Mutlu evlilik bunamayı önlüyor

Haberin kaynağı Norveç’te yapılan bir araştırma ve o araştırma geçtiğimiz günlerde önemli bir tıp dergisinde (Journal of Aging and Health) yayımlandı.

Haberin Devamı

Araştırmaya göre, mutlu bir evlilik sürdüren çiftlerin beyin sağlığı daha güçlü, bellek fonksiyonları bunamaya karşı daha da dirençli. Aynı araştırmaya göre, “bekâr olmak” ve kalmak “bilişsel gerileme riski”ni ciddi ölçüde arttırıyor. Araştırmanın ulaştığı önemli bir sonuç daha var: Evlilik hem erkekler hem kadınlar için -belleği koruma bakımından- eşit derecede faydalı.

Mutlu evlilik bunamayı önlüyor

KÖTÜ HABER
BİTTER ÇİKOLATA AĞIR METAL DEPOSU MU

ÖZELLİKLE “tatlıya düşkün sağlık tutkunlarının” vazgeçilmez lezzetlerinden biri haline gelen bitter çikolatalarla ilgili son günlerde ortaya çıkan olumsuz tüketici raporları herkesin kafasını karıştırıyor. Zira bu raporlar ünlü/güvenilir oldukları düşünülen markaların ürettiği bitter çikolataların bile çoğunda “AĞIR METAL” varlığına işaret ediliyor. Kâr merkezli olmayan bu tüketici raporlarına göre, bitter çikolataların bazılarında maalesef “KURŞUN” ve “KADMİYUM” var. Çok iyi biliyoruz ki kurşun da kadmiyum da bilinen en önemli sağlık zararlısı ve kanserojen ağır metallerden ikisi. Üstelik incelemeye alınan bitter çikolatalarda saptanan ağır metallerin miktarı da oldukça fazla. Rapora göre, bu çikolatalardan herhangi birini her gün üst üste 30 gram kadar tüketen bir bitter çikolata tutkunu, kısa bir süre sonra “toksik seviyede” ağır metal biriktirmeye başlıyor. Bu konunun bizim ilgililerimizce de araştırılmasında fayda var.

İYİ HABER 1
ORUÇ KÜRLERİNİN BİR FAYDASI DAHA

BELLİ aralıklarla oruç kürleri uygulamak, günün 14-18 saatini “sadece su veya şekersiz çay kahve içerek” tamamlamak, özellikle orta yaşlardan sonra sağlık tutkunları için sadece kilolarını koruma amacıyla değil; kronik hastalıklardan uzak formda ve fit bir yaşlanma sağlayacağı düşüncesiyle de sık uygulanan beslenme seçimlerinden biri oldu. Bu uygulamaların “metabolizmayı strese sokarak” yani “konfor alanının dışına çıkarak (hormesis)” sağlığı güçlendirdiği düşünülüyor, bu güçlenmenin bir nedeninin de “otofaji/kendi metabolik atıklarını temizleme” ile de ilişkili olduğu kabul ediliyordu. Aralıklı oruç severlere müjdeleyelim: Bu akılcı beslenme yönteminin yeni bir faydası daha var. O faydayı merak edenler aşağıdaki kutuya geçebilirler.

Haberin Devamı

İYİ HABER 2
ORUÇ KÜRLERİ ‘NAD+’YI DA YÜKSELTİYOR

UZMANLARA göre, aralıklı oruç kürleri, tıpkı kaotik egzersizler tıpkı sıcak soğuk değişimlerinde olduğu gibi “NAD+ seviyeleri”ni de arttırıyor. NAD+ seviyelerinin artması ise vücudumuzdaki “ONARIM GENLERİNİ” uyarıyor, uyarıp faaliyete geçiriyor. Aklınızda olsun, yaşlanma sürecinde tıpkı KOENZİM Q10, tıpkı DHEA seviyeleri gibi NAD+ seviyeleri de azalıyor. NAD+ seviyeleri azaldıkça da -mitokondri fonksiyonları aksıyor, enerji üretimi düşüyor- genetiğimiz ne kadar güçlü olursa olsun yaşlanma süreci hızlanıyor, yaşam kalitemiz düşmeye başlıyor.

Haberin Devamı

OKUR SORUSU
YAVAŞ MI, HIZLI MI YÜRÜMELİ

Mutlu evlilik bunamayı önlüyor

EĞER kilo sorununuz varsa, fazla kilolarınızı vermekte ya da mevcut kilonuzu korumakta zorlanıyorsanız daha hızlı ve tempolu yürümeye gayret edin. Bitmedi! Yavaş değil de hızlı yürüyenler sadece kilo dengesi bakımından şanslı değiller. Araştırmalara bakılırsa yavaş yürüyenler, yaşlılık döneminde hasta olmaya daha yatkın kişiler. Araştırmalara bakılırsa, yavaş yürüyenlerin toplam beyin hacmi hızlı yürüyenlerden daha küçük. Yavaş yürüyenler daha az beyin yüzey alanına ve beyinde daha çok küçük iskemik/devre dışı kalmış alanlara sahipler. Bu iki bulgu da zaten beyin fonksiyonları bakımından daha hızlı ve kötü yaşlanmanın işaretleri. Önemli bir hatırlatma daha: Yürüme hızının zamanla fark edilir ölçüde düşmesi de o kişinin daha hızlı yaşlandığına işaret edebiliyor, aklınızda olsun.

Haberin Devamı

HATIRLATMA
BELİNİZ KALINSA TEMPOLU YÜRÜYÜN

SAĞLIKLI yaşama ve iyi yaşlanma konusuna takıntılı sevgili Ertuğrul Özkök, bir sabah yürüyüşünde bana şu soruyu sordu: “Hocam, belimizi inceltmek istiyorsak nasıl yürümeliyiz?”

Ona verdiğim yanıt özetle 4 maddeden ibaret oldu. İşte o maddeler...

KURAL BİR: Eğer bel kalınlığınızı azaltmak istiyorsanız haftada 3-5 gün falan değil, mutlaka ama mutlaka her gün yürüyeceksiniz.

KURAL İKİ: Mümkün olduğu sürece değil, yine mutlaka ama mutlaka her gün 5 kilometreyi kat etmeyi göze alacaksınız.

KURAL ÜÇ: Yürüyüş temponuzu yükseltecek ve 10 saniyede en az 15-20 adım atacaksınız.

KURAL DÖRT: Monoton bir yürüyüş yerine “kaotik egzersiz” yapacak, bantta ya da dışarıda yürürken zaman zaman aniden hızlanacak, tempoyu kısa sürelerle yükseltip azaltacaksınız. Yine zaman zaman yukarı doğru ivme arttırarak yürüyeceksiniz. Hatta mümkünse kısa sprint’ler (hızlanmalar) yapacaksınız. Kısacası vücudunuzu konfor alanının dışına çıkartacak, zorlayacak, şaşırtacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları