Müthiş, şahane harika, efsane...

Müthiş Cuma, şahane Cuma, harika Cuma, efsane Cuma, süper Cuma... Neredeyse tüm mecralar, özel indirimler sunan “Cuma” duyurularıyla dolup taşıyor. Peki ama neden cuma?

Haberin Devamı

Ayrıca bir takvim yılında aşağı yukarı 52 adet cuma günü varken, neden özellikle bu cuma? Bu sorunun cevabını bulmak için inanç tarihinde kısa bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor...

İNANÇ UĞRUNA GÖÇ

Avrupa’da bir yanda İngiliz kilisesiyle Papalık, diğer yandaysa Katolikler ve Protestanlar arasında büyük anlaşmazlıklar, derin ayrılıklar yaşanıyordu. Bu kaostan ve baskılardan kurtulmak isteyenler için uzaklara göç etmekten başka çare yok gibiydi... İnançları uğruna küçük gemilere doluşan Avrupalı göçmenler (muhacirler), okyanusu aşıp Amerika’ya ayak bastıklarında takvimler 1600’lerin başlarını gösteriyordu. Artık inançlarını özgürce yaşayabileceklerdi...

Müthiş, şahane harika, efsane...

Haberin Devamı

Ancak yerleşimcilerin “havasını, suyunu” hiç bilmedikleri bu diyarda nasıl tarım yapacakları, nasıl beslenecekleri büyük bir soru işaretiydi. Acaba bu koşullarda hayatta kalabilecekler miydi? Neyse ki Amerikan yerlilerinden öğrendiklerini kendi bilgileriyle harmanlayıp topraktan mahsul almayı başardılar. İşte bu ilk hasadın ardından Allah’a şükretmek için toplanıp büyük bir sofra kurdular. Bu “şükür yemeği” (Thanksgiving) geleneği, yüzyıllar boyunca yayılarak devam etti. 1942 yılındaysa “Şükran Günü”, her kasım ayının dördüncü perşembesi olarak kabul edilerek ABD’de resmi bir tatil günü oldu.

ŞÜKÜRLER OLSUN, İNDİRİM VAKTİ

20.yüzyıl’a gelindiğinde ABD’de büyük mağazalar, Şükran Günü tatiliyle Noel arasındaki bir aylık süreyi, “indirim ayı” olarak geçiriyordu. İşte bu indirim sezonunun başlangıcı, Şükran Günü ertesindeki cuma günüydü. Halk, indirime giren ürünleri kaçırmamak için ilk günden mağazalara koşturuyordu. Öyle ki 1950’lerde bu cuma gününde yoğunluktan şehir merkezlerinde yollar kilitleniyordu. Gazetelere göre trafik polisleri için bu kargaşa günü, “kara bir cuma” idi! Diğer taraftaysa bu günlerde artan satışlar sayesinde, mağazaların muhasebe defterleri, zarar belirten kırmızıyla değil “kâr” belirten “siyah” mürekkeple yazılırdı... 1980’li yıllarda, bu özel indirim gününün “Siyah/Kara Cuma (Black Friday)” olarak anılması yaygınlık kazandı. Hatta bu indirim geleneği başka ülkelere de yayıldı. Gerçi oralarda “Şükran Günü” perşembesi yoktu ama ertesi günkü “Siyah Cuma” indirimleri vardı!

MÜBAREK CUMA

Haberin Devamı

Türkiye’de “online” alışverişin yaygınlık kazandığı 2000’li yıllarda bazı markalar, bu indirim fırsatını ülkemizde de uygulamaya karar verdiler. Ne var ki bu günü, İngilizce ismin Türkçe karşılığıyla, yani “Kara Cuma” adıyla duyurunca “çarşı karıştı”. Kimileri bunun Müslümanların “mübarek” cuma gününü “karalamak” için özel olarak çıkarılmış bir komplo olduğunu savundular. ‘Mübarek Cuma’nın “uğursuzluk” çağrıştıran “kara” sıfatıyla anılması ne demekti? Gelen yoğun eleştiriler üzerine markalar, böyle bir niyetleri olmadığını belirterek “kara” ifadesini hızla terk ettiler. Ve onun yerine, aynı indirim gününü çok olumlu sıfatlarla anmaya başladılar: Müthiş Cuma, şahane Cuma, harika Cuma, efsane Cuma, süper Cuma... Mesele uzamadan çözülmüştü... Sadece bir hafta değil, her hafta “mübarek” sayılan cuma günü, kasım ayının son cumasında da 1400 yıllık şanına yaraşır şekilde anılır olmuştu.

Haberin Devamı

Müthiş, şahane harika, efsane...

İBADETİN ARDINDAN GELEN ALIŞVERİŞ

İSLAM dininde, sınırları belirlenmiş bir hafta tatili veya çalışmanın yasak olduğu bir gün yoktur. Günümüzde kimi Müslüman ülkelerde cuma günü tatil olsa da bu dini bir gereklilikten kaynaklanmaz. Bununla birlikte Kuran, Cuma namazı saatinde çalışmak yerine “Allah’ı anmak, zikretmek” gerektiğini belirtir: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır (Cum’a Suresi, 9)”.

*

Gün ismi olan cuma kelimesi, “toplanmak, bir araya gelmek” anlamı taşıyan “cem” kökünden geliyor. (Dilimizdeki, “cami, cemaat, cem olmak, cemiyet” de buradan türemiştir). Yüzyıllar boyunca şehirlerin en büyük camilerinde kılınan Cuma namazı, kalabalıkları daima kendine çekmiştir. Elbette bu buluşmanın tek sonucu birlikte ibadet değildi. Namaz çıkışında cami etrafındaki meydanlarda büyük hareketlilik olur, dükkânların açılmasıyla ticaret bir anda canlanırdı. Sokaklardaki boşluğun ve sessizliğin yerini hızla çarşı pazardaki uğultular alırdı. Nitekim Kuran, Cuma namazından sonra gönül rahatlığıyla ticaret ve alışveriş yapılabileceğine de değinir: “Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin (Cum’a, 10).”

 

Yazarın Tüm Yazıları