Masamızdaki gizli düşman: Yapay tatlandırıcı

Seçimdi, sandık sonuçlarıydı, itirazlardı derken haftalardır, haklı olarak kendimizi öylesine kaptırdık ki bu akışa, önümüze düşen birçok başka haberi ‘es geçiyoruz’. Dün yabancı medyayı tararken Dünya Sağlık Örgütü’nün son açıklamasına denk geldim. Şöyle diyor DSÖ: “Yapay tatlandırıcı kullanmayın. Tatlandırıcılar bir fayda sağlamadığı gibi Tip 2 diyabet ve kalp hastalıklarında artışa neden olabilir.” Şeker, kanser tedavi sürecimde beni de en çok yoran konuydu. Şekerden uzak durayım diye tatlandırıcı kullanıyordum ama ne büyük hata imiş. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’yı aradım. Yapay tatlandırıcıların zararlarını, şeker ihtiyacını nereden sağlamak gerektiğini ve dahası şekeri nasıl bırakacağımızı 5 maddede anlattı.

Haberin Devamı

DSÖ: KRONİK RAHATSIZLIKLARI TETİKLİYOR

Dünya Sağlık Örgütü’nün pazartesi günü yayınlanan kılavuzunda şekersiz tatlandırıcıların (tüm sentetik ve doğal olarak oluşan veya değiştirilmiş, besleyici olmayan tatlandırıcılar dahil) yetişkinler veya çocuklarda vücut yağını azaltmada uzun vadede herhangi bir fayda sağlamadığı yazıldı. Advantam, siklamatlar, neotam, sakarin, sükraloz, stevia ve benzeri şekersiz tatlandırıcılar ayrıca alınabildiği gibi çay, kahve, diyet gazlı içeceklerde de kullanılıyor.

Masamızdaki gizli düşman: Yapay tatlandırıcı

ŞEKERSİZ TÜKETİN

Bu tatlandırıcıların, uzun süreli kullanılmaları halinde kalp hastalıkları riskini yüzde 32, felç riskini yüzde 19 ve öncül hipertansiyonu yüzde 13 artırdığı saptandı. DSÖ Beslenme ve Gıda Güvenliği Direktörü Francesco Branca da şekersiz tatlandırıcıların, “Şeker alımını azaltmak için meyve gibi doğal şeker veya şekersiz yiyecek-içecekler tüketmek gibi seçenekler düşünülmeli” dedi.

Haberin Devamı

ADI ‘YAPAY’ OLAN BİR TAKVİYEYİ FAYDALI SANMAK HATA

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, “Bu konuda kitaplar yazdım, yayınlar yaptım. 25 yıldır aynı şeyi söylüyorum. Ama yok! Anlatamıyordum. Muhteşem bir uyarı” diyerek yüksek bir tondan giriyor konuşmasına. Klinik gözlemlerinden elde ettiği bulguların DSÖ’nünki ile uyuştuğunu söylüyor. Eyvah! “Günüm şekersiz geçsin” niyetiyle tatlandırıcı koyarak içtiğimiz o çay ve kahveler ne olacak peki? ‘Hiçbir şey için geç değil’ tesellisi veriyor Dr. Kaya ve diyor ki: “Bir kere adının ‘yapay’ olduğu bir takviyeyi ‘doğal’ sanmak hata. Ne demek yapay? Doğada olmayan, insan tarafından yapılan, fabrika üretimi. İnsan canlıdır. Dolayısı ile, canlı ile; yani sebze, meyve, et ile beslenmelidir. Laboratuvar üretimi takviyeler organik gıdanın yerini tutmaz, tutamaz.”

Masamızdaki gizli düşman: Yapay tatlandırıcı
Ayça Kaya

KANSER VURGUSU

Birçok farklı araştırmaya göre bu yapay tatlandırıcıların kalp, tip II diyabet gibi hastalıkların yanı sıra mesane başta bazı kanser çeşitleri üzerinde de artırıcı bir etkisi var. Ayrıca yapay tatlandırıcılar glukagon benzeri peptit 1 gibi bazı hormonların salınımını azaltıyor, bağırsaktaki bazı reseptörleri uyarıyor, yediğimiz yemekteki şekerin kana daha hızlı geçmesine dolayısıyla daha çabuk acıkmamıza neden oluyor. Sabit bir veri değil ancak klinik gözlemim şu: Diyelim hasta iki adet dolma ve bolca salata yiyor, yanına da yapay tatlandırıcılı gazlı bir içecek içiyor. Sağlıklı beslendiğini düşünüyor. Ancak o yapay tatlandırıcılı içecek daha çabuk acıkmasına, daha çok tatlı istemesine, günün sonunda da daha çok yemesine neden oluyor.”

Haberin Devamı

ŞEKERİ KESMEK NASIL MÜMKÜN

Yapay tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlı, anladım. Ama şekeri kesmek de çok zor. O noktada yapay da olsa çoğumuz tatlandırıcılara sığınıyorduk. Ne yapacağız şimdi? Dr. Kaya, ‘Yemek öğrenilmiş bir davranıştır. Haliyle değiştirilebilir. Yani şeker yemeye devam ederek şekeri kesemezsin. Alışkanlıklarını küçük küçük numaralarla değiştirmelisin’ diye uyarıyor, şöyle örnekler veriyor:

1- Çaya, kahveye attığımız 2 küp şeker bir dilim ekmeğe eşit. Günde 10 bardak içsen (diyet içecekler de dahil) 10 dilim ekmek eder. Ne zaman elini şekere atsan aklına bu dediğim gelsin.

2- İlla şekerli çay, kahve içmek mi istiyorsun? O zaman bir küp şeker at ama asla karıştırma. Üstü şekersiz, alttaki son yudumu şekerli olacak. Bir hafta beynini böyle böyle kandırırsan bir süre sonra şekersiz içeceğin tadına alışacak, bunu alışkanlık haline getireceksin.

Haberin Devamı

Masamızdaki gizli düşman: Yapay tatlandırıcı

3- Şekerli tatlılar, içecekler yerine şeker ihtiyacını meyveden almak bir çözüm. Meyvede früktoz var. Şişmanlattığını öne sürerek meyve yemiyoruz. Oysa meyvede mineral, vitamin, bağışıklığı destekleyici besinler de var. Burada kilit, porsiyon kontrolü yapabilmek. Yani bir oturuşta bir kilo çilek, bir koca karpuz yemek yerine günde 2 porsiyon meyve şifadır.

4- Tatlıyı şekersiz pişirdikten sonra üzerine bir kaşık bal ilave etmek de tatlı ihtiyacını giderebilir. Ayrıca büyük bir tatlı krizi geldiyse, ‘saldırmadan’ önce bir kupa sütlü kahve içmenizi öneririm. Sütün içindeki laktoz dengeyi sağlar. Kahve de sinir sistemini uyararak iştahı baskılar.

5- Pişirilen tariflerde ise kuru meyveler kullanılabilir. Mesela Anadolu geleneklerimizden biridir hoşaf. Pişirirken meyvenin kendi şekeri yeterli, ekstra şeker koymaya gerek yok. Bunun yerine az suda pişirin. Örneğin 15 hurma üzerine 2 bardak su ve biraz tarçın, biraz karanfil... Birçok ‘diyet’ içecekten daha sağlıklı. 

Yazarın Tüm Yazıları