Yanlış ilaç karaciğeri bitiriyor

Her ilaç aynı zamanda iki ucu keskin bir bıçak. Bıçağın en çok kestiği, en çok zarar verdiği organların başındaysa karaciğer var. Nedeni, ilaçların önemli bir bölümünün karaciğere mutlaka bir uğraması.

Haberin Devamı

Gereğinden fazla ilaç kullandığımız kesin. İlaçları dikkatli tüketmediğimiz, bilinçli kullanmadığımız da tartışma götürmez. 

Bu önemli yanlışta biz hekimlerin de, eczacı dostlarımız ve siz hastalarımızın da payı var. Oysa sık tekrarladığım gibi her ilaç aynı zamanda iki ucu keskin bir bıçak.
Bıçağın en çok kestiği, en çok zarar verdiği organların başındaysa karaciğer var.
Nedeni ilaçların önemli bir bölümünün karaciğere mutlaka bir uğraması, karaciğer tarafından işlemden geçirilmesi.
İlaç kullanırken bir değil, on bir kez düşünün. Yuttuğunuz her ilaç için şu üç soruyu sorun:
1- Sorunumu ilaç kullanmadan halledebilir miyim?
2- İlaç yerine doğal bir destek kullansam olmaz mı?
3- Bu ilacın etkili olabilecek en düşük dozu ve en kısa kullanım süresi ne olmalı?

 

Haberin Devamı

Yanlış ilaç karaciğeri bitiriyor

 

Unutmayın: Sağlık sorunlarımızın, hatta hastalıklarımızın pek çoğunu sadece yaşam tarzımızı değiştirerek çözümleyebiliriz.
İlaçlar yalnızca “doktor önerdiğinde” ve “eczaneden temin edildiğinde”, doktor ve eczacıların takibi altında kullanılmalıdır.


KÖTÜ HABER
Uykusuzluk çocukları da vuruyor
Uyku sadece büyükler için değil, çocuklar için de önemli bir fizyolojik ihtiyaç.
Ayrıca onlar için uyku sadece dinlenme anlamına da gelmiyor, büyümeleri için de düzenli uyumaları gerekiyor.
Nedeni büyüme hormonunun önemli bir bölümünün uykuda üretilmesi. Uyku azalınca büyüme hormonu üretimi düşüyor.
Neticede gelişme yavaşlıyor, hatta boy bile kısa kalabiliyor. Eski ninnilerin, “uyusun da büyüsün” tekerlemelerinin bilimsel dayanağı da var kısacası.
Diğer taraftan yetersiz uyku çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimini de olumsuz yönde etkiliyor. Uykusunu alamayan çocuklarda konsantrasyon eksikliği, dikkat dağınıklığı, öğrenme bozuklukları başlıyor.
Özetle uyku yavrularımız ve gençlerimiz için de son derece önemli bir ayrıntı.
Araştırmalara bakılırsa burada da kötü bir haber var: Uykusuzluk problemi çocuklar ve gençler arasında da hızla yayılıyor.
Aman dikkat!

Haberin Devamı


OKUR SORUSU
Hamileler omega-3 kullanabilir mi?
Soruyu şu şekilde değiştirmemiz daha doğru olmaz mı?
“Omega-3 desteği almadan sağlıklı hamilelik sürdürülebilir, sağlıklı bebek doğurulabilir mi?” Bu sorunun net ve açık yanıtı ise şu olmalı: Omega-3 desteği kullanmak her hamile için –eğer imkan varsa- vazgeçilmez bir öncelik olmalı. Doktor kontrolünde ve uygun miktarlarda kullanılan omega-3 destekleri hamile annenin sağlığını da, karnında büyüttüğü bebeğin sağlıklı gelişimini de olumlu etkiler.
Omega-3 desteğinin erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme, gebelik zehirlenmesi ve doğum sonrası depresyonu azaltabileceğini gösteren net ve açık kanıtlara sahibiz.
Peki hamileler hangi omega-3’ü kullansın? Bu da çok mühim bir ayrıntı. Hamileler için lazım olan EPA’dan değil de, DHA’dan zengin olan omega-3’ler. Hamilelere verilen omega-3 desteklerinin içinde en az 200-300 mg kadar DHA bulunmalı.
Önemli bir ayrıntı da şu: Hamilelere balığın karaciğerinden elde edilen omega-3 destekleri (fish liver oil) asla verilmemeli.
Zira balık karaciğerinde yüksek miktarda A vitamini bulunur ve bu da gebelikte sorun yaratabilir.
İkinci bir ayrıntı da şu: Mümkün olduğu takdirde hamilelere balık omega-3’lerini de vermemekte fayda var.
Zira bunlar hem DHA’dan fakirler, hem de bazıları maalesef tehlikeli ağır metalleri (cıva gibi) içerebiliyorlar.
Benim önerim hamilelerin havyar (balık yumurtası) ve krill canlısından elde edilen omega-3’leri tercih etmeleridir.
Son bir not daha: Hamilelere kombine omega kapsülleri verilmemeli. Yani omega-6 içermeyen omega-3 ürünleri tercih edilmeli.

 

Haberin Devamı

OKUR SORUSU
Hamileler balık yesin mi?
Hamilelere balık yiyin demek de yemeyin demek de doğru değil.
Nedeni şu: Hamilelerin mutlaka omega-3 temin etmeleri, özellikle DHA ihtiyaçlarını mutlaka karşılamaları gerekiyor. Bunun yolu da doğalı da yağlı balıkları tercih etmek.
Onun için hamilelere “balık yemeyin” demek doğru değil. Ayrıca balıkta bol protein, mineral ve fosfolipidler de var. Ama bu bilginin bir de öbür yüzü var.
Maalesef yağlı balıkların önemli bir bölümü özellikle dip balıkları ve iri balıklar çevre kirliliği nedeniyle ağır metaller (cıva, arsenik) ve poliklorlu bifeniller, hatta kanserojen dioksin maddesini içerebiliyorlar.
Balık etinde biriken bu toksik ürünler bedene girdiğinde de sistemi zehirliyorlar.
Bu nedenle hamileliğin ilk üç ayında balık tüketmemenin daha doğru olacağını ileri sürenler var, haksız da değiller.
Benim tavsiyem, anne adayları bizim yüzey balıklarını (hamsiyi, istavriti, sardalyayı ve tabii ki bulabilirlerse palamut ve lüferi, çuprayı, lagosu) rahatlıkla tüketebilirler.

 

Haberin Devamı


OKUR SORUSU
Dondurulmuş embriyo transferi nedir?
Tüp bebek uygulamalarında bilindiği gibi embriyo transferi yani döllenmiş yumurtanın anneye nakli söz konusu.
Bazı merkezlerde transfer edilen embriyoların geride kalan ve kaliteli olanları dondurulup saklanıyor ve ileride tekrar gebelik arzulandığında uygulanabiliyor.
Bu özellikle taze embriyo transferi ile gebeliğin sürdürülemediği durumlarda önemli bir avantaj, mühim bir alternatif olduğu için mükemmel bir gelişme.

 


OKUR SORUSU
Çikolata kist yapar mı?
Eskişehirli bir okurdan gelen soru aslında daha uzun: “Doktorum çikolata kistim olduğunu söyledi. Bu çok çikolata yememe bağlı olabilir mi?”
Önce şunu belirtelim: Çikolata kistlerinin çikolata yemek ya da yememekle hiçbir ilişkisi yok.
Bu kistlerin içeriğinin rengi çikolatayı andırdığı için tanımları böyle yapılıyor. Bunlar hızlı büyüme eğiliminde olan ve sorun yaratabilen kistler.
Yarattığı sorunların başında da ağrılı adet görmeler, kasık ağrıları ve kısırlık problemi geliyor.
Daha da kötüsü kansere kadar gidebilen sorunlar da gelişebiliyor. Bu nedenle çikolata kisti tanısı konulanlara cerrahlar haklı olarak “ameliyat olmalısın” tavsiyesinde bulunuyor.
Bir küçük hatırlatma daha: Bu kistlerde de ailevi bir eğilim söz konusu. Anneniz veya kız kardeşinizde çikolata kisti varsa bu sizin en az altı kat daha fazla riskiniz olduğu anlamına geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları