Uykunun da uzmanları var

Elimde kötü, kalitesiz ve yetersiz uykunun ne gibi sağlık sorunlarına yol açacağını gösteren muhteşem bir kitap var. Uyku sorununun önde gelen bilimcilerinden Matthew Walker’in yazdığı bir kitap bu: “Niçin Uyuruz?”

Haberin Devamı

Pazartesi günkü yazımı, bu değerli bilimcinin kitabından (Dr. Matthew Walker/Niçin Uyuruz?/ Pegasus Yayınları) aldığım özetlere ayırdım.

Çünkü yetersiz ve kalitesiz uykunun “yorgunluk, baş ağrısı, dikkat dağınıklığı” gibi bildik sorunlardan çok daha fazlasına yol açabileceği anlaşılıyor.

Kısacası yaşımız ne olursa olsun hepimizin “Neden uyumalısınız?” sorusunun yanıtlarını net ve açık olarak bilmesi ve gerektiğinde bir “uyku uzmanından” yardım istemesi şart.

Not: Pazartesi günü Hürriyet’te yayınlanan yazımızda yukarıda adı geçen kitaptan geniş alıntılar yaptım. Kitabı uyku sorununu anlamak isteyen herkese öneriyorum.

OKUR SORUSU

İlacımda titanyum mu var?

"Doktor Google” sadece hastalıklarımız değil, bize hastalanınca yutacağımız ilaçlar konusunda da sağlık danışmanlığı yapıyor!

Haberin Devamı

İyi hoş ama bu işi yaparken -eğer bilinçli kullanılmazsa- yanlış anlamalara da yol açabiliyor.

Bazı ilaçlarda titanyum bulunduğu, bunun sağlığımız için ciddi bir tehdit olduğu bilgisi de Dr. Google’da dolaşan abartılmış ve asılsız söylentilerden biri.

Peki, doğrusu ne?

İlaçlardaki titanyumdan zarar görmemiz mümkün mü? Yanıt yandaki kutuda.

İYİ BİLGİ

Önemli olan “doz”dur

İlaçlara eklenen miniminnacık dozdaki titanyumun sağlığımıza zararı olmaz, olamaz. Zira titanyumu sağlık zararlısı yapan bir tek tek şey vardır, o da doz yani bedene giren miktarıdır.

Bilim insanı Paracelsus’un 500 yıl kadar önce ortaya koyduğu “Zehri zehir yapan tek şey dozdur” kavramı titanyum için de geçerlidir, elmadaki aseton, izoproponal ve hatta siyanür için de.

Elmada aseton olur mu hiç hocam?” diye sormayın, bu bilgiyi duyunca da korkmayın. “Günde bir elma doktoru evden uzak tutar” tavsiyesi bugün de hâlâ geçerli.

Ama bilin ki o elmanın içinde sadece sağlığa yararlı antioksidan polifenoller, prebiyotik etkili doğal lifler, antioksidan vitaminler gibi sağlık mucizeleri yok. Elmada aseton, hatta salisilik asit bile var. Özetle, ilaçlardaki titanyum meselesine de elmadaki aseton örneğinden bakmak ve ilaçları güvenle kullanmaya devam etmekte fayda var.

ÖNEMLİ

Haberin Devamı

Kaslarınıza sahip çıkın!

Yaşlılık dengeyi zora sokar. Dengenin bozulması da “düşmeye” zemin hazırlar. Bu nedenle “denge”yi korumak ve “düşme” riskini minimumda tutmak, yaşlılık sürecinde özel bir önem taşır. Zira yaşlılığın tatsız sorunları arasında tekrarlayıp duran “düşme”ler ile bunlara bağlı kırık-çıkıkların büyük bir önemi var. Sorunun temelinde ise kas kaybı yani “sarkopeni” yatıyor. Sarkopeni, “yaşlılık yorgunluğu” probleminin de temel sebebi.
Nedeni şu: Enerji üretim merkezlerimiz yani “mitokondri” cihazlarımızın en çok yer aldığı hücreler, kas hücreleri. Kaybolan her kas hücresi azalan mitokondri sayısı, yok olan enerji üretim istasyonu demek. Enerji üretemeyen bedenin sorunu da “yorgunluk, bitkinlik, halsizlik” hali.
Unutmayın: Önlem almazsanız 40’lı yaşlardan sonra her yıl kaslarınızın yüzde 2’sini kaybediyorsunuz. Bu 70-80 yaşına gelince yüzde 30-40’lık kas kaybı ve en az yüzde 25-30’luk bir enerji eksikliği demek. İyi yaşlanmak istiyorsak bu erimeye “dur!” demek zorundayız.
Nasıl mı? Kas erimesini önleyen bir ilaç var mı? Var! Yanıtı diğer kutuda.

İYİ BİLGİ

Haberin Devamı

Kas erimesinin ilacı var mı?

Kaslarınızın erimesini yavaşlatabilmede en etkili ilaç, düzenli yapılan günlük tempolu yürüyüşlerdir. Mümkünse her gün yürümek, sık sık da çömelme egzersizi yapıp, direnç-ağırlık çalışmaları ile kasları güçlü kalmaya, enerji üretmeye zorlamak önemli bir önlemdir.
Bedenimizdeki kas kütlemizin yüzde 80’inden fazlası göbek çizgimizin altında; yani kalça, baldır ve bacaklarda. Bu bölgedeki kasları korumak ilk ve vazgeçilmez görevimiz olmalı.
Bunun en ucuz, en etkili yolu da, yürümek, yüzmek, bisiklete binmek, kayak yapmak gibi “aerobik faaliyetler”.
Peki diğer doğal “kas destekleri” neler? D vitamini, bol proteinli bir beslenme biçimi, yeteri kadar koenzim Q10 yani ubiquinol koenzimi, kafi miktarda potasyum ve magnezyum zenginliği ilk akla gelenler.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları