Şirket kredileri yeniden yapılansın!

Sicil affı sayesinde pek çok kişi ve kuruluş itibarına tekrar kavuşacak. Ancak ihtiyaç duyulan acil önemli bir konu daha var. Yasal takibe düşmemiş ama şu anda kredilerini vadelerinde ödeyemeyen veya ödeyemeyecek olan işletmelerin yasal takip işlemlerine maruz kalmadan yeniden yapılandırma imkânlarına kavuşabilmesi.

Haberin Devamı

GERİDE bıraktığımız haftanın önemli haberlerinden biriydi. Hükümet, borcunu yasal süresi içinde ödemediği için takibe düşen bu yüzden de kara listeye alınan yüz binlerce şirketin, esnafın ve şahsın kredi sicilini temizlemek için düğmeye bastı. Torba yasaya eklenen düzenleme 2017 itibarıyla yürürlüğe girecek. Yani özetle geçmişin üzerine bir sünger çekilecek, kredi borcunu ödemeyen, ödeyemeyen kim varsa affedilecek. Böylece onların da tekrar uygun şartlarla kredi alabilmesinin önü açılacak. Bunun doğruluğunu yanlışlığını tartışmayı bir tarafa bırakıp bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Geçtiğimiz aylarda yapılan bir düzenleme ile vatandaşların bireysel olarak aldığı kredilerin yeniden yapılandırılması için yasal düzenleme yapılmıştı. Canlı kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin genel düzenlemeler bulunmamakla birlikte sadece bireysel kredilerde yeniden yapılandırmaya ilişkin vadeleri sınırlayan düzenlemeler mevzuatta yer alıyor. İşletmelerin aldığı krediler ise unutulmuş durumda. Geçmişte kredi borcunu ödemeyen veya ödeyemeyenler af edilsin ama şu anda kredi borcu bulunan ama zorlanan işletmeler için niye bir şey yapılmıyor? Onların da takibe düşmesi mi bekleniyor?

Haberin Devamı

MALİYET, TAHSİLAT DERT 

Bu konuyu neden şimdi gündeme getiriyorum? Çünkü zor bir dönemden geçiyoruz, zamanında alınacak bazı tedbirlerle ileride yaşanacak olası sorunlar giderilebilir. Hükümetin açıkladığı önlemlerden de anlaşılacağı üzere bazı sektörlerde ciddi durgunluk yaşanıyor. Özellikle böyle dönemlerde işletmeler, maliyetlerdeki aşırı artışları satış fiyatlarına yansıtamaz. Pazar ve ciro kaybına uğrarlar. Kur yükselmesi gibi beklenmeyen girdileri oluşur. Alacaklarının tahsilatında zorluk yaşarlar. Gerekli finansmanı da sağlayamazlar. Yılların işletmeleri geçici likidite sıkıntısı çekerek bankalar ile diğer finansal kuruluşlara ve piyasaya olan geri ödeme yükümlülüklerini zamanında yerine getirmekte zorlanır. 

Kredi değerliliğinde önemli bir sorun olmayan, gelir getirici faaliyetlerine devam eden ancak yaşadığı geçici likidite sıkıntısı nedeni ile kredi geri ödemelerini zamanında yapamayan veya yapamayacağı önceden belli olan işletme sayısının hiç de az olmadığını düşünüyorum. Kredi geri ödeme vadelerinin nakit akışlarına uygun olacak şekilde yeniden yapılandırılması göz ardı edilmemeli. Çünkü, işletmelerin ticari sicillerinin bozulmadan sorunsuz bir şekilde faaliyetlerine devam etmesi, istihdam kaybı yaratmaması sadece kendileri için değil ülke için de önem taşıyor.

Haberin Devamı

Mevcut şartlarda işletme kredilerinin yeniden yapılandırılmasının önünde çok sayıda caydırıcı yasal düzenleme var. Bu yüzden yapılandırma uygulamaları istenilen düzeyde değil. Türkiye Bankalar Birliği verileri dikkate alındığında Haziran/2016 dönemi itibarıyla bankacılık sektöründen yeniden yapılandırılan kredilerin toplam kredilere oranın sadece yüzde 2.8. Dikkat edin bu oranın düşük olması ihtiyaç olmamasından değil caydırıcı düzenlemeler nedeniyle. İşte tam da bu sorunun giderilmesi gerekiyor. 

YENİDEN YAPILANDIRMAYI BANKACILAR DA DESTEKLİYOR

YENİDEN yapılandırma uygulamalarının yaygınlaştırılması, işletmelerin ihtiyaç duyduğu anda ve ihtiyacı ölçüsünde yeniden yapılandırma uygulamalarından faydalanabilmesi için tüm tarafların taşın altına elini koyması ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bu konuda bankacılarla da yaptığım görüşmeler sonrasında elde ettiğim şu olguların altını çizebiliriz:

Haberin Devamı

- Yürürlük tarihi 01 Ocak 2018’e ertelenen yeni Karşılıklar Yönetmeliği’nde canlı kredilerin yeniden yapılandırılmasının borçluya tanınan bir “imtiyaz” olarak tanımlandığı ve yeniden yapılandırılan tüm canlı kredilerin “Birinci Grup-Standart Nitelikli Krediler” grubundan çıkarılarak “İkinci Grup-Yakın İzlemedeki Krediler” grubuna alınmasını zorunlu kılındığı görülüyor.

- İkinci gruba alınmak demek bir şirket için felaket demek. Bu krediler için daha çok teminat daha çok masraf anlamına geliyor.

- Kredilerin yeniden yapılandırılmasına yönelik 14 Aralık 2016 tarihinden sonra geçerli olmak üzere Karşılıklar Yönetmeliği’nde bazı düzenlemeler yapıldı. Söz konusu düzenlemeler sadece takip hesaplarından izlenen kredilerin yeniden yapılandırılmasına yönelik. Takip öncesi aşamadaki canlı kredilerin yapılandırılmasına yönelik mevzuat eksikliği devam ediyor.

Haberin Devamı

- Müşterek kabullerle oluşan, yazılı bir kurallar çerçevesi olmadan, yılardır sadece pratikten gelen genel kabul görmüş ilkeler çerçevesinde yürütülen bu işlemler, özellikle birden fazla bankanın ve diğer alacaklıların içinde olduğu yapılandırma işlemlerinde önemli zorluklar oluşturuyor.

- Kamu dahil tüm alacaklıların ve borçlunun gönüllü birlikteliği ile dizayn edilecek yeniden yapılandırma uygulamalarının yaygınlaştırılması tüm tarafların menfaatine olacak.

- İhtiyaç duyulan düzenlemelerin Karşılıklar Yönetmeliği yerine “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik”te yapılması da gerekiyor.

- Aynı işletmeden alacaklı olan birden fazla alacaklının asgari müştereklerde bir mutabakat sağlayarak firmanın yükümlülüklerini birlikte yapılandırabilir.

Haberin Devamı

- Kredilerini yeniden yapılandırılmasını talep eden işletmeler, öncelikle faaliyetlerinde kullanmadıkları atıl duran varlıklarını satarak nakit girdilerini artırmalı.

- Kredi veren finansal kuruluşlar da yeniden yapılandırma süresi, koşulları ve bu dönemde işletilecek faiz oranları konusunda makul davranmalı.

TAKİBE DÜŞENİN İTİBARI GİDİYOR

KREDİLERİN yeniden yapılandırılmasındaki temel amaç, borçlunun borç geri ödeme gücünü artırmak ve alacaklının alacağını daha kolay tahsil edilebilir hale getirmek. Bu açıdan bakıldığında, kredilerin yeniden yapılandırması kredi kullanan işletmeye sunulmaması gereken ekstra bir imkân ya da bankaların kredilerini yüzdürmesi gibi negatif anlamlar içeren şekilde değerlendirilmesi de doğru değil.

Genel ekonomik durum, sektörel ya da özel bir sebeple kredilerini vadelerinde geri ödeyemeyen veya ödeyemeyecek şirketler takibe düşüyor.

TAKİBE DÜŞEN ŞİRKETLER NE İLE KARŞILAŞIYOR

- Ticari itibarları kayboluyor.

- Finans sektöründen ve piyasadan borçlanma şansları kalmıyor.  

- Yasal takipler sonucu oluşan yeni maliyetlerle borç yükleri artıyor. 

- Yasal takip süreci boyunca alacaklılar tarafından uygulanacak tedbirler nedeniyle faaliyetlerini sürdürememe riski yaşıyor.

ŞİRKETİ DE BANKAYI DA RAHATLATIR

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir

“Bankaların müşterisiyle yaptığı kredi sözleşmesinde tadilat yapabilmesi lazım. Bu şirketlerin zor duruma düşmesine engel olacaktır. Ancak bizde şu andaki mevzuata göre sicil bozulduktan sonra bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Şartlar önceden belli olursa bankaların eli rahatlar tekrar yeni bir sözleşmeye, masrafa gerek kalmaksızın mevcut sözleşmeyi taksitleri ödenebilir halde yapılandırabilirler.”

BANKALAR ESKİSİNDEN DAHA DUYARLI

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan

“Bankalarımız kredilerin yeniden yapılandırılması konusuna eskisinden daha fazla duyarlı. Bu konuda önemli bir mesafe alındı. Özellikle işletme konusunda bankaların elini daha da rahatlatacak düzenlemelerin yapılması faydalı olacaktır. Gerçi ben her sorunu kamuya bağlı çözmenin bir yerden sonra fazlaca istismara neden olduğunu düşünüyorum. Ama konu önemli ve bankaların eli rahatlatılabilir.”

Yazarın Tüm Yazıları