Reşat Kutucular

Gün beraberlik günü de sair günler ne?

12 Ekim 2015

13 yıldır iktidar erkini elinde tutan ve bunu sonuna kadar kullanan bir siyasi parti var.

Bu parti Suruç saldırısını görüşmek üzere Meclis’in toplanmasına gerek görmedi.

Bu partinin kurucu lideri şimdinin Cumhurbaşkanı teamüle uyup hükümet kurma görevini CHP lideri Kılıçdaroğlu’na vermeyi uygun görmedi.

Seçim hükümetinin düşük profilli bir Akp hükümet gibi olmasını istedi.

Son kongrede TV’ye konuşan partililer hükümet bir Akp hükümetiymiş gibi vaatlerde bulundular.

Böyle trajik olaylar sonrası birlik beraberlik çağrısı yapan Cumhurbaşkanı daha geçen hafta, ondan önceki hafta, geçen yıl, ondan önceki yıl ayrıştırıcı bir dil kullanıyordu. Sürekli esip gürlüyordu.

Bu dil bazen nefret dili sayılabilecek derecede sertleşiyordu. İktidarı destekleyen medya kuruluşları da bu dili aynen benimsemişti. Kraldan çok kralcı kesilenlerle beraber…

Sosyal medyada troller nefret dilini lince kadar götürdü. Muhalif olmayı vatan hainliği bile saydılar.

Yazının Devamını Oku

Ara sıra bazı bazı

8 Ekim 2015
.

Aziz Sancar”ın Nobel kimya ödülünü alması:


*** Bilimsel yörüngeden uzaklara savrulmuş ve bizzat DNA tamirine ihtiyaç duyan bu ülkeye kendine gelmesi için yapılmış güzel bir hatırlatmadır


*** Kim ne derse desin, Gönül Yarası filminde Meltem Cumbul’un “abi, bu türküye ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerek?” dediğindeki gibi kimliklerden bağımsızdır, sevindiricidir


***Dar ve sığ bir siyasi gündeme sıkışıp kalmışlığımızı bir parça da olsa sarsmıştır


Yazının Devamını Oku

Nefret dili

1 Ekim 2015

Onlar ve biz diye diye bir kutuplaşma yaratıyorsun ve oy için bu ayrışmayı sürekli besliyorsun.


Medyandaki kraldan çok kralcılara saldırgan yorumlar yapma, nefret suçu dolu yazılar yazma fırsatı veriyorsun. Hatta bu tarzı zımni olarak teşvik ediyorsun.


Şehitler veriliyor… Kadınlar eski eşleri, sevgilileri tarafından öldürülüyor… Her gün trafik kazalarında canlar gidiyor…


Sokaklarda silahlar çekiliyor… Millet burnundan soluyor… Eş dost akraba okuldaş birbirine girecek hale gelmiş…


Yazının Devamını Oku

Bir Kybele hikayesi

23 Eylül 2015

Gelecekten bir haber size:


“Urla İskele çocuklar ve gençler için gerçek bir cazibe merkezi haline geldi.


Hatırlarsanız Urla Belediyesi ve Yelken Kulübü bundan 4 yıl önce ‘Denizi Tanıyoruz’ sloganıyla bir proje başlatmıştı.


İlk adım o zamanlar Urla İskele’de demirli duran 2400 yıllık savaş gemisi Kybele replikası sayesinde atılmıştı. Bu replika büyük bir özenle 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği’nin katkılarıyla imal edilmişti.

Yazının Devamını Oku

Kendiyle barışık bir Türkiye çok mu zor?

15 Eylül 2015

Kolektif bir barış yazısı yazalım dedik. Son olaylar herkesi o kadar çok yormuş ki ancak iki kişiden katkı geldi.

Sevgili Yıldız İlhan’la başlayalım:

“Savaşın eli güçlüdür. Savaş ekmekten topraktan başlayıp paraya ve güce kadar tüm çıkarların peşindedir.
Barış, duralım, kardeşçe geçinelim, can yakmayalım, bu Dünya hepimize de yeter diye çırpar kanatlarını.
Savaş kan akıttıkça bir şeyler sunar taraflarına, çoğu hüsranla biten, yine de bitmek bilmez şehvetli arzuların efendisidir.
Barışın sunduğu yalnızca bir zeytin dalı.
O yüzden barışın eli insan ırkının talepleri ve hırsı karşısında zayıftır.

Yazının Devamını Oku

Mülteci diye yazılsın insan diye okunsun

4 Eylül 2015

Mevsim dönmek üzere ya… Çeşme ile ilgili bir yazı yazıyordum o çocuğun fotoğrafını gördüğümde. Yazdıklarım anlamsızlaştı.

Evet, günde 30 bin çocuğun açlıktan, susuzluktan, hastalıktan, kötü beslenmeden öldüğü bir dünya bu. Her gün ölüyor bu çocuklar.

Evet, Ege’de Akdeniz’de boğularak ölen mülteci sayısı bu yıl iki bine yaklaştı.

Sosyal medya üzerinden dönen çığlıklar son derece insani, o kadar. Biraz boşalma, biraz günah çıkarma, biraz ben de kaygılıyım vurgusu, sonra hayata devam. Mecburen.

Biz sıradan insanların yapabileceği fazla bir şey yok zaten. Yetki sahibi olanlar yapacak ne yapacaksa. Biz ancak duyarlılığımızı hatırlatırız sesimiz yetttiğince.

Aylan’ın umuda yolculuğu Bodrum sahilinde noktalandı.

O fotoğrafı asıl görmesi ve tedbir alması gerekenler mülteci sorununu henüz en öncelikli sorun olarak falan görmüyorlar. Devam edip giden bu trajediyi kavramak için bir fotoğrafa ihtiyaç duyulması da başlı başına bir sorun!

Gelişmiş ülkelerin bu konularda tuhaf bir duyarsızlığı var. Öyle hemen paniklemiyorlar. Adeta bıçak kemiğe dayansın diye bekliyorlar. Belki uygarlıkların altında çok kan çok can olduğunu bildiklerinden böyle.

Yazının Devamını Oku

İncir benim kalbimi doyurur

31 Ağustos 2015

“Tariş’in küçük bir fabrika satış dükkânı vardı. Eve incir ve zeytinyağı alayım dedim. Kış yaklaşıyordu. İçimden bir ses kış fena gelecek diyordu. Kuru incir vücudun sobası gibidir. Hem de insanın garibine yoldaş olur. Sütle, cevizle tatlısı ne şahanedir üstelik. İncir benim kalbimi doyurur.”

Yazar Ahmet Büke’nin Dev Genç Suzi öyküsü böyle başlıyor işte. Sonra koştura koştura okuyup sonuna varıyorsunuz. Arada gülümseyerek. İç çekerek. Unutulmaya yüz tutmuş olanı hatırlayarak. İzmirliyseniz de İzmir kokusu alarak.

Sevgili Ahmet’in her hafta ON8 bloguna yazdığı öyküler “insan kendine de iyi gelir” ismi altında kitaplaştı. Gençliği önceleyen bir yayınevi olarak ON8’e ayrı bir sempatiyle bakıyorum.

Böyle böyle daha çok okuyan, öyküyü daha çok seven, daha çok yazan, daha çok sorgulayan gençliğe doğru evrileceğiz diye umuyorum. Bu ülke temkinli iyimserlikler ülkesi. Hele bizim gibi onsekiz yaşında olmayanlar için.

Her zaman dile getirdiğim iddiamı tekrarlayarak bitiriyorum: Ahmet Büke’ler ne kadar çok okunursa bu ülke o kadar yaşanır olur.

****

SEÇMEN YER Mİ?

Seçim sath-ı mailine girildi mi akıl uçar hamaset hâkim olur.

Yazının Devamını Oku

Hala boğa olanlar da var

26 Ağustos 2015

Dünya piyasaları oynaklaşınca görüşlerini almak için lise ve üniversiteden arkadaşım Deniz Ergener’i ararım. O, 35 yıldır Amerika’da ve uzun süre finansal piyasalarda çalıştı.


Daha da önemlisi 2008 krizi patlak verdiğinde spot altındaki şirketlerden ve o dönem dünyanın en büyük aracı kurumu olan Merrill Lynch’deydi. Depremin tam merkezindeydi yani.


Hemen söyleyeyim iki üç gündür süren dalgalanmalarla ilgili olarak o benim kadar karamsar değil. Ben altı yıldır süren oyun bitti bitecek ve yeni bir oyun kuruluyor görüşündeyim. Önümüzdeki dönemin son 6 yıldan çok farklı olacağını düşünüyorum.


O ise şirketlerin kar edeceğini ve en azından Amerikan piyasalarının kötü olmayacağını düşünüyor. Çin’deki zayıflamanın orta vadede olumlu etkileri olacak diyor.


Yazının Devamını Oku