Dünyanın en değerli arazisi nerede?

BAŞLIKTAKİ soruyu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜGİAD (Türkiye Genç İş İnsanları Derneği) ve Hürriyet Gazetesi’nin ortaklaşa düzenlediği toplantıda katılımcılara sordu. Bilen oldu mu? Olmadı. Peki, cevap ne? Onu sonraya bırakıyorum. Önce, Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, konuşmasından dikkatimi çeken hususları paylaşayım.

Haberin Devamı

Türkiye, ihracatta rekor kırıyor. Bu yılın 10 aylık ihracat rakamı, 210 milyar dolara yakın. Son bir yıllık ihracat rakamı ise 254 milyar dolara yakın ki, geçen sene ile mukayese edildiğinde yüzde 18’e yakın artış anlamına geliyor. Açıkça söylemek gerekirse ihracat sayesinde üretim ve istihdam artıyor. Bir kapı kapansa, ihracatçılar bir başka kapıyı açıyor. Bunun da nedeni dinamik girişimci profiline sahip olmamız. Dünya üzerinde gümrük kapısı olup da o kapıdan geçmeyen bir Türk ihracatçısı yok. Yeterli mi? Ya da soruyu şöyle sormak daha doğru; daha fazlasını yapamaz mıyız?

YENİ DÖNEMDE İŞLER DEĞİŞECEK

Bu noktada Rifat Hisarcıklıoğlu, ihracatçılara yeni fırsatlardan bahsediyor. ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerin tek pazara bağımlılığı azaltmak ve kaynak çeşitliliğine gitmek için alternatif tedarik merkezleri arayışında olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, Avrupa’nın, 2 trilyon Euro ithalat yaptığını, ancak bu ithalat içinde Türkiye’nin payının 70 milyar Euro ile sadece yüzde 3.5 olduğuna vurguluyor ve “Burada fırsat var, iyi değerlendirmeliyiz” diyor.

Haberin Devamı

Ancak Hisarcıklıoğlu’nun dikkat çektiği bir husus var; o da, yeni dönemde işlerin artık değişeceği. Değişimden kasıt da Avrupa Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm. Yani kurallar değişiyor. Nasıl değişiyor? Hisarcıklıoğlu, dünyada toplam ithalatın yüzde 52’sinin G7 ülkeleri tarafından yapıldığını ve G7 ülkelerinin ürün standartlarını değiştirdiğini belirtiyor ve “Karbon ve su ayak izini ölçmek, atık yönetimini yapmak çok önemli olacak. Büyük şirketler tedarik zincirlerini dönüştürmeye başladı. Bizim de değişen bu pazarlara yönelik hazırlık yapıyor olmamız lazım. Önümüzdeki dönem, dijital ve yeşil dönüşümün yanı sıra yeni pazarlara erişim ve yeni bir iş paradigmasının benimsenmesini de gerekli kılmakta. Tüm bunlara zamanında hazırlık yapanlar için yeni fırsatlar doğacaktır” diyor.

O ARAZİDE YER ALMALISINIZ

Gelelim, dünyanın en değerli arazisinin nerede olduğu sorusuna. Hisarcıklıoğlu, toplantıda soruyu soruyor, kimseden ses çıkmayınca da kendi yanıtlıyor; “Dünyanın en değerli arazisi akıllı telefonun ekranıdır”. Ardından da şöyle devam ediyor: “Peki, dünyanın en değerli arazisi olan cep telefonu ekranında nasıl yer alabiliriz? Şirketinin veya ürününün ya mobil uygulaması olacak ya da geliştirilen mobil bir uygulamanın içerisinde yer alacaksın. Mobil uygulamalar tüketicilere, müthiş kolaylık sağlıyor. Mobil uygulamalar üzerinden şirket veya ürününüze ulaşılıp ulaşılamadığı tüketici tercihlerinde çok ama çok önemli. İnternetten alışveriş yapmaya başlayan tüketici için e-ticaret bir alışkanlık haline gelecek. Bu nedenle işletmelerimiz, ürün ve hizmetlerini dijital ortama taşımak zorunda. Bu sayede Avustralya’nın bir kasabasında yaşayan biri, telefonunun ekranında bizim ürettiğimiz bir ürünü görüyor ve satın alıyor.”

Haberin Devamı

TOBB BAŞKANI NELER ÖNERDİ?

Bu noktada Rifat Hisarcıklıoğlu, genç girişimcilere önerilerini de sıralıyor ki, bu önerilerin başında dünyanın en değerli arazisinden yer alma geliyor. İkincisi ise ortaklık ve ortak hareket etme kültürünün öğrenilmesi. Hisarcıklıoğlu önerilerini şöye sıralıyor: “Akıntıya kürek çekmeyin. Her alanda düşünce tembelliğimizi bırakırsak, her şey bambaşka olacak. Dördüncüsü, hiçbir olumsuz tablo, bizleri karamsarlığa ya da tedbirsizliğe sevk etmemeli. İş insanına karamsarlık yakışmaz. Karamsar olan ne üretebilir ne de ticaret yapabilir. Türk iş dünyası olarak sıkıntıları atlatacak tecrübeye ve dinamizme sahibiz. Yeter ki kendimize güvenelim, yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim. Kamu, özel sektör el ele vererek bu zor günleri de atlatırız.”

Haberin Devamı

Rifat Hisarcıklıoğlu, bir süredir her platformda altını çizdiği öneriyi bir kere daha tekrarlıyor ve enflasyon muhasebesi uygulamasının artık büyük bir ihtiyaç haline geldiğini, daha fazla erteleme yapılmadan uygulamanın bir an önce başlatılması gerektiğini hem öneriyor hem de talep ediyor. 

Yazarın Tüm Yazıları