‘Tavşanın suyunun suyu’ ve Atatürk Kent Ormanı

İişinsanı Güler Çetiner’in e-postasını okudum da... Şikâyete konu olan adresi gayet iyi bilen biri olarak yazısının dokuz yerinde ‘üzüntüsüne’ vurgu yapan Güler Çetiner’e yüzde yüz destek veriyorum.

Haberin Devamı

‘Tavşanın suyunun suyu’ ve Atatürk Kent Ormanı

Dolayısıyla oluşturulan üzüntüye ortağım... Ne tuhaf değil mi? Üzülmesi gereken yöneticilerimizin umuru değil ve üzülen bizler oluyoruz yine. Bari burada üzülmesek ne iyi olurdu değil mi? E-postayı özetini aktarıyorum:

NEDEN BÖYLE YAPARLAR Kİ...

“Nilüfer’de bulunan ve yönetimi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde olan Atatürk Kent Ormanı’nın hali içler acısı. Hangi gezegenden geldikleri belli olmayan yaratıklar(!) barbekü mangalların ve taş masaların birçoğunu kırmışlar. Etrafı çöplüğe çevirmişler. Lavaboları tıkamışlar. Gibi, gibi... Maalesef ki zaten bunlar bildiğimiz gerçekler. Hiç bitmediler bilakis de çoğalarak geliyorlar! Ancak beni bir üzen nokta daha var ki... Demeyiniz gitsin. Alana giriş ücreti 30 lira olduğu halde tuvalet ücreti için ayrıca 4 lira alınması oluyor. Merhum Nasreddin Hoca’nın: “Tavşanın suyunun suyu” fıkrası misali. Bir de tuvaletlere giriş ve çıkışta kullanmış olduğumuz boy turnikeleri... Yüz yılın ayıbı inanın! Sanırsınız Alcatraz Hapisanesi’ne giriş çıkış yapıyorsunuz! Yaaa, burası halkın hizmetine sunulan bir tuvalet. Hangi akıllı bu öneriyi düşünmüş ve hangi diğer akıllılar da bu işe onay vermiş?

Haberin Devamı

‘Tavşanın suyunun suyu’ ve Atatürk Kent Ormanı

OLMAYAN BAYRAK DİREKLERİ

Dolayısıyla vatandaşların bazıları etrafı açık tuvalet olarak kullanıyor! Bence bu ahlaksızlığın sebebi tuvaletlerin paralı olmasıyla ve de parasız asla girilememesiyle alakalı diye düşünüyorum. Ayrıca hiçbir vakit bayrak asılı olmadığına şahit olduğum bayrak direkleri... Ne işe yarar onlar?”

ORADAN ORAYA SAVURAN YOL

‘Tavşanın suyunun suyu’ ve Atatürk Kent Ormanı

HÜRRİYET gazetesi okuru olan ODTÜ 99 Yüksek Makine ve Yüksek Endüstri Mühendisi olan Serkan Özgiray, diyor ki: “Sevgili Muhammet Bey, Nilüfer Beşevler’de ikamet ediyorum. Özel aracımızla ikametimize geliş ve gidişlerimizde Bilginler Caddesi’nden Gültekin Caddesine dönüş yaptığımızda ekteki fotoğrafımda görünen parke taş döşeli ara bağlantı yolundan geçmek zorunda kalıyoruz. Buraya yol demek mümkün değil. Olsa olsa off-road parkuru olabilir! Parke taşları neredeyse 15 yıldır sürekli çöktüğü için ve ilgili sürede hiçbir zaman tamir görmemesiyle alakalı olarak yoldan geçerken araçlarımızın amortisörleri patlayacak gibi oluyor. Aracın içerisinde kurutma makinesindeymişiz gibi hissediyoruz kendimizi! Adeta oradan oraya savruluyoruz. Sorumlusu kim? Belediyeler oralı olmuyor? Saygılarımla.”

 

Haberin Devamı

KALDIRIMIN İÇLER ACISI HALİ

‘Tavşanın suyunun suyu’ ve Atatürk Kent Ormanı

ADININ açıklanmamasını rica eden okurumuz: “Ben üniversite 1. sınıf öğrencisiyim. Arkadaşımla birlikte Dikkaldırım’dan Marka Alışveriş Merkezi’ne doğru otobüse binmek yerine yürümeye başladık. Mihraplı Camii’nin karşısına denk düşen kaldırım, paramparça olmasının yanı sıra sular içindeydi. Ya araçların vızır vızır geçtiği yola inmek ya da hem suya girmeden hem de takılıp düşmeden engeli aşıp sağlam kaldırıma uluşmak zorundaydık. Muhammet ağabey, biz zaten her konuda uğraş veriyoruz. Kaldırımda bari rahat bir şekilde, plan yapmadan yürüyebilelim. Bana araba çarparsa kaldırımda da mücadele etmek istemedi dersiniz!”

Yazarın Tüm Yazıları