Ya süper güçler Suriye’de anlaşırlarsa

“TEMAS edebileceğimiz noktalar bulmaya çalışmalı ve birçok uluslararası forumda daha yakın bir etkileşim içinde olmalıyız” dedikten sonra Rusya lideri Vladimir Putin, “Örneğin Suriye...” dedi ve ekledi:

Haberin Devamı

Bu ülkede barış ve uzlaşının tesisi görevi, bunun vitrindeki ilk örneği olabilir.”

Sözlerini şöyle açtı Putin: “Rusya ve ABD, bu konuda proaktif bir şekilde hareket edip liderliği üstlenebilirler ve organize edeceğimiz bu etkileşimle insani krizin üstesinden gelinebilir, Suriyeli mültecilerinin evlerine dönüşü sağlanabilir.”

Söz sırası ABD Başkanı Donald Trump’a geldi. TrumpGeniş bir şekilde görüştüğümüz Suriye’deki kriz, karmaşık bir konu. Aramızdaki işbirliği yüz binlerce insanın hayatını kurtarma potansiyelini taşıyor” dedi.

Bu ifadeleri, Trump ve Putin’in geçen pazartesi günü Helsinki’de gerçekleştirdikleri zirveden sonra düzenledikleri basın toplantısındaki açıklamalarından aktarıyorum.

Kendi sözlerinden yola çıkarak, ABD ve Rusya liderlerinin önümüzdeki dönemde Suriye’de daha yakın bir şekilde çalışma konusunda bir ilke mutabakatına vardıklarını söyleyebiliriz.

*

Haberin Devamı

Ayrıca Putin’in aynı toplantıda Türkiye’nin adını geçirerek yaptığı bazı açıklamalar, bugün uluslararası politikanın en önemli krizlerinden biri olan Suriye meselesine dönük çözüm arayışlarının yeni bir formatın içine oturabileceğine işaret ediyor.

Putin, Türkiye, İran ve Rusya’nın yer aldığı üçlü ‘Astana süreci’ formatının korunacağını belirtmekle birlikte, Astana içindeki çabalarla ‘küçük grup’ arasında bağ kurulabileceğini, sürecin bu takdirde daha geniş ve çok boyutlu bir hale geleceğini kaydetmiştir. Putin, çok boyutlu formatın Suriye’de nihai çözüm için başarı şansını kuvvetlendireceğine inanıyor.

Rusya liderinin sözünü ettiği ‘küçük grup’, Suriye konusunda işbirliği yapmak üzere yakın zamanda ortaya çıkan yeni bir oluşum. Başını Fransa ve ABD’nin çektiği bu grupta diğer oyuncular İngiltere, Almanya ile bölgeden Ürdün ve Suudi Arabistan.

Bu açıklamalarından, Rusya liderinin, Suriye için bölgenin iki kilit oyuncusu İran ve Türkiye ile işbirliği içinde yürüttüğü Astana inisiyatifini bu yeni oluşuma eklemleyerek, Suriye konusunda geniş bir uluslararası diplomasi zemini oluşturmaya çalıştığını anlıyoruz.

Haberin Devamı

Son tahlilde Putin’in bu hamleleriyle, kendisinin ve ülkesinin dünya sahnesindeki konumunu güçlendirmeyi hedeflediği de tartışma götürmez.

*

Putin ve Trump’ın Suriye konusunda yakın bir etkileşime girme arzusunu belirtmiş olmaları, Suriye dosyasının önemli bir aktörü olarak kuşkusuz Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.

Bunun bir nedeni, Kuzey Suriye’nin geleceği ve YPG’nin durumu başta olmak üzere Türkiye’yi hayati bir şekilde ilgilendiren bir dizi konunun ABD ile Rusya arasındaki diyaloğun gündemine girme ihtimalidir. Türkiye, iki büyük devletin kendi aralarında Suriye ile ilgili bazı mutabakatlara varmalarını en azından bir ihtimal olarak hesaba almak durumundadır.

Haberin Devamı

Ayrıca, Rusya ile yakın bir şekilde çalıştığı Astana sürecinin başka formatlarla ilişkilendirilecek olması da konuyu doğrudan Türkiye’nin ilgi alanına sokuyor.

*

Aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Helsinki zirvesi öncesinde attığı bir dizi adım, Suriye konusunda ABD ile Rusya arasında uç vermekte olan hareketliliği çok yakından izleyerek, gelişmelere göre pozisyon almaya çalıştığını gösteriyor.

Şöyle ki Erdoğan, ilk olarak zirveden iki gün önce cumartesi günü Putin ile telefonda görüştü. Bunu pazartesi günü Helsinki’de Putin’in karşısına çıkmasından kısa bir süre önce Trump ile yaptığı telefon görüşmesi izledi.

Cumhurbaşkanı, ayrıca Trump-Putin zirvesi öncesi yaptığı bir açıklamada, Putin’i dar kapsamlı bir görüşme için Türkiye’ye davet edeceğini de duyurdu. ErdoğanBölge sorunlarını ele alacağımız bir görüşme olacak. Helsinki’den sonra böyle bir şeyi kabul ederse bizim için iyi olur. Belki bir veya iki ülkeyi daha davet edip bir organizasyonu gerçekleştirelim istiyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı

Erdoğan bu açıklamayı geçen hafta perşembe gecesi gazetecilere Brüksel’den dönerken yaptığına göre, davetini iki gün sonra telefon görüşmesinde Putin’e iletmiş olmalıdır.

ABD ve Rusya, Suriye’de yakın bir işbirliğine hazırlanırken, Türkiye de bu hareketliliğin dışında kalmamak, ortaya çıkabilecek olumsuzlukları önleyebilmek ve Suriye denkleminde daha geniş bir yer tutabilmek için kendi hamlelerini yapıyor.

Yazarın Tüm Yazıları