Krizin merkezindeki Brunson neyle suçlanıyor?

KENDİSİ İzmir Konak’ta Mimar Sinan Mahallesi’nde yıllardır oturduğu apartman dairesinde mahkeme kararıyla ev hapsinde tutuluyor. Apartmanın kapısında düzenli olarak polisler nöbet tutuyor.

Haberin Devamı

Evinde bile olsa tutukluluk halinin devam ediyor oluşu, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri tarihinin en büyük krizlerinden birine sokmuş bulunuyor.

İçinde bulunduğu durum ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısı’nın tweet mesajlarına, Türkiye’ye ültimatom tonu taşıyan açıklamalarına konu oluyor. Türkiye Cumhurbaşkanı da konuşmalarında ona değiniyor; örneğin, daha geçen cumartesi günü “PKK’yla, FETÖ ile ilişkisi olan buradaki bir papaz” diye söz etti kendisinden.

ABD yönetiminin kendisinin tutuklanmasında rol oynadıkları gerekçesiyle bir NATO müttefiki ülkenin iki bakanı için yaptırım kararı alması bile NATO tarihinde muhtemelen bir ilki oluşturuyor.

Onunla ilgili gelişmeler kur üzerinde baskı yarattığı için ekonomiyi de yakından etkiliyor. Örneğin, Beyaz Saray’ın Türk bakanlara yaptırım uygulanacağını açıkladığı 1 Ağustos günü Türk Lirası tarihi bir rekor kırdı, dolar 5 TL’nin üstüne çıktı.

Haberin Devamı

Güne onun haberleriyle başlıyoruz. Gazetelerde, televizyon ekranlarında her gün karşımızda beliriyor. Özetle, onunla yatıyor, onunla kalkıyoruz.

*

Peki bu rahip Türkiye ile ABD’nin arasını bu ölçüde açacak ne yaptı? Daha doğrusu, bu krize yol açan hangi suçlamalar yöneltiliyor kendisine?

Bu soruların yanıtlarını İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya’nın Andrew Brunson hakkında hazırladığı iddianamede arayabiliriz. Brunson’ın 9 Aralık 2016 tarihinde tutuklandığını, buna karşılık iddianamenin 5 Mart 2018 tarihini taşıdığını dikkate alırsak, soruşturmanın tamamlanıp suçlamaların metne dökülmesi 15 ay almış.

İddianamede kilit rolü gizli tanıklar oynuyor; özellikle de ‘Dua’ isimli gizli tanık... Bir de ‘Göktaşı’ adındaki gizli tanık var. Ayrıca, ‘Ateş’ adındaki üçüncü bir gizli tanığın ifadelerine yer veriliyor. Toplam 52 sayfadan oluşan iddianamede ‘Dua’nın anlatımları 15 sayfa tutuyor. ‘Dua’nın savcılığa verdiği bir CD ve USB bellek de deliller arasında yer alıyor.

Doğrudan açık kimlikleriyle tanıklık yapıp Brunson aleyhinde ifade verenler de var. Rahibin başında bulunduğu İzmir’deki Diriliş Kilisesi’ne bir dönem devam eden ya da İzmir’deki Hıristiyan cemaat içinden kendisini tanıyan Murat Candanbağlan, Güven Dilşen ve Levent Kalkan bu tanıklar arasında sayılabilir. Bunlara ek olarak, bir adam öldürme dosyasından dolayı cezaevinde bulunduğunu söyleyen Tarık Üçüncü adındaki şahsın suçlamaları da özellikle dikkat çekiyor.

*

Haberin Devamı

Brunson, öncelikle Türkiye’deki bir “illegal yapılanma”nın mensubu olmakla suçlanıyor. Bu, iddianameye göre “Ülkemizin birkaç parçaya bölünmesini, bir kısmının PKK idaresine, bir kısmının ise FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne verilmesini, uzun vadede ülkemiz insanlarından belli etnik kökene sahip olanların Hıristiyanlaştırılmasını araç kılmak suretiyle bölmeyi ve ayrıştırmayı amaçlayan bir yapılanma”.

Suçlamaya bakılırsa, söz konusu yapılanma Kürt vatandaşlarımızı Hıristiyanlaştırmak suretiyle bu hedefine ulaşmayı tasarlıyor.

İddianameye göre, Brunson’un ‘Evanjelist kilise pastörü’ kimliği aslında bir “maske”. Brunson, “daha çok istihbarat ve psikolojik savaş doktrini ile hareket eden gayrinizami harp elemanı gibi hareket ediyor”. Bu yapılanma, “özel eğitim almış asker ve istihbarat geçmişi olan kişilerden” oluşuyor savcının ortaya attığı sava göre.

*

Haberin Devamı

Savcılık makamı, Brunson için 15 Temmuz’dan sonra birçok davada karşımıza çıkan çoklu suçlama kalıbına başvuruyor. Sanık, hem FETÖ/PDY hem de PKK ile ilişkilendiriliyor. İddianameye göre “Kendisinin mensubu olduğu gizli yapılanma ile FETÖ/PDY ve PKK aynı strateji kapsamında faaliyet gösteriyor”. Brunson, bu örgütlerin üyesi olmamakla birlikte üst düzey mensupları ile görüşmeler yaparak, ‘bu örgütlerin amaçları doğrultusunda çalışma yürütmekle’ suçlanıyor.

ABD’li rahibin iki suçtan cezalandırılması isteniyor. Birincisi, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek”, yani siyasal ve askeri casusluk suçu (TCK 328/1). İkincisi ise “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” (TCK 220/6 ve 314/2).

Haberin Devamı

Bu girişten sonra yarın ‘maklube’ yemeği tarifinin delil olarak değerlendirilmesi de dahil olmak üzere iddianameyi daha detaylı bir şekilde ele alabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları