Ankara’daki ekonomi temasları... 12 milyar dolarda sona yaklaşılıyor

TÜRKİYE yerel seçimlere gidiyor.

Haberin Devamı

Yerel seçimlerin ardından, olağanüstü gelişmeler olmazsa Türkiye seçimsiz bir döneme girecek. 2023’e kadar Türkiye’nin çok çalışması gerekecek. Çok çalışacağı alanların başında ise ekonomi geliyor. Gelişmelere geçmeden önce, Katar Büyükelçisi ve Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ile yaptığım mülakat sonrasında çok sayıda mesaj aldım. Katar’ın 15 milyar dolarlık yatırımının Ağustos 2018’den beri konuşulmasına rağmen neden adım atılmadığı soruluyor. Aslında ilk adım atıldı. Katar’ın 3 milyar doları Merkez Bankası’nın hesaplarına girdi. Geriye 12 milyar dolar kaldı. 12 milyar dolar için iki ülke arasında komisyonlar oluşturuldu. Edindiğim bilgilere göre Katar Devleti 12 milyar doları kendileri için kârlı gördükleri alanlarda yatırıma dönüştürmek istiyor. İki ülke arasında çalışmalarda sona yaklaşıldı.

Haberin Devamı

Şimdi gelelim Ankara’da ekonomi çevrelerinden ve yabancı yatırımcılarla büyükelçilerden edindiğim bilgilere...

YABANCILAR ANKARA’DA TURDA

Liderler sahada. Ankara’da ise dikkat çeken bir trafik var. Büyükelçiler, yabancı yatırımcılar, diplomatlar, yerel seçim öncesinde kapı kapı dolaşıyorlar. En çok ekonomi çevrelerinin kapısını çalıyorlar. Hem siyasetin nereye evrileceğini merak ediyorlar, hem de Türkiye’nin seçim sonrası özellikle ekonomi alanında ne yapacağını... Olası seçim sonuçlarını öngörmeye çalışıyorlar. Diğer yandan olası gelişmelerin yeni bir erken seçim riskini beraberinde getirip getirmeyeceğini sorguluyorlar. Seçimlerden hemen sonra yeni bir ekonomi programının açıklanıp açıklanmayacağı özellikle üzerinde durdukları konu. Görüşmelerde bunun sebebini, “Seçim öncesi sıradışı ekonomik tedbirler alıyorsunuz. Biz de bunları yakından takip ediyoruz. Ancak seçim sonrası bu işlerin nereye evrileceği önemli” şeklinde açıklıyorlar.

IMF’nin Türkiye’nin ajandasında olup olmadığı yöneltilen bir diğer soru. Dikkat çektikleri, hassasiyet gösterdikleri diğer başlık Merkez Bankası’nın bağımsızlığı. Merkez Bankası’nın önemine dikkat çekiyorlar ve “Seçim sonrası olası seçimsiz bir dönemde bu bağımsızlık sürecek mi?” sorusunun yanıtının çok önemli olduğunu söylüyorlar. Bir diğer başlık ise kamu bankaları. Özellikle ekonomi çevreleri ile yaptıkları toplantılarda sorunlu kredileri ve bilançoyu merak ettiklerini belirtiyorlar.

Haberin Devamı

HANGİ ADIMLAR BEKLENİYOR?

Bunlar yabancıların, diplomatların, yabancı sermaye temsilcilerinin Ankara’da sessiz sedasız yaptıkları görüşmelerde gündeme getirdikleri sorular. Şimdi gelelim beklentilere... Hem yabancı sermaye temsilcileri ve büyükelçilerle hem de ekonomi çevreleri ile yaptığım görüşmelerde, beklentiye ilişkin bazı bilgiler edindim. Ekonominin dış politika ve siyaset ayağının da önemli olduğunu hatırlatıp beklentilere geçelim.

Ekonomide yeni bir modelin, yeni bir yol haritasının seçimlerden hemen sonra açıklanması üzerinde duruluyor. Bu yapılırken içinden geçilmekte olan dönemin ve sorunların şeffaf bir şekilde tanımının yapılmasının önemli olduğu belirtiliyor. 2013’te başlayan sarmaldan çıkış için bunun gerekli olduğu vurgulanıyor. “Sorunların farkındayız, sorunlar bunlar, gerçek tedbirlerle, şu takvimlendirme içinde, bu adımlarla çözeceğiz” açıklaması bekleniyor. Peki beklentiler açısından içinde neleri görmek istiyorlar? Yanıtlar şöyle:

Haberin Devamı

- Günlük politikaların yerini artık uzun vadeli politikalar yer almalı.

- Krediler daha fazla verimlilik odaklı sunulmalı ve kalıcı büyümeye de katkı vermeli.

- Sosyal politikalar gözden geçirilmeli.

- Reel sektörün sorunları için şeffaf bir yol haritası açıklanmalı.

- Para biriktirme dönemi başlamalı; hem vatandaş hem de devlet için.

EKONOMİ ÇEVRELERİ NE DİYOR?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetimi, seçimsiz bir dönemde reform ağırlıklı yeni bir döneme girecektir. Zaten ekonomi çevreleri de buna inanıyor. Ekonomi yöneticileri açısından uluslararası bir kuruluşla masaya oturmadan program yapmak hâlâ mümkün. “Neden?”
sorusuna verdikleri yanıta gelince... Türkiye’nin dinamik bir ekonomiye, kaliteli varlıklara sahip bir ülke olduğu belirtiliyor ve büyüme potansiyeline dikkat çekiliyor. Yani sadece yeni bir hikâyeye ve kararlı uygulamaya ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Reçeteyi Türkiye yazacak, Türkiye uygulayacak. Tüm bunlar için ise farkındalık, tespit ve program ile o programı açık bir şekilde anlatmak gerekecek.

 

Yazarın Tüm Yazıları