İncir benim kalbimi doyurur

Haberin Devamı

“Tariş’in küçük bir fabrika satış dükkânı vardı. Eve incir ve zeytinyağı alayım dedim. Kış yaklaşıyordu. İçimden bir ses kış fena gelecek diyordu. Kuru incir vücudun sobası gibidir. Hem de insanın garibine yoldaş olur. Sütle, cevizle tatlısı ne şahanedir üstelik. İncir benim kalbimi doyurur.”

Yazar Ahmet Büke’nin Dev Genç Suzi öyküsü böyle başlıyor işte. Sonra koştura koştura okuyup sonuna varıyorsunuz.Arada gülümseyerek.İç çekerek. Unutulmaya yüz tutmuş olanı hatırlayarak. İzmirliyseniz de İzmir kokusu alarak.

Sevgili Ahmet’in her hafta ON8 bloguna yazdığı öyküler “insan kendine de iyi gelir” ismi altında kitaplaştı. Gençliği önceleyen bir yayınevi olarak ON8’e ayrı bir sempatiyle bakıyorum.

Böyle böyle daha çok okuyan, öyküyü daha çok seven, daha çok yazan, daha çok sorgulayan gençliğe doğru evrileceğiz diye umuyorum. Bu ülke temkinli iyimserlikler ülkesi. Hele bizim gibi onsekiz yaşında olmayanlar için.

Haberin Devamı

Her zaman dile getirdiğim iddiamı tekrarlayarak bitiriyorum:Ahmet Büke’ler ne kadar çok okunursa bu ülke o kadar yaşanır olur.

****

SEÇMEN YER Mİ?

Seçim sath-ı mailine girildi mi akıl uçar hamaset hâkim olur.

Genel geçer siyaset bu mudur, seçmen bunu mu sever gibi soruları cevaplamak için vakit yoktur.

Sesler yükselir, bel atı vuruşlar başlar, soyut değerler üzerinden oy devşirme sanatına dönüşür mevzu.

Şimdi yeniden milletvekillerini seçeceğiz. Son bir buçuk yıldaki dördüncü seçimimiz.Cinnet hailimiz biraz da bu yüzden.

Seçim kakafonisine iki ay daha katlanmak durumdayız demek işi fazlaca basitleştirmek olur.1 Kasım seçimleri öncesi ve sonuçları açısından tarihimizin zorluk derecesi en yüksek seçimi olacak.

Çünkü bu seçim zorlama bir seçim.İktidar ve muktedir kaybettikleri gücü geri almak için her yola başvurcak. Sallamalara çoktan başladılar bile.

HDP’ye vur. Olmadı geri tepti, dön MHP’ye vur. Yetmezse Büyük Birliğe, Saadete mavi boncuk ver.Mümkünse HDP’li seçmenin sandığa ulaşmasını zorlaştır.

Sanki ülkeyi 13 yıldır başkası yönetiyormuş gibi yakın. Kötülükler başkasından iyilikler bizden masalını bütün yandaş kanallarda papağan gibi tekrarla.Terör kamuoyunu nasıl etkiliyor diye ölçtür dur.Manevi değerlerin posasını çıkar !

Haberin Devamı

Seçmen bunu yer mi?

4,5 G’ye geçiyoruz diyen bir ülkede yememesi lazım ama göreceğiz.

******

ORTA ŞERİT SENDROMU

İzmir – Çeşme otoyolunu yaz kış kullananlardanım. Özellikle bu yaz otoyol trafiği hissedilir derecede arttı.

Bu artışla beraber bir “orta şerit” sendromu da kendini gösterdi sanki.

Yani bazı sürücüler orta şeritten yavaş yavaş gitmeyi (mesela 80-90 km/s) güvenli görüyor.

Oysa bu durum hız limitine (120-130 km/s) yakın seyredenler için riskli bir durum oluşturabiliyor.

İşin normali en yavaş gidenin en sağdan, en hızlı gidenin de en soldan gitmesi. Hatta en sağ şeritte minimum hız sınırı bile olmalı belki.

Son bir not… Şehir içinde sol, otoyolda orta şeridin yoğun olup sağ şeritlerin boş kalması da antropolojik olarak incelemeye değer.

Yazarın Tüm Yazıları