TFF Başkanı Özdemir:‘Fetih Suresi okunurken hüngür hüngür ağladım’

Dün bir tarih yazıldı elbette...

Haberin Devamı

86 yıl sonra, Ayasofya’da cuma namazı...

Elbette her açıdan yazılacak bu tarih...

Ben bu defa “İşadamları ne hissetti?” diye merak ettim.

Ve namaz çıkışı, Türkiye’nin sayılı işadamlarından Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’i buldum.

Bir grup işadamıyla birlikte Ayasofya’dan çıkıyorlardı.

Ve elbette “Ayasofya’da cumayı” konuşuyorlardı. Her biri inanılmaz bir duygu kuşatmasında... Etkilenmişler...

Sordum:

“Nihat Bey, tarihi bir an yaşadınız. Ne hissettiniz?”

Özdemir anında cevap verdi:

“Vallahi Fatih, Fetih Suresi okunurken içimden gürül gürül bir nehir aktı. Gözyaşlarımı tutamadım. Hüngür hüngür ağladım.”

- Nasıldı namaz anı ve içerisi?

“Fatih’in İstanbul’u almasından sonra, bu millet bir kez daha kendisini Ayasofya’da göstermiştir. Bakın, bu cuma namazına yüz binlerce insan Anadolu’nun her yerinden geldi. Bu neyi gösterir? Bizim hangi ırktan, kökenden olursa olsun en güçlü bağımız Müslümanlıktır, onu bir kez daha gördük. Huzur ve huşu içinde bir namaz kıldık. Gözyaşlarıyla kıldık. Muazzam bir özen ve tertibat vardı.”

Haberin Devamı

- İşadamı Nihat Özdemir böyle düşünüyor. Ya Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ne diyor?

“Tabii bu tarihi olayın dünya açısından da bir mesajı var. Ayasofya bütünlüğü korunarak, dün olduğu gibi, bugün de yarın da hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun, o görkemli kubbesi tüm insanlığı kucaklamaya devam edecek. Ayasofya’nın bu tarihi gününde cesareti ve iradesiyle bize bu imkânı sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükran borçluyuz...”

EVLAD-I FATİHÂN

Dün namaza katılan işadamlarından hep “gözyaşı duygusu” aldım. Ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u aldığı yaşlar için biraz gerilere gittim.

Dönemin AB Bakanı Egemen Bağış ve büyükelçi Volkan Bozkır’la Macaristan’dayız...

Bağış basına kapalı bir toplantı yaparken, biz sevgili dostum bakan danışmanı Cihangir Şahin’le sohbet ediyoruz.

Bir ara yanımıza bir grup yanaştı. Genç kızlar, genç erkekler... Orada yaşıyorlarmış...

Cihangir dedi ki:

“Abi, bu arkadaşlarımız burada yaşıyor.”

Sohbet başladı... Ve hayatım boyunca hiç unutamadığım şu diyaloğu yaşadık:

Haberin Devamı

- Selam kardeşim, ne yapıyorsun burada?

(Genç kız): “Biz bura doğumluyuz. Türkiye’den geldiniz. Sizleri görmeye geldik.”

Nedendir bilmem, o sıra ağzımdan şu cümle döküldü:

“Ya, Evlad-ı Fatihân...”

Aman Allah’ım, o an bir şey oldu... O genç kız bir anda ağlamaya başladı... Cihangir’le öylece kaldık. Genç kız gözyaşları içinde “Evet, evet, Evlad-ı Fatihân biz. Bunu duymak ne güzel” dedi.

Tüylerimiz diken diken, gözyaşlarımızın ucunda selamlaşıp ayrıldık.

Evet, Ayasofya’dan gelen bu “gözyaşı mesajları” beni bir anda Macaristan’daki Evlad-ı Fatihân sohbetine götürdü.

Dünyaya hayırlı olsun...

................................................

YARIN: Üç denizcimizin 57 günlük esaret hayatından İbrahim Iğnak’ın izlenimleri ve görüntüler...

Yazarın Tüm Yazıları