelen niye, nereye böyle? Karınca ağzında taşıdığı o bir damlayı ellerinin arasına alıp; duymadın mı, demiş, Nemrut, İbrahim Peygamber’i ateşte yakıyormuş. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum. Bu sözleri duyan karınca kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki... Karınca, olsun demiş. Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır!

Haberin Devamı

Bir ömür fikri gıdasını İslam felsefesinden aldığı söyleyenler için, Dicle’nin kenarında kaybolan bir çift koyunun sorumluluğunun ağırlığında ezilmek yerine ismi ile müsemma Hz. Ömer’in adaletinin yüzde birini ülkemizdeki insanlara göstermek en büyük ‘ADALET’ taraftarı olmak demektir!

 

ÜNİVERSİTELERE İLGİNÇ ÇAĞRI

 ‘YÜRÜYÜŞÜN ÜZERİNDE ÇALIŞIN’

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın bir önerisi var: Adalet Yürüyüşü dünya siyaset tarihine geçecek ve uzun süre etkileri hissedilecek bir olaydır. Bu yürüyüş üniversiteler, araştırmacılar için aslında bir laboratuvar niteliğinde. Bir öneri ve çağrımız vardır: Gelsinler bu laboratuvarda gözlemlerini yapsınlar, verilerini toplasınlar. Sağcıyı, solcuyu, engelliyi, emekliyi, genci, yaşlıyı, akademisyeni, mühendisi, işçiyi, çiftçiyi, üreticiyi yani toplumun tüm kesimlerini güç koşullara rağmen bir araya getiren, bir arada tutan ve kilometrelerce yürüten nedir?  Binlerce insan yol üzerinde 3 öğün yemek yedi; ihtiyaçlarını giderdi... Bunun bilimsel olarak ortaya konması, geleceğe taşınması, siyaset ve sosyoloji bilimi açısından çok değerli bir çaba olacaktır. Haydi bakalım, hangi üniversite böyle bir çalışmayı yapacak?

 

Haberin Devamı

MESAJ PANOSU

İSKENDERPAŞA’YA FETÖ SIZAR MI

- SAKARYA Üniversitesi’nde bir öğretim üyesinin köşemize gönderdiği yazıda “İskenderpaşa cemaati içinde bir FETÖ yapılanması giderek güçleniyor, bu yapının ortaya çıkması için başta üniversite olmak üzere ve kamu bürokrasisinde geniş bir araştırma yapılması gerektiğini, bu sözlerinin emniyet güçlerine ihbar niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini” duyuruyor.

MHP 25. dönem (4.5 aylık) milletvekilleri adına Vedat Bayram (Niğde) bir açıklama yaparak, kendi konumundaki arkadaşları ile birlikte Meral Akşener ile siyasette yürümeye devam edeceklerini belirterek “MHP’lilerle şahsi bir meselemiz yoktur. Onlara göstereceğimiz tek gerekçe Akşener’in umudunun millet oluşudur” dedi.

 

Haberin Devamı

Leyla Zana’nın durumu ne olacaktır?

 

LEYLA Zana kendi meşrebine göre yemin edip, metnin dışına çıkınca, yemini geçersiz sayıldı ve milletvekili olarak, meclis çalışmalarına katılım hakkını kazanamadı. Mazbatası olan fakat milletvekili sıfatı tartışmalı bir konumda siyasetini sürdürüyor. Bu arada terör örgütü ile ilişki suçlamasıyla yargılandı, savcı, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı mütalaasında bulundu.

Mahkemeye göre, sanığın eylemi sabit olmadı. ve ilk celsede beraat etti.

Mevcut yargılamalara bakılınca, adaletin çabuk tecelli ettiği, şanslı bir muhakeme olduğu anlaşılıyor. Darısı diğer siyasi yargılamaların başına...

İçtüzük değişikliği meclisin gündeminde, Başkanlık, Zana’ya devamsızlık çizelgesi göndermiş. Zana, inanmadığım yemini etmedim bu nedenle devamsızım, yemin metni eski Türkiye’den kalma darbe mantığını yansıtıyor” mealinde bir savunma yapmış.

Yemini kendi siyasi anlayışına uygun bulmayan bayan vekil, TBMM‘de hangi sıfatla bulunuyor, vekilliği askıda olmasına rağmen bir odası var mı, özlük hakları ne durumda, v.d. soruların cevapları hakkında kamuoyuna bir açıklama yapılmak zorunda.

Yeni İçtüzük’te, Başkanın kılığı dahil devrim niteliğinde değişiklikler olduğu söyleniyor!

Yemin etmeyen vekiller için de bir hüküm gerekmiyor mu, ya da “herkes kafasına göre yemin eder’ yemin’in bir kıymeti harbiyesi yoktur” şeklinde bir hüküm içtüzüğe eklenip, sorunu çözmek mümkün değil midir?

 

Yazarın Tüm Yazıları