Yerde miyiz gökte mi?

Aslında hiçbir yerdeyiz. Redd de son albümüne ismini veren şarkıda bunu dile getiriyor. Tam böyle ya da bu kadar açık değil ama biraz üstü kapalı ve elbette çokça şiirsel bir biçimde...

Haberin Devamı

Rock dünyamızın sağlam isimlerindendir Redd. İlk albümleri ‘50/50’yi yayımladıkları 2005’ten beri hep daha ileri götürdüler işi. Şarkılarının/albümlerinin çok sevilmesinin üstüne yaslanmadılar, tekrardan kaçındılar. Her albümlerinde, bir öncekinin en az birkaç adım önüne geçtiler. Son albümleri ‘Yersiz Göksüz Zamanlar’da da çabaları sürüyor.
Bir tek bu da değil. Yaşadıkları çağı doğru anlayan ve giderek daha zorlaşmış -yer yer imkânsızlaşmış- hayatın içinde sıkışıp kalmış ‘birey’i kayıran/kollayan bir grup da oldular. Bunu yapabilmek, bu durumdan iyi bir müzik çıkarabilmek için olup biteni kalplerinde hissedebilmeleri gerekirdi öncelikle. Her şarkıları bunu layıkıyla yapabildiklerinin ispatı.
Yerde miyiz gökte mi
Yersiz Göksüz Zamanlar, Redd, RDD Music ( 5 üzerinden 4 yıldız)
Kendimizi bırakmamalıyız
Her acıyı hissediyor, her bunalımı anlıyor ve her türden çıkmaz sokakta bir gedik açıp yol göstermeye çalışıyorlar. Işık da düşürmeye çalışıyorlar o sokak ve yollara. Demeye çalıştıkları şu olmalı: “Haklısınız, bu yaşadığımıza hayat denmez ama kendimizi bırakmamalıyız; eğer bırakırsak ezer geçerler; kalkın, omuz omuza verelim.”
Daha önceki albümlerinde olduğu gibi ‘Yersiz Göksüz Zamanlar’da da şarkıların yaratılma aşamasında ağırlık Doğan Duru’da. Ama onun “Her şeyi ben yaparım, her şey benden sorulur” gibi bir kaygısı ya da iddiası hiç olmadı.
Nitekim son albümde de Güneş Duru ve Berke Özgümüş’ün bu konudaki katkıları azımsanmayacak ölçüde. Çünkü grup dediğimiz şeyin akıl ve zekâ yarıştırmak, tuğlaları bir onun, bir diğerinin elleriyle yerleştirmek olduğunu iyi biliyorlar.
Hep fişek gibi
Albüme isim ilhamı olan ve çok kırık/naif bir vokalle seslendirilmiş ‘Yersiz Göksüz Şehirler’, “Nasılsa hayat fani” gibi belki kolay ama tam da yerini bulan bir cümleyle kapanan ‘S.ktiret Boşver’ ve aşkın delilik halini çok cesur bir biçimde dile getiren ‘Bugün Herkes Ölsün İstedim’ (bu şarkı stüdyoda yapılmış canlı kaydıyla yer alıyor) başta olmak üzere, şarkıların hepsi çok iyi.
Sona eklenmiş diğer canlı kayıtlar da (‘Aşk Virüs’ ve ‘Kanıyorduk’) işin kreması/kaymağı; Redd için stüdyo ve sahne farkı olmadığının, her yerde ve her şart altında fişek gibi olduklarının ispatı. Çok yaşa(yın) Redd; mesajları aldık ve size söz veriyoruz: Şartlar ne olursa olsun dik duracağız.
Yerde miyiz gökte mi
Güneş Duru, Doğan Duru ve Berke Özgümüş (soldan sağa), grup ruhunun ne olduğunu iyi biliyor.

Biliyoruz!

Soprano Selva Erdener’in eşsiz bir ses olduğuna şüphe yok. Ama bugüne kadar opera alanındaki başarısını popüler müzik alanına layıkıyla taşıyamamıştı. Nihayet oldu. Bu son albüm öncesi yaptıklarında, işin vokal tarafı bir türlü rayına oturamamıştı. Popüler müziğin daha farklı bir ses kullanımına ihtiyaç duyduğu herkesin malumu; Erdener de bunu bilmiyor değildi ama denemeler/çabalar bir türlü yerini bulamamıştı… Son albümü ‘Biliyor musun?’da ise her şey yolunda.
O inanılmaz ses, seçilen her şarkı/türküde dinleyeni anında ele geçiriyor. Başta anonim türkü ‘Dut Ağacı’ olmak üzere repertuvar da çok iyi. Bir müddet -ama uzun bir müddet- kendimizi, bizi iyileştireceğinden hiç şüphe etmeksizin, Selva Erdener’in kollarına bırakabiliriz.
Yerde miyiz gökte mi
Biliyor musun?, Selva Erdener, Ada
4 YILDIZ

 

 

Yazarın Tüm Yazıları