TOKİ’ye havale, Allah’a emanet

SURİYELİ mültecilere vatandaşlık verilmesinin gündeme gelmesiyle birlikte tartışmanın fitili yakılmış oldu.

Haberin Devamı

Son olarak mart ayında dönemin Başbakan Yardımcısı pozisyonundaki Yalçın Akdoğan’ın açıkladığı rakama göre 282 bini geçici barınma merkezlerinde olmak üzere yaklaşık 3 milyon Suriyeli bulunuyordu Türkiye’de.

 

Bu konunun, ırkçılığın daniskası “Suriyelileri istemiyoruz” çıkışmasıyla veya “Vatandaşlık verelim, TOKİ’lere yerleştirelim” kolaycılığıyla çözülmeyeceği aşikâr.

 

Yine de hatlar kabaca “Suriyelileri istemiyorum çünkü Erdoğan istiyor” ve “Reis istiyor ben de istiyorum” noktalarında çekilmekte.

 

RAPORLAR NE DİYOR

 

Türkiye daha önce de göçlerle karşılaşmıştı ancak Suriye’den gelenle kıyas kabul etmez. 1988’deki 50 bin Iraklı, 1989’daki 350 bin Türkiye kökenli Bulgaristan vatandaşı, 1992’deki 25 bin Bosnalı veya 1999’daki 10 bin Kosovalı ya bir şekilde absorbe edildi ya da ülkesine veya başka ülkelere dağıldı.

 

Haberin Devamı

Bugünden yarına çözülmeyeceği ortada olan Suriye dramının Türkiye’deki etkisinin böyle kolay “geçmeyeceği” net...

 

Suriyeli mülteciler konusunda farklı STK’lar tarafından hazırlanmış pek çok rapor, anket vb var; internet marifetiyle hemen hepsine erişmek mümkün.

 

Sayıları 100 binlerle ifade edilen Suriyeli çocukların eğitim problemlerinden (yaklaşık 100 bin doğum gerçekleşti bu süreçte) geçici yerleşim alanlarındaki koşullara kadar pek çok konu ele alınıyor bu çalışmalarda.

 

“Banka hesabı açmak için ikamet göstermek gerekiyor/ İkamet için banka hesabı isteniyor” gibi gayet tanıdık bürokratik bilmeceler, büyük şehirlere kontrolsüz yığılmanın yarattığı sosyoloji bilimine emanet çatışma zeminleri... Hepsinin izini sürebilirsiniz.

 

GİTMEK Mİ, KALMAK MI ZOR?

 

Haberin Devamı

Bu raporlardan İFE’nin (İstanbul Fikir Enstitüsü) Kasım 2014’te yayınladığı rapor “İstanbul örneği” üzerinden konuyu değerlendirirken, anket sonuçlarını da aktarıyor...

 

Ankete katılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 83’ü resmi rakamları inandırıcı bulmuyor.

 

Sığınmacılara yapılan yardımları yeterli bulanların oranı yüzde 33. Yetersiz bulanlar yüzde 28, “Kamplarda yeterli, kentlerde yetersiz” diyenler ise yüzde 39.

 

Ankete katılanların yüzde 69.3’ü Suriyelilerin sadece kamplarda kalmasını istiyor. “Şehir dışında belli bölgelerde kalsınlar” diyenler yüzde 17.5; “Sadece belli şehirlerde kalsınlar” diyenler yüzde 6.8; “Şehir merkezlerine dağıtılsınlar” diyenler ise yüzde 6.4.

 

Haberin Devamı

Katılımcıların sadece yüzde 24.5’i Suriyeli komşuya evet diyor.

 

Katılımcıların sadece yüzde 12.5’i diyalog kuruyor.

 

Suriyeli çocuklara devletin eğitim vermesini yüzde 75 destekliyor; önemli bir oran...

 

Ücretsiz sağlık hizmetine ise yüzde 17.5 destek veriyor.

 

Peki günümüzün tartışma konusu olan “vatandaşlık” konusu?..

 

Sadece yüzde 12.5’lik bir destek var Kasım 2014 itibariyle; yüzde 70 “Ülkelerine geri gönderilsinler” diyor.

 

SURİYELİLER NE DİYOR?

 

Peki Suriyeliler ne diyor?

 

Verilen hizmetlerden yüzde 6.5 tamamen memnun. Yüzde 61 memnun değil, yüzde 32 ise yetersiz bulsa da memnun olduğun söylüyor.

 

Savaş sonrasında ne yapmak istedikleri sorulduğunda yüzde 15’i ülkesine dönmek istiyor; yüzde 21’i Türkiye’de kalmak istiyor; yüzde 62.5’i ise geçici bir korumalı bölge...

 

Haberin Devamı

Ya vatandaşlık?.. Yüzde 90.6’sı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak istediğini söylüyor; yüzde 9.4 ise “Hayır istemem” cevabını veriyor...

 

Yüzde 90’ı İstanbul’dan ayrılıp başka bir kente gitmeyi istemiyor bir de. İş imkânlarının fazla olması bu isteğin ardında yatan en önemli etken...

 

Hal böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Almanya’nın yüzölçümü Türkiye’nin yarısı kadar, 85 milyon kişi yaşıyor. Türkiye bu yükü kaldırır” demesinin gerçekle ne kadar örtüştüğünü bir daha düşünmek gerekebilir.

 

Geçtiğimiz birkaç gün içinde Konya’da iki kişinin öldüğü ve linç eyleminin kenarından dönüldüğü bir hadise yaşadık. Şanlıurfa’dan da yine benzeri bir haber geldi dün, ki geçen zaman içinde bu tür başka haberlere de şahitlik ettik.

 

Haberin Devamı

IRKÇILIK TEHLİKESİNE DİKKAT

 

İstanbul’da bir plajda 300 Suriyeli gencin “nümayişi” gibi hadiselerin “ırkçı yaklaşımlara” rahatça zemin oluşturmasını tedirginlikle izledik...

 

Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusu şu ana kadar gösterildiğini düşünmediğim bir ciddiyetle, toplumsal fay hatlarını dikkate alarak yürütülmesi gereken bir hadise.

 

“Ben yaptım oldu” kafasının toplumda açacağı yaralar derin ve tehlikeli olabilir; sonra “Aldanmışız/aldatılmışız yahu” diye geçiştirilecek bir iş değil yani.

 

“TOKİ’ye havale, Allah’a emanet” demekle çözülür mü? Takdir sizin...

 

Herkese akıl, fikir dilerim...

 

(NOT: Herkes döndüğüne göre ben gidebilirim... Birkaç gün izninizi istiyorum. Serin bir yerlerde bir şarkının peşine düşmek gibi ‘bence çok mühim ve ciddi bir işle’ meşgul olacağım. Sevgiler, saygılar mütemadiyen...)

Yazarın Tüm Yazıları