Ceyda Düvenci’yi anneliğinden vurmayın

Ceyda Düvenci’nin kızının regl olduğunu sosyal medyada paylaşması, gündemin ortasına düşüverdi geçen gün.

Haberin Devamı

“Bu paylaşım, çocuğunun özeline tecavüzdür. Kızı, kendisini bu acımasız ortama savunmasız bir halde bıraktığı için ileride annesine dava açabilir” diyenler oldu...

“Regl olmak paylaşılır mı” dediler...

Ağır şekilde, acımasızca eleştirdiler Ceyda’yı.Kendin böyle bir paylaşım yapmak istemeyebilirsin ama paylaşanı da böylesine linç edemezsin.

Ben Ceyda’nın regl olmanın normal bir şey olduğunu, fizyolojik döngünün parçasından başka bir şey olmadığını vurgulamak ve sevincini göstermek için bu paylaşımı yaptığını düşünüyorum.

Evet, regl olmak utanılacak, gizlenecek, saklanacak ayıp bir şey değil. Medeni ülkeler kadın pedlerini artık sosyal ihtiyaç olarak sayıp bedava dağıtma seviyesine gelmiş durumda.

Markette ped alırken utanma, pedi saklama gereği duyma devri geçeli çok oldu.

Haberin Devamı

“Bir kişi bu durum özelinde farkındalık yaratacaksa kızının değil iznini aldığı yetişkin birinin ya da kendisinin regl olmasını paylaşmalı” diyenlerle “Regl olmak paylaşılmalı mı?” sorusu üzerinden değil, “İnsanlar çocuklarını sosyal medyada paylaşmalı mı?” sorusu üzerinden tartışmak daha doğru.

Ama bu ayrı bir yazı konusu. Konumuza dönersek, üzerine titrediği kızının regl olabilmesine sevinmiş bir anneyi böylesine linç etmenin, kırmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Ceyda’nın çocuklarına olan sevgisi, ilgisi, kendini adamışlığı bırakın kınamayı, herkese örnek olmalı. 

Ayrıca bir de ben yazayım; regl olmak saklanacak bir olay, tabu ya da hastalık değil, olağan döngünün utanılmayacak, sağlıklı bir parçası. 

Maskenin bilinmeyen faydaları

Eskiden havaalanlarında maskeyle gezen Çinlileri görünce yadırgar, “Çok hasta demek ki, Allah kolaylık versin” derdik. Şimdi biz de maske takmaya alıştık.

İnsan nelere nelere alışmıyor ki...

Nefes alamıyorum, boğuluyor gibi hissediyorum” diyenler azaldı. Zaten biz uzun bir süre maskeyle yaşamaya devam edeceğiz.

E o zaman biraz da iyi tarafından bakalım.

İşte size maske takmanın güzellikleri...

Bu karda kışta maske takınca soğuktan da korunmuş oluyoruz.

Kendi nefesimizde sıcacık bir ortam oluşuyor.

Haberin Devamı

Erkekler günlük tıraş olmayı gerektiren mesleklerde iki günde bir tıraş olarak durumu kurtarabildiklerini söylüyor.

Özellikle toplu taşıma kullananlar, kulaklıkla dinlenen müziğe maskenin altından istendiği gibi eşlik edebilmenin harika olduğunu dile getiriyor.

Ve grip olmamızı da engelliyor bu maskeler.

Ben bu yıl etrafımda grip olana rastlamadım.

Canımızın istediği kadar soğan, sarımsak yiyebiliyoruz, etrafa kokacak diye endişelenmiyoruz. Zaten bağışıklık sistemi için de gerekli olan yiyecekler bunlar. Dişlerinde tel olanlar için de güzel bir kamuflaj oluyorlar.

En son aklımıza geldi diye gülmeyin, bir de tabii koronavirüsten koruyor maskeler bizi.

Haberin Devamı

Bakın ne çok faydasını bulduk, aman bir süre daha çıkarmayalım.

Annem ve babam aşıyı bekliyor

Annem 85 yaşında ama cin gibi, benden akıllı, her şeyi, gündemi çılgınlar gibi takip ediyor. 
Yaşına bakmayın, Instagram’ı da var.
Torunu Tayga’nın, çocukluk arkadaşı Yasemin’le sunduğu “İki Bavul” podcast’ini dinlemek için telefonuna Poscast Dinle aplikasyonunu indirip dinlemiş bir anneanneden bahsediyorum.
Bunları yapıp WhatsApp kullanmadığını düşünmezdiniz herhalde.
Hatta WhatsApp grupları bile var.
Kendisi PTT emeklisi ve iş hayatından arkadaşlarının olduğu PTT grubunun son günlerdeki gündem konusu aşı.
“Aşı yaptıralım mı, yaptırmayalım mı?” diye tartışıp duruyorlar.
Norveç’te belli bir yaşın üzerindekilerin aşı olduktan sonra ölmeleri önce hayli korkuttu PTT grubunu.
Norveç ölümlerin aşı ile ilgili olmadığını duyurunca biraz rahatladılar.
Sonra bizim Sinovac aşısının farklı ve yan etkileri daha az olan bir aşı olduğunu öğrenince iyice rahatladılar. 
Şimdi annem de, babam da aşı sırasının kendilerine gelmesini dört gözle bekliyor.
Ben de öyle, çünkü kendimden çok onlar için endişe ediyorum. 
Umarım tüm büyüklerimizin yaptıracakları aşı, şifalı ve bol antikorlu olur.

Haberin Devamı

Mutasyon korkutuyor

Kısa sürede 2 milyon kişiyi aşılayıp, 400 binine de ikinci dozu vurarak aşılama konusunda dünya liderleri arasına giren İsrail, Pfizer/BioNTech aşısının ilk dozunun sanılandan ve söylenenden daha az etkili olduğunu duyurdu.
Bu iyi haber değil, çünkü BioNtech olsun, diğer aşılar olsun pek çok ülke ilk dozu daha fazla insana vurabilmek için çareyi iki doz arasındaki süreyi açmakta bulmuştu.
Bu da insanların ikinci doza ulaşmadan hâlâ virüse karşı etkili savunma sağlayamayacağı anlamına geliyor. İlk aşıyı olduk diye tedbirler hemen gevşetilmemeli.
Onca yoğun aşılamaya rağmen İsrail’de bu hafta başında günlük yeni korona vaka sayısı rekor düzeye çıktı, 10 binden fazlaydı. Yani aşılansalar da insanlar korona olmaya devam ediyorlar.
Aşıların koruma seviyelerinin ikinci dozlarıyla birlikte arttığını zaten biliyoruz ama ilk doz da bu kadar etkisiz olmasa iyiydi tabii.
Neyse ki ikinci dozu vurulanlarda antikor seviyeleri hayli yüksek oluyormuş.
İlk dozu vurulanların korona olmaya devam etmesinde insanların aşı olmanın verdiği rahatlıkla dikkatsiz davranmalarının da etkisi vardır mutlaka.
Belli ki önümüzdeki dönemde en büyük tehlike de bu “Aşı oldum, eski yaşantıma döndüm” rahatlığı olacak.
Bir diğer etken de mutasyona uğramış virüs tabii. İngiltere’den gelen bir kişinin kısa sürede 20-30 kişiyi enfekte ettiğini söyleyen uzmanlar, önümüzdeki günlerde çok daha fazla kişinin yeni virüs nedeniyle korona olacağını söylüyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları