Pes doğrusu!

Ne günlere kaldık!

Haberin Devamı

Samimiyetsizliğimiz paçalarımızdan damlıyor.

Millet olmanın tarifini, ‘tasada ve kıvançta’ bir ve beraberlik şeklinde yazıp söylüyoruz ama bunun bir temenniden ve hatta vehimden ibaret olduğunu görüyoruz.

Hadi, iyi günde şımardık diyelim, kötü günde ne oluyoruz?

Ölümün kol gezdiği, tekin olmayan bugünlerde bile birbirini suçlamaktan, dışlamaktan ve birbirimize hakaretten zevk alıyoruz.

Halbuki ‘ölüm’ başlı başına bir öğüttür ve büyük bir ibrettir. Ölümden ibret almayana ne denir ki?

Biz(!) ne ara bu hale geldik?

Küçücük yüreklerimiz, bunca kini ve öfkeyi nasıl sığdırabilmiş?

İnsaf nedir bilir misiniz? Arapça ‘nısf’ kökünden gelir ve yarım anlamındadır. En azından yüzde 50’lik bir iyi niyet beslemek, insaf sahibi olmanın gereğidir.

İnsafın sırra kadem bastığı (nereye gittiği, ne olduğu bilinmezliği) bir yerde, asgari müşterekte bile buluşamıyorsak vay bizim halimize!

Haberin Devamı

Millet olmanın olmazsa olmazı, bireylerin ortak paydaya sahip olmalarıdır. Bunun da asgari şartı, birbirini olduğu gibi kabul edip saygı göstermektir.

Bir milletin içinde her meşrep ve inançtan (mezhep, din vb) çeşitli insanların olmasından daha tabii ne olabilir?

Din bile (İslamiyet), “Senin dinin sana, benim dinim bana” ve daha önemlisi, “Dinde zorlama yoktur” der.

Ülkemizdeki koronavirüs illetini bile dine ve dindarlara yoran bir zihniyet var. Diyanet’i ve umreyi dillerine pelesenk edip akılları sıra ahkâm kesiyorlar.

Neymiş efendim, umre din turizmiymiş, AK Partili vekillerin yakınlarının bu tür şirketleri varmış, o yüzden bu iş körükleniyormuş. Allah akıl fikir versin! Ayol! Umre diye bir ibadet var ama senin bundan haberin olmayabilir.

O vakit, ya öğreneceksin ya da susacaksın!

Şubat-mart dönemi umreye gidenlerin toplam sayısı 20 bin. Son gelenler karantinada, önce gelenler de evlerinde gözaltında tutuluyor. Oysa aynı dönemde Avrupa’dan gelenlerin sayısı 376 bin kişi.

Zaten ilk vakalar da Avrupa’dan gelenlerde ve onların yakınlarında görüldü.

Ayrıca Çin’in, İtalya’nın, İspanya’nın umreyle ne alakaları var? Üstelik en çok ölümler de bu ülkelerde.

Haberin Devamı

Diyanet de diğer kurumlarımız gibi gerekli önlemleri aldı ve umreyi, cemaatle namazı yasakladı.

Birileri de Diyanet’in ‘dua’ çağrısına dil uzatıyor ve duanız gelsin sizi kurtarsın diyorlar.

Beyinleri virüslü bu tipler bilmiyorlar ki, dinde dua ve tevekkül, tedbirle beraberdir. Yani bilimin gereğini yapmak da dinin gereğidir, bilahare dua etmek de.

Yani sen, tedbiri alacaksın (bilime ve onun gereklerine, kısaca sebeplere yapışacaksın), takdir için de dua edeceksin.

Haa, etmeyebilirsin de. İnancın yoksa zaten dua etmeyeceksin.

Burada asıl olan, dua edene niye ediyorsun, etmeyene de niye etmiyorsun denmemesidir.

Peki, söyler misiniz, burada inançlı olanın, inancından dolayı bir kaybı var mı?

Haberin Devamı

Yok. Zira fazlası var, eksiği yok.

Herkesin dini de dinsizliği de kendine!..

 

Yazarın Tüm Yazıları