En büyük golünü restoranda attı

Karşıyaka genç takımında oynar. Sakatlanınca bu macerası son bulur ve askere gider. Cem Kocatoros, dönüşte kahvehane açar. Bir süre sonra önce restoran, ardından da bar işine girer. Ancak ardı ardına felaketler yaşar. Barı yanar, restoranı yıkılır. Altı ay işsiz kalan Kocatoros, Boğaziçi’ne ortak olur. Ama bu ortaklık uzun sürmez. Restoranı devralan Cem Kocatoros, işi büyütür. Bugün Boğaziçi’yle üç noktada yoluna devam eden ve restoranın ardından turizm sektörüne de adım atan Kocatoros’un gündeminde her iki alanda da kontrollü büyüme var. Ayrıca, ikinci kuşağın işe dahil olmasıyla Boğaziçi Ekspress markasıyla da zincir olma fikri bulunuyor.

CEM Kocatoros... Yarış kaybeden atlarda sorunu jokey ya da at sahibinde gören ve bu mantıkla iş yapmayan mekanları devralarak önemli lezzet duraklarına dönüştüren bir girişimci. Karşısına çıkan fırsatları iyi değerlendiren başarılı bir isim... Boğaziçi Restaurant ve Boğaziçi Butik Otel’in kurucusu Kocatoros, hem girişimcilik serüvenini, hem de gelecekle ilgili planlarını aktardı. 1970 İzmir Karşıyaka doğumlu olan Cem Kocatoros, okulla pek arasının iyi olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:

İLK ADIM KAHVEHANEYE
“Amcamın etkisiyle futbol, hayatımın merkezindeydi. Karşıyaka minik, yıldız ve genç takımda top koşturdum. Sakatlık geçirince de futbolculuk serüvenim uzun sürmedi. 19 yaşında futbolu bıraktım. Erken bir evlilik yaptım ve askere gittim. Dönüşte ise mahallenin köşesindeki kahvehane satılıyordu, 1994’te onu devralarak iş hayatına adım atmış oldum. Babam sebze halinde kahvehane işletiyordu. Onun etkisiyle de istemeye istemeye bu işe soyundum. Ama işi geliştirdim. Santral kurup, esnafın telefonla sipariş verdiği bir yapıyı hayata geçirdim. Ama aklımda hep restorancılık vardı.”

HESABA İTİRAZ EDENE DEVİR
1998’de Karşıyaka Yelken Kulübü’nün üzerindeki kiralık olan restoranı alarak en büyük hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvayan Cem Kocatoros, kahvehaneyi bırakıp Körfez Restoran ismiyle yeni bir yola çıkar. Kocatoros, “Ben orada restorancılığı öğrendim. 2001’de de bar açtım. İki mekanı çalıştırmaya başladım. Bir akşam hesaba itiraz eden müşteriye, ‘çok iyi biliyorsan buyur sen yap’ dedim ve ani bir kararla mekanı ona devrettim. Tabii, boş durmadım. Karşıyaka sahilinde bir mekan devralıp Nadide Restaurant’ı açtım. 2003’te barımız yandı. 2005’te ise Milli Emlak’ın kararıyla Nadide yıkıldı” diyerek ardı ardına felaketler yaşadığını paylaştı.

SİNDİRE SİNDİRE BÜYÜYECEK
O dönemde altı ay işsiz kalan Cem Kocatoros, Bostanlı’daki Boğaziçi Restaurant’a ortak olur. “Üç ayda ortaklığın bana göre olmadığını anladım” diyen Cem Kocatoros, hikayenin devamını şöyle aktardı:
“Yapı olarak tez canlı biriyim. Bir karar alındı mı hemen uygulansın isterim. Aklıma eseni yaparım. Tabii, bu mantık ortaklıkta pek de yürümedi. Üç ayın sonunda ortağıma, ‘ben ayrılıyorum’ dedim. O da ‘yok ben ayrılıyorum’ deyince restoranı devralmış oldum. O dönem işlerimiz iyi gitmiyordu. Geçmişi 1991’e dayanan Boğaziçi’ni ayağa kaldırma kararı aldım. Ve işleri toparladım. 2010’de Üçkuyular’da bir mekanın devrolduğunu öğrenince oraya talip oldum ve ikinci şubemizi açtık. Bu devralma Narlıdere’de de devam etti ve kasım ayında 3’üncü şubemizi açmış olduk. Gündemde ise Alsancak var. Ama sindire sindire büyüdüğümüz için bunun zamanı 2020. Ve taş yerinde ağırdır mantığıyla hep İzmir’de olacağız.”

KUTU KUTU
TURİZMDE STAJ YAPIYOR

RESTORANCILIĞIN yanına turizm sektörünü de ekleyen Cem Kocatoros, burada da yine restoranların büyümesinde izlediği yolu takip ettiğini söyleyerek, “Alaçatı’da restoran açma hedefiyle icradan bir otel satın aldım. İlk başta yazlık ev olarak kullandım. Narlıdere’de üçüncü şubeyi açınca orayı butik otele çevirme kararı aldık. 25 odası olan bir yapı ortaya çıktı. Oda kahvaltı modeliyle ilk sezonumuzu başarıyla tamamladık. 12 ay açık bir tesis. Ben kışın kapatmaya karşıyım. Alaçatı’nın yaşaması için elimizi taşın altına koymamız gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda şu an staj yapıyoruz. İşi öğreniyoruz. Burada da fırsatları kollayacağız” diyerek restoranda olduğu gibi otelcilikte de büyümeyi düşündüklerini dile getirdi.

 
İKİ MUTFAK
AYNI MEKANDA

RESTORANCILIK mesleğine ilk adımı balıkla attığını, daha sonra ise etle devam ettiğini aktaran Cem Kocatoros, 2010’da Üçkuyular şubesiyle birlikte bu iki lezzeti birleştirme kararı aldığını söyleyerek, “Et-balık ayrımını kaldırdık. Sıkıntı yaşamamak adına da iki ürünün mutfaklarını ayırdık. Bu yapıyla et seçen birinin ara sıcakta kalamar, balık isteyenin ise çiğ köfteyi tüketebildiğini gördük” diyor.

 
İKİNCİ KUŞAKTAN EKSPRESS ATAK

FRANCHISE konusunda çok talep aldıklarını dile getiren Cem Kocatoros, buna kapılarının kapalı olduğunu söylüyor. Kocatoros, “Bu tarz büyümenin kaliteye zarar vereceğini düşünüyorum. Bizim kalitemizin bir fiyatı, bunun da bir kitlesi var. Franchise çok uygun değil. Ama oğlum işi öğrenmeye başladı. Şu an Karşıyaka şubemizde deneyim kazanıyor. Bir taraftan da üniversite eğitimine devam ediyor. Onun da franchise konusunda hedefleri var. Burada yeni bir marka ve konsept olacak. Boğaziçi Ekspress gibi bir beklentimiz var. Pişmesi gereken bir proje. İki yıl vadesi var” diyor.

 
MUTFAK BURHAN USTAYA EMANET

ŞUBELEŞMEYLE birlikte lezzettin her noktada aynı olması gerektiğini dile getiren Cem Kocatoros, bunu nasıl başardıklarını şöyle anlattı: “2001’den bu yana mutfağımız Burhan Usta’ya emanet. Yeğenleri, oğulları bizimle. Onun el verdiği kişilerle mutfak kısmı yürüyor. Burhan Usta özellikle balık konusunda uzman. Et konusunda da tek noktadan gidiyor ürünlerimiz. Burada da ustamız Narlıdere’de. Tabii, tüm kontrol yine Burhan Usta’da. Garson kısmında da çok titiziz. Mutlu personel mantığıyla ilerliyoruz. Tüm özlük haklarını veriyoruz. Maaşlarını tam zamanında alıyorlar. Bu alanda da istikrarlı bir yol izliyoruz. Kendi yetiştirdiğimiz personelle büyüyoruz.”

KISA KISA
* İş yapan mekanının satılmasının çok zor olduğuna dikkat çeken Cem Kocatoros, “Biz hep sorunlu yerleri devraldık. Burada da sorunun hep mekan sahibinden kaynaklandığını gördük ve işletmelere yatırım yaparak büyüttük” diyor.

* Karşıyaka’da 330, Üçkuyular’da 400, Narlıdere’de ise 450 kişi kapasitelerinin olduğunu aktaran Cem Kocatoros, 3 şubede 150 kişilik personelle hizmet verdiklerini dile getirdi.

* “Ben restorancılığı çok seviyorum” diyen Cem Kocatoros, “Şu an birbirine yakın iki sektördeyim. Ama bilmediğim üçüncü bir iş olmayacak. Bugün birçok kişi ‘restoranda iyi para var’ diye girip, sonra ‘keşke ömür boyu bu sektörde yemek yeseydim’ diyorlar” ifadesini paylaştı.