Kalbi olmak ya da olmamak, mesele bu!

SON yıllarda böyle tipler ortaya çıktı.

Haberin Devamı

İnsanlıktan, merhametten uzak, empatiden yoksun, kötülüklere, felaketlere sevinen, kendi gibi olmadığını düşündüğü herkesi bin bir haksızlığa, acıya, zulme, hastalığa, afete layık gören, ya birilerine yaranmak için klavye başından atıp tutan, zaten öyle değilse her suçu işleyebilecek potansiyelde, kin, saldırganlık, öfke ve nefreti su-ekmek yapmış insanlar bunlar.

Siyasi fikrine katılmadığı bir ünlünün hastalığına, ölümüne göbek atan, başka ülkenin masum insanlarının felaket yaşamasına sevinip alkış tutan, kendi gibi yaşamayanın başına gelen acılardan mutluluk devşiren, hastalıklı tipler.

Son örneğini de Yunanistan’daki feci yangında gördük. Ölü sayısı 60’ı hızla geçiyor. Bebekler hayatını kaybetti. Hayvanlar öldü. Yeryüzünde hepimizin ortak kullandığı doğadan, üstelik de bize çok yakın, önemli bir parça yok oldu. Bari sus be birader! Sevinçli, “Oh olsun”lu mesajlar yazma. Merhametin, acıma duygun yoksa biraz nezaket, zarafet öğren. O da yoksa ayıp, günah nedir öğren. Bunlar Türkiye-Yunanistan arası bir savaşta ölen düşman askerleri değil. Sıradan insanlar.

Haberin Devamı

İsrail’in baskı altına aldığı yetmiyormuş gibi her gösteride katlettiği Filistinliler için de isyan edip mahvoluyorum, Yunanistan yangınına da üzülüyorum. Suriye’de bombardımandan kurtulmuş el kadar Ümran’ın benden daha olgun, acıları kanıksamış bakışlarını, o sakin oturuşunu her gördüğümde de gözüm doluyor, şehitlerimize, Çorlu’daki tren faciasında hayatını kaybedenlere de ağlıyorum, Paris’te bir gecede masum 130 kişinin terör saldırısıyla ölmesine de içim acıyor.

İnanın kalbiniz varsa, ayırmadan her felakete, masum insanların başına gelen her acıya üzülecek, bütün mutluluklarına sevinecek kadar büyüktür.

Ama varsa...

DOKTORLARI KORUMAK İÇİN EMSAL KANUN BULDUM!

Kalbi olmak ya da olmamak, mesele bu

DOKTORLARIN yetmiş beş yıl okuyup günde bir milyon saat çalışmaları, nöbetleri, mesleklerinin kendi stresi yetmiyormuş gibi, artık bir de hayatları tehdit altında. Son yılların toplumsal davranış bozukluklarından biri iyice azdı. Doktorun, hemşirenin tavrını, tedavisini beğenmeyen veya “tıbben daha fevkalade çözümler olduğunu düşünen” birtakım saldırganlar, hekime yumrukla, tekmeyle, baltayla, kaldırım taşıyla girişiyor!

Meğer bu sadece bizde olmamış.

Haberin Devamı

Avustralya Queensland’de sağlık bakanı bir bakmış ki, her yıl binlerce sağlık çalışanı, mesai esnasında hasta yakınından yumruk yiyor, bıçaklanıyor, ısırılıyor vs. “Fiziksel ve sözlü saldırılara artık tolerans göstermeyeceğiz” denmiş ve bir kanun çıkmış. “Hemşire, doktor veya acil sağlık çalışanına herhangi bir saldırı yapanlar 14 yıla kadar hapisle cezalandırılacak”! Eski cezayı duble yapmışlar yani! 2014’ten beri Queensland’de durum böyle.

Bununla kalmamışlar, yeni kanunu tanıtmak için pek beğendiğim caydırıcı bir reklam kampanyası da hazırlamışlar: Parmaklıkların ardında, hücredeki yatağında bir adam yatıp tavana bakarak düşünüyor. Fotoğrafın üzerinde de şu yazıyor: “Bir hemşireye, doktora veya ambulans görevlisine saldırmanın normal olduğunu düşünüyorsanız, size bunu bir daha düşünmeniz için 14 yıl veriyoruz!”

Mükemmel değil mi?

 

Yazarın Tüm Yazıları