Mesele PKK’nın çok ötesinde

TAM bir hafta önce gerçekleşen korkunç katliamı PKK’nın alt grubu TAK üstlendi.

Haberin Devamı

Yani kısacası PKK yaptı. Ama hem bu katliama, hem sebeplerine, hem de sonuçlarına sadece PKK üzerinden bakmak artık mümkün değil. Çünkü bugün mesele onun çok ötesinde, aslında Suriye meselesi de.

 

*

Obama yönetimi iki yıldır PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi DEAŞ’la mücadelesinde kara gücü olarak kullanıyor. İşte aynı YPG’yi artık PKK’dan ayrı düşünmek mümkün değil. Zira iki örgüt iç içe geçmiş durumda. PKK’nın hem silahını, hem de eylem yapacak elemanlarını YPG karşılıyor. Bu yüzden Ankara, PKK ve YPG’yi artık iki ayrı terör örgütü olarak tanımlamıyor.

 

Ancak mesele burada bitmiyor. YPG meselesini daha da zorlaştıran ve dikkatimizden kaçan çok önemli bir faktör var. O da YPG’nin dönüşümü.

 

Haberin Devamı

YPG’nin ABD’den ve bazı Avrupa ülkelerinden gördüğü destek, sahadaki birçok grubu bu örgüte çekiyor. Daha önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altında ya da ÖSO’ya yakın olan birçok İslamcı grup, bazı aşiretler ve Şii milisler hızla YPG’ye katılıyor. Tabii ki sunduğu maddi imkanlar ve koruma kalkanı nedeniyle. Dolayısıyla son zamanlarda YPG’nin içindeki Arapların sayısı muazzam artmış durumda.

 

Zaten YPG’nin Arap gruplarla birlikte çatısını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) oluşumu da böyle açıklanıyor.

 

*

 

Bununla birlikte YPG gitgide salt askeri, hiçbir siyasi faaliyet yürütmeyen bir örgüt haline geliyor. Sahada etkinleştiği ve silah desteği arttığı oranda, radikalleşiyor. Yani bir nevi DAEŞ’leşiyor. Bu da YPG-PKK ile mücadeleyi zorlaştırıyor.

 

Dolayısıyla Suriye’de YPG meselesi çözülmeden, içeride de PKK terörünün bitirilmesi imkansız hale gelmiş durumda.

 

DİYALOG

 

Haberin Devamı

BUNUN için de her şeyden önce ABD’nin yeni yönetimini ikna etmek elzem. Elbette YPG’yi kara gücü olarak kullanmaktan vazgeçmesi ve PKK-YPG üzerindeki nüfuzunu kullanması yönünde.

 

Yine Avrupa’nın da desteğini almak, hayati önemde. PKK’nın buradaki finansal ve örgütsel bağlantılarıyla beslendiği malum. Bunun için de Avrupa Birliği ile herşeye rağmen diyaloğu sürdürmemiz, diplomasi kanallarını kullanarak siyasi dengeleri kendi lehimize dönüştürmeye çalışmamız gerek.

 

Gördüğünüz gibi bu, bölgesel ve hatta uluslararası bir mücadele. Bunun için de Başbakan Binali Yıldırım’ın sık sık dile getirdiği gibi; düşmanlarımızın sayısını azaltıp, dostlarımızın sayısını arttırmamız gerekiyor. Terörle mücadelemize en hızlı yansıyacak olan da budur.

 

Haberin Devamı

PKK HDP’Yİ, YPG PYD’Yİ BİTİRİYOR

 

YPG kanadındaki bir diğer dönüşüm ise siyasi kolu olan PYD ile ilişkisiyle ilgili. Yani Suriye’deki Kürt hareketinin evrimiyle.

 

Nasıl HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymaması sonucunda, PKK Kürt siyasi hareketine sekte vurduysa... Aynı gelişme Suriye kolunda da yaşanıyor.

 

Eskiden PYD ve onun askeri kanadı olan YPG arasında belli bir mesafe, PYD Başkanı Salih Müslim’in de YPG üzerinde bir hükmü vardı. PYD ayrı bir muhatap, siyasi bir odaktı. Ne var ki YPG daha etkin hale geldikçe ve Batı da YPG’ye gittikçe daha fazla rol biçince... PYD ve onun oynadığı rol gölgede kaldı.

 

Yani PKK’nın HDP’ye yaptığı gibi, YPG de PYD’yi etkinsizleştirdi.

 

*

 

Haberin Devamı

Bununla birlikte PYD ve YPG arasındaki mesafeyi avantaja çevirebiliriz. PYD kendini bir siyasi aktör olarak ortaya koyar, şiddetle arasına mesafe koyarsa; tekrar muhatap haline gelebilir. Örgüt bu yönde teşvik edilebilir. Bu da YPG-PKK ile mücadelemizde elimizi güçlendirir. Suriye politikamızda da geniş bir manevra alanı sağlar.

 

HDP’YE ÇAĞRI

 

AYNI şekilde HDP için de hareket vakti. Soyut ve zayıf bir şekilde terörü kınamak yerine artık adını koyarak, somut ve güçlü ifadelerle PKK terörünü lanetlemek, HDP’nin varlığı için elzem.

 

Gazetemizin kıdemli ve saygın yazarı Taha Akyol’un 13 Aralık’ta yaptığı çağrıyı ben de tekrarlamak istiyorum. Öcalan’ın 21 Temmuz 2013 günü Diyarbakır’da okunan bildirisinde; “Artık silahlar sussun, siyaset konuşsun. PKK’nın silahlı unsurları sınır ötesine çekilsin” fikri savunuluyordu. Kandil’e de bu çağrı yapılıyordu.

 

Haberin Devamı

İşte şimdi HDP içinde bu fikri savunan demokrat isimlerin harekete geçme vakti. HDP acilen böyle bir bildiri yayınlamalı. Bu hem içinde bulunduğumuz tıkanıklığın önünü açar. Hem Türkiye’nin bir parçası olduklarını hissettiklerini (eğer öyleyse) ortaya koyar. Böylelikle onları yeniden Türkiye denklemine sokar. Hem de her şeyden önce bu, Kürt vatandaşlarımıza bir borçları.

 

Unutmayın: Ayırmaya çalışanlar aslında sadece birleştirmeye hizmet ederler. HDP de bundan muaf olmamalı.

Yazarın Tüm Yazıları