Baba Ukrayna anne Rusya

Anjelika Akbar, savaşın antitezi gibi bir portre...

Haberin Devamı

Baba Ukrayna anne Rusya

Babası Ukrayna doğumlu. Annesi Rusya. Kendisi Kazakistan’da doğdu.
4 yaşında ilk bestesini yapınca Moskova Devlet Çaykovski Konservatuvarı öğretim üyelerinin dikkatini çekti, bu sefer Özbekistan’da, üstün yetenekli öğrencilerin yetiştirildiği Taşkent Devlet Uspensky Müzik Okulu’na kabul edildi.
Rusya Besteciler Kurulu tarafından “En İyi Genç Besteci” seçildi ama o, Türkiye’de yaşamayı seçti. Vatandaşlığımıza geçti.
Akla dayanan Batı müziğiyle duygulara dayanan Doğu müziğini birleştirdi.
“Güldür Gül” adlı ilahiyi yorumladı...
2002’de çıkardığı Vivaldi’nin “Dört Mevsim” keman konçertosunun piyano uyarlaması albümü, Sony Classical kataloğuna giren ilk Türk klasik müzik albümü oldu.
“İçimdeki Türkiyem” adında kitabı var.
Şu anda yaşananlar için diyor ki:
“Hepimiz Dünya gezegeni doğumluyuz. Kan rengimiz kırmızı. Aynı havayı soluyoruz. Artık bilinçsizlik zindanından çıkıp hepimizin bu gezegenin ailesi olduğumuzu idrak etme zamanı...”
Ne birleştirici bir laf:
Aynı gezegenin ailesi.
Kendi bünyesinde birleştirdiği, birbirine eklediği diğer güzellikler gibi.

Haberin Devamı

Tiryaki eden demli atışma

Teknik detayından anlamam. Fakat maçın ardından Galatasaray ile Çaykur Rizespor’un sosyal medyada yaptıkları atışma benim gibi futbol ilgisiz/bilgisizlerinin bile dikkatini çekmeyi başardı.
GS, maçtaki 4 gole gönderme yapıp 4 şekerli bir çay bardağı paylaştı, altına “Siz çayınızı kaç şekerli alırsınız?” yazdı.
Çaykur’dan cevap da tartışmalı penaltılara gönderme yaparak aynı “pırıltı”da geldi:
“Bu çay, Rize çayı değil. Ümit Öztürk (hakem), kaçak çaydan demledi galiba! Bizim de kaçak çayla işimiz olmaz. Zira çayın kaçağı, sağlığı; hakemin eyyamı, futbolu bozar!”
Kim, çayı kaç şekerle içiyor bilemem ama böyle zekice yapılan rekabet insanı futbol “tiryakisi” yapar.

Sonsuz olsun kahkaha

“Hey sevgili dünya / Gülmeye başla / Sonsuz olsun kahkaha...”
Bu güzel sözlerle o yıla kadar (1986) Eurovision’da aldığımız en iyi dereceyi sağlayan, “ışık ve sevgi” insanı İlhan İrem...
66 yaşındaki sanatçının böbrek yetmezliği sebebiyle durumunun ağırlaştığı söyleniyordu, yaptığı fotoğraflı paylaşımla sevenlerinin yüreğine su serpti: “Tüm zamansızlıkları içinde sevginin...”
İlhan İrem candır; müziğiyle, kişiliğiyle kendine münhasırdır. En kısa zamanda uygun donörün bulunup sağlığına kavuşması dileğiyle.
Bu vesileyle organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlamış olalım.

Haberin Devamı

Arda Kural zehirlenmesi

Tamam, sağlığına ve eski popülerliğine kavuşması herkesin dileğiydi ama gün geçmiyor ki gündemde Arda Kural olmasın...
Ne eski sevgilisi Yıldız Asyalı’ya tekrar ilanı aşkı bitiyor, ne Sarp Levendoğlu’nun vaktiyle kendini dışladığı...
En son hiç görmediği bir çocuğu olduğu düştü ekranlara.
En yakın hikâye de 20 senelik.
Dönüşü muhteşem oldu ama keşke artık yeni bir şey koysa üzerine.

Sen ne güzel bir insansın

◊ 26 Şubat’ta dünyaya gelen kızı adına Mardin’in 100’üncü Yıl Okulu’nda müzik atölyesi yaptıran şarkıcı Merve Özbey Koçak... Yaptırdığı sınıfta piyanodan kemana kadar 130 müzik aleti mevcut.
◊ “Kadıköy’de yürürken omuz attı” diye yazan takipçisinden sosyal medyada anında özür dileyen oyuncu Salih Bademci... “Çok afedersin, fark etmedim sanırım” diyen Bademci’ye takipçisi de “Hiç önemli değil” diye cevap verdi.

Yazarın Tüm Yazıları