60 yılın casusu CIA’den yardım isterken

İP milletvekili Ümit Özdağ’ın, partisinin İstanbul İl başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söylemesi ve ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddialar hakkında soruşturma başlatması, 2017’den beri tutuklu olan eski MİT mensubu, Amerikan CIA ve Alman istihbaratıyla ilişkili Enver Altaylı ismini yeniden gündeme taşıdı.

Haberin Devamı

Enver Altaylı, Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu’nun kayınbiraderi. Dolayısıyla Buğra Kavuncu’nun da dayısı.

Bu ilişkiler, 2018’de İP’ye GİK üyesi ve genel başkan yardımcısı olarak Buğra Kavuncu’nun siyasete başlamasında ne kadar etkili oldu, bilinmez...

Ama Meral Akşener 2018 yılında Osmaniye mitinginde adı dahi bilinmeyen genel başkan yardımcısı Buğra Kavuncu’yu seçmenlere tanıtmak için çağırırken sahneye önce babası Orhan Kavuncu’yu davet etmişti.

60 yılın casusu CIA’den yardım isterken

ALTAYLI, FETÖ, 1990’LAR

Dolayısıyla Buğra Kavuncu hakkındaki iddialar, FETÖ’nün Kazakistan’daki derneğinde yöneticilik yapması yanında, siyasete girmesinde babası Orhan Kavuncu ve Enver Altaylı ile ilişkileri yönüyle de araştırılacaktır.

Haberin Devamı

Çünkü Enver Altaylı yalnız yabancı istihbarat kuruluşlarıyla ilişkili değil, FETÖ elebaşı Gülen’e “Muhterem efendim, ellerinizden öpmek isterim” şeklinde mektup yazacak kadar da yakın birisi.

1990’lı yılların başından itibaren FETÖ ile Enver Altaylı, ortak patronları Amerika’nın çıkarları için Orta Asya cumhuriyetlerinde birlikte çalıştı.

Altaylı, FETÖ’cülerle özel ilişki de geliştirdi. Öyle ki kızının istenmesi merasiminde yüzükleri takan, FETÖ’nün iki numaralı ismi Mustafa Özcan’dı.

Sadece onlar değil, ABD’de
Beyaz Saray’a bile girip çıkan
FETÖ’cü Bilal Ekşili ile de ilişkili. Nitekim şu anda da MİT’ten ihraç edilen bir FETÖ’cüyü yurtdışına kaçırmak üzereyken yakalandı. 15 Temmuz sonrası CHP’nin hazırladığı “kontrollü darbe” raporunun mimarlarından ve basına yansıyan bilgilere göre CHP Genel Başkan Başdanışmanı Rasim Bölücek aracılığıyla bunu partiye kabul ettirebilecek kadar etkili bir isim.

Tüm bunları yaparken şahsi küçük çıkarlarını elbette düşünüyor ama asıl Amerika’nın “büyük çıkarları” için çalışıyor. Nitekim Enver Altaylı’nın Ankara’da tutuklu yargılandığı dava dosyasında yer alan bilgiler, Amerika çıkarları için çalışan CIA’in hizmetinde bir ajan profilini ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

60 yılın casusu CIA’den yardım isterken

MÜCADELE İÇİN CIA’DEN YARDIM İSTİYOR

Dava dosyasında yer alan, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi sonrası Amerika’da CIA ile ilişkili birine “Sevgili Mike” hitabıyla gönderdiği 4 Ekim 2016 tarihli bir e-postada kendisini Amerikan çıkarlarına nasıl adadığını şöyle anlatıyor:

“Biz şimdi Türkiye’de güvenilmez, çoğulcu, demokratik hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne düşman bir diktatör tarafından yönetiliyoruz. Gözaltına alınan ve tutuklanan insan sayısı yüz bine yakın. Türk milli ordusu sanki yok edilmiş. Kurnazca ve sinsice yürütülen bir plan çerçevesinde Türkiye Batı’dan kopartılarak, Rusya, İran ve Çin ile bir blok oluşturmuş, batıdan kopmuş bir Türkiye, ABD’nin Asya, Avrupa ve Afrika’daki varlığı için felaket olacağını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Şahsen ben Türkiye’nin karşı karşıya olduğu felaketin önlenmesi için mücadeleye kararlıyım ve elimden geleni yapacağım. Duane hayatta olsaydı herhalde bu mücadele benim için daha kolay olurdu. Ama o olmasa bile onun sayesinde tanıdığım dostlar var, sizler varsınız. Belfast’da yaşayacağıma göre görüşmemiz daha kolay olur diye düşünüyorum. Ne zaman Londra’da olacağını bilirsem, seni orada ziyaret etmek isterim.”

Dikkat çeken ayrıntı, e-postanın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yazılması, FETÖ’cü askerler için “milli ordu” demesi. Ayrıca Türkiye’deki durum ile savaşma kararı aldığını yazıyor ve “istihbaratçı Mike”dan yardım istiyor.

CIA’DEKİ PATRONU DUANE MİYDİ?

Haberin Devamı

Enver Altaylı’nın e-postada “Duane” isimli kişiden söz ediyor.

Kim bu Duane?

Duane Rumsfeld Clarridge, 1955’te CIA’e katılmış, hayatı Türkiye, Latin Amerika ve Avrupa’da uzun yıllar anti-komünist istihbarat operasyonlarını yönetmekle geçmiş bir ajan. 1970’lerde İstanbul’da CIA istasyon şefi oldu. Burada “komünizm karşıtı” örgütlerin arkasında olan kontra-gerilla yapısıyla yakın çalıştı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası 1981’de Latin Amerika istasyon şefi oldu. CIA’in Latin Amerika’daki ünlü anti-komünist operasyonlarını yönetti. Nikaragua’da solcu Sandinista hükümetini devirmek için kontra güçlerini örgütlemede görev aldı. 1984’te CIA Avrupa bölüm şefi oldu. 1990’larda CIA merkezinde görev yaptı.

Haberin Devamı

Enver Altaylı’nın ismini “saygı” ile andığı Duane Rumsfeld Clarridge ile yakın ilişkisi, muhtemelen kendisinin 1970’lerde sola karşı yürüttüğü faaliyetlerle paralellik gösteriyor. Altaylı, muhtemelen o yıllarda sola karşı mücadelede CIA’ci Duane ve diğerleriyle çalıştı.

Amerikan çıkarlarını kendini adamış olan Enver Altaylı’nın kim olduğu ve ne yaptığı, yargılandığı dava ile ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından hazırlanan fezlekede şu cümlelerle anlatılıyor:

Türkiye’nin siyasal tarihinde kanayan yara olan darbeler analiz edildiğinde, yapılan tüm darbelerin Soğuk Savaş etkisinde kalan, yabancı istihbarat servisleri tarafından eğitim gören askerlerin etkili olduğunu ve bu istihbarat servislerinde çalışma hayatlarını bu gelenekle devam ettiren eski ajanların, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi olarak sıkıntı çektiği dönemlerde dış istihbarat birimlerinin kontrolüne girerek, ülkeyi kaosa sürükledikleri darbe planı/muhtıra/post modern darbe hevesleri yıllarca süre gelmiştir.

Günümüzde casusluk eylemi kişilere bağlı olmaktan çıkmıştır. Bu bağlamda Enver Altaylı’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık altmış yıldır olduğu gibi ülke aleyhindeki faaliyetlerinin bir bütün olarak değerlendirilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için casusluk/ajanlık kapsamında değerlendirilmesi uygun olacaktır.”

Yazarın Tüm Yazıları