Tenbihler

Bu hafta sizlerle 14.-15. (miladi) asırlarda yaşamış olan Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Ahmed Hazretleri’nin “Münebbihat”(Uyandıranlar. Tenbih(tembih) edenler. Uyuşukluğu giderici olanlar. NND) adlı eserinden seçme “tenbihler” paylaşmak istedim. Bu zat İslam Dünyası’nda “İbn-i Hacer el-Askalani” olarak nam bulmuştur ve hadis alimlerinin büyüklerinden olup, Şafii mezhebinin de meşhur bir fıkıh alimidir.

Haberin Devamı

Kelime kökenindeki yakınlık fakire en önde gelen tenbih edicilerin “Nebi”ler olduğunu hatırlattı, ve tabi bu mesleğin günümüze değin uzanan mirasçıları, Allah dostları, hikmet sahipleri… Onlar inandıkları, yaşadıkları şeyleri tenbih ettiler ve “dinde zorlama yoktur” düsturunca bizler de umulur ki -kendi hayrımız ve dahi toplumun hayrı için- bunları kalbimize nakşedici olabilir, yaşantımızda gereğini yapabiliriz;

 

* Hazreti Süfyan-ı Sevri(ra) buyurdu ki: Şehvete bağlı günahların affı ümit edilir. Kibirden ileri gelen günahların affı ümit edilmez. Çünkü şeytan’ın Allah’a isyanının kaynağı kibirdir. Adem(as)’ın zellesinin kaynağı şehvettir.

* Denildi ki: Arif kişinin ameli, Allah’ın şanını övmek, yüceltmektir. Zahid olan kişinin ameli ise duadır. Çünkü arifin arzusu Allah, zahidin isteği ise kendisinedir.

Haberin Devamı

* Hikmet sahibi bir zat şöyle söylüyor: Allah’tan daha iyi bir dostu olduğunu düşünen kimse, Allah’ı hakkıyla tanıyamamış demektir. Nefsinden daha büyük bir düşmanı olduğunu düşünen kimse, nefsinin nasıl büyük bir düşman olduğunu bilememektedir.

* Denildi ki: Günahtan uzak duran kimsenin kalbi yumuşar. Haramdan uzak duran ve helal yiyen kimsenin düşüncesi berraklaşır.

* Yine denildi ki; İbadetiyle Allah’a yakın olan kimse, insanlar arasında garip kalır.

* Hazreti Ömer buyurdu ki: Kendini insanlara güzellikle sevdirmek, aklın yarısıdır. Yerinde ve güzel soru sormak, ilmin yarısıdır. Yerli yerince tedbir almak, rahat geçimin yarısıdır.

* Hikmet sahibi kimseler dediler ki: Üç şey vardır ki, kalp sıkıntısını giderir; Allah’ı zikretmek. Allah dostlarıyla beraber olmak. Hikmet sahiplerinin sözlerini dinlemek.

* Hasan Basri(ra) buyurdu ki: Edebi olmayanın ilminde hayır yoktur. Sabrı olmayanın dine bağlılığı yoktur. Günaha düşmekten çekinmeyenin Allah’a yakınlığı yoktur.

* Rivayet edilir ki: İsrailoğulları’ndan bir genç ilim tahsil etmek için evinden çıkmak istedi. Onların peygamberi, bu gencin ilim yolculuğuna çıkacağını haber aldı. O gence, yanına gelmesi için haber gönderdi. Genç geldi. Peygamber ona “Ey genç, ben sana üç hususta öğüt vereceğim. Gelmiş ve gelecek insanların bütün ilmi bu üç hususun içindedir” buyurdu ve o üç hususu şöyle açıkladı; “Açıkta da gizlide de Allah’tan kork. Halkın aleyhinde konuşmaktan sakın. İnsanların sadece iyiliklerini konuş. Yediklerinin helal olmasına dikkat et” Bunu dinleyen genç, bu öğüdü kendisi için yeterli görüp ilim öğrenmeye gitmekten vazgeçti.

Haberin Devamı

* Ebu Süleyman Darani(ra) Allah’a şöyle münacatta bulundu: Ya Rabbi! Eğer Sen benim günahlarımın hesabını sorarsan, ben de senden affımı isterim. Eğer Sen benden cimriliğimin hesabını sorarsan, ben de Senin cömertliğine sığınırım. Eğer Sen beni cehenneme koyarsan, ben de cehennem vazifelilerin Seni sevdiğimi söylerim.

* Hatem-i Esam(ra) buyurdu ki: Hiç bir sabah yoktur ki şeytan gelip (beni telaşa düşürmek için) üç şey söylemiş olmasın; “Ne yiyeceksin? Ne giyeceksin? Nerede barınacaksın?” Ben de ona her zaman şöyle diyorum; “Ölüm yiyeceğim. Kefen giyeceğim. Kabirde barınacağım”

* Peygamberimiz(sas) bir gün ashabın yanına geldi ve sordu: “Nasıl sabahladınız?”, “Allah’a iman etmiş olarak sabahladık Ya Resulullah” dediler. “İmanınızın alameti nedir?” diye sordu. “Bela ve sıkıntı gelirse sabrederiz” dediler. “Bolluk ve rahatlıkta şükrederiz. Allah tarafından gelen kazaya razı oluruz” Peygamberimiz(sas) de “Kabe’nin Rabbine yemin olsun ki siz gerçek ve hak müminlersiniz” buyurdu.

Haberin Devamı

* Ariflerin büyüklerinden İmam Şıbli(ra) buyurdu ki; Ya Rabbi, ben bu fakir ve zayıf halimle bütün iyiliklerimden vazgeçiyor, her şeyimi sana bağışlıyorum. Ey Efendim! Sen bunca zenginliğinle, benim Mevlam olarak bütün günahlarımı bana bağışlamak istemez misin?

* Peygamberimiz(sas) buyurdular ki: Gerçek sevgi üç şekilde olur; Sevdiğin kimsenin sözünü, başkalarının sözüne tercih etmek. Sevdiğin kimseyle oturup sohbet etmeyi, başkalarının sohbetine tercih etmek. Sevdiğinin rızasını, başkalarının rızasına tercih etmek.

* Malik bin Dinar(ra) buyurdu ki: Üç şeyi üç şeyle güzelleştir ki dürüst müminlerden olasın; Kibri tevazu ile, hırsı kanaat ile, hasedi nasihat ile güzelleştir.

Haberin Devamı

* Peygamberimiz(sas) buyurdular ki: İnsanoğlunda dört cevher vardır, bu cevherler; akıl, din, haya ve salih ameller’dir. Bu dört cevheri dört şey yok eder. Gadap(öfke), aklı yok eder. Haset, dini yok eder. Tamah(hırs) hayayı yok eder. Gıybet, salih ameli(n sevabını) yok eder.

* Hazreti Ali(ra) buyurdu ki: Amellerin en zoru dört tanedir; Kızgınlık anında affetmek. Yoklukta cömert olabilmek. Kimsenin olmadığı yerde namusuna sahip çıkmak. Şerrinden korktuğu veya menfaat umduğu kimseye karşı hakkı konuşmak.

* Hikmet sahiplerinden bir zat buyurdu ki: Allah’a kulluk yönünde ibadetler dört kısımdır; Verilen sözleri yerine getirmek. Allah’ın tayin ettiği sınırı aşmamak. Kaybedilene sabretmek. Elde olana razı olmak.

Haberin Devamı

* Hazreti Ali(ra) buyurdu ki: Şu beş şey olmasaydı, insanların hepsi salih kimseler olurdu; Cahilliğe razı olmak. Dünya malını hırsla biriktirmeye çalışmak. Fazla malı olduğu halde cimrilik etmek. İbadetlerde gösteriş yapmak. Kendi düşüncesini beğenmek.

* Peygamberimiz(sas) buyurdular ki: Ümmetim üzerine bir zaman gelecek ki beş şeyi sevip beş şeyi unutacaklar; Dünyayı sevip ahireti unutacaklar. Yaşamı sevip ölümü unutacaklar. Köşkleri sevip kabirleri unutacaklar. Malı sevip hesabı unutacaklar. Halkı sevip Halik’i unutacaklar.

* İlahi; Gece, ancak sana yalvarmakla güzel olur. Gündüz, ancak sana ibadet(kulluk) etmekle güzel olur. Dünya, ancak seni zikretmekle güzel olur. Ahiret, ancak senin affetmenle güzel olur. Cennet, ancak senin cemalini görmekle güzel olur.

* Yahya bin Muaz(ra) buyurdu ki: İlim, amelin delilidir. Anlamak, ilmin kabıdır. Akıl, hayra götüren kılavuzdur. Heva, günahların bineğidir. Mal, kibirlilerin elbisesidir. Dünya, ahiretin çarşısıdır.

* Hazreti Ali(ra) kendisine sorulan şu yedi soruya şöyle cevap verdi: Gökten daha ağır olan nedir? Dürüst bir kimseye yapılan iftira, gökten daha ağırdır. Yerden daha geniş olan nedir? Hak, yerden daha geniştir. Denizden daha zengin olan nedir? Kanaatkar kimsenin kalbi, denizden daha zengindir. Taştan daha sert olan nedir? Münafıkın kalbi, taştan daha serttir. Ateşten daha yakıcı olan nedir? Zalim yönetici, ateşten daha yakıcıdır. Zemherirden daha soğuk olan nedir? Namerde muhtaç olmak, zemherirden daha soğuktur. Zehirden daha acı olan nedir? Sabretmek, zehirden daha acıdır.

* Hazreti Ebubekir Sıddık(ra) buyurdu ki: Sekiz şey, sekiz şeyin süsüdür; İffet, fakirliğin süsüdür. Şükür, nimetin süsüdür. Sabır, gelen belanın süsüdür. Yumuşak huyluluk, ilmin süsüdür. Tevazu, öğrencinin süsüdür. Çok ağlamak, korkunun süsüdür. Başa kakmamak, iyiliğin süsüdür. Huşu, namazın süsüdür.

 

“Tenbih, amirden olur” derler, bizlere de amire icap etmek yaraşır. Rabbim tenbih edicilerinin tenbihlerini gafletten kurtulma vesilesi etsin, hak erenlerin himmetini de üzerimize sahiban ve daim eylesin. Hidayete eriştiren ancak ve ancak O’dur. Aşk olsun! Hu

 

NOT: Münebbihat - Cennet’e götüren yol, Yağmur yayınları - Mehmet Şahin’in yayına hazırladığı eserden faydalanılmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları