Ordu üzerinde yaşanan tartışmalara üç cevap

1) Hulusi Akar Paşa Irak’ta askerimizin başına çuval geçiren komutandan liyakat nişanı aldı mı?

Haberin Devamı

2)Orduya getirilen din işleri subaylığı uygulaması “gericilik” midir?

3)Tank Palet Fabrikası olayı nedir?                    Önceki gün bütün bu soruları MSB kaynaklarına sordum ve cevaplarını aldım. Ama önce şunu söylemeliyim: Arkadaşlar, Türk ordusu siyasete bulaştırılmaktan çok çekti. Geçmişteki tecrübelerden alınan derslerle söylüyorum. Siyasetin eli askerin içine uzandıkça, asker siyasi tartışmalara malzeme edildikçe hep beraber kaybediyoruz. Millet olarak zararlı çıkıyoruz. 

Askerin moral değerleri üzerinden süren bu tür tartışmalar zehirli bir sarmaşık gibidir. Nice çınarları sarıp çürütür.

O yüzden “Yapmayın” diyorum.

Cevaplara gelince...

TÜRK ASKERİNİN BAŞINA ÇUVAL GEÇİREN ABD’Lİ KOMUTAN HULUSİ AKAR PAŞA’YA LİYAKAT NİŞANI VERDİ Mİ?

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a Yüksek Liyakat Nişanı, 23 Ocak 2015 tarihinde John Michael McHugh ve Savunma Bakanı Chuck Hagel onaylarıyla verildi. Basında çuval geçirme olayı olarak ifade edilen hadisenin yaşandığı (Irak, Süleymaniye) 04 Temmuz 2003 tarihinde birlik komutanı Alb. William Mayville (173’üncü Hv.İnd.Tug.K./Kerkük) olup, bağlı olduğu Musul’daki 101’inci Hv.İnd.Tüm.Komutanı Tümg. David Petraeus’tur. ‘Türk askerinin başına çuval geçirdiği komutandan liyakat nişanı aldı’ denilen Raymond T. Odierno ise, Temmuz 2003-Mart 2004 tarihleri arasında Tikrit’te görevlendirilen (4’üncü Piyade Tümen Komutanlığı/Texas-ABD) askerdir.”

Haberin Devamı

Evet, olayın resmi cevabı budur...

Yani Akar Paşa’ya liyakat nişanını veren komutan, çuval olayıyla ilişkilendirilen komutan değil... İddia sahiplerinin bilgisi yanlış.

Liyakat nişanına gelince, 1942 yılından bu yana NATO müttefiklik ilişkisi içinde bu nişan veriliyormuş. Celal Bayar’dan bu yana verilen bu nişan, rahmetli emekli Org. Yaşar Büyükanıt’a ve emekli Org. İlker Başbuğ’a da verilmiş. 

ORDUDA DİN İŞLERİ SUBAYLIĞI GERİCİLİK MİDİR?

Din işleri subaylığının kuruluşu Cemal Gürsel yönetimine dayanıyor. 

04/01/1961 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve 09/01/1961 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nun 39’uncu maddesinde “Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur” hükmü bulunmaktadır.

Haberin Devamı

Bu hatırlatma yapıldıktan sonra şu bilgi veriliyor: “Muharebe gücünün temel kuvvet çarpanlarından birisi olan personelin moral ve motivasyonunun yüksek tutulması, ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışının yaşatılması ve Peygamber Ocağı olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetlerinde milli ve manevi duyguların diri tutulması, personelin ibadet ihtiyaçlarının karşılanabilmesi hususları önem arz etmektedir.”

Bu açıklama aklıma şu soruyu getirdi:

Acaba orduda din işleri subaylığı devam etseydi, cehaleti kullanarak din bezirganlığı yapanların, FETÖ gibi örgütlerin sızma faaliyetleri daha kolay engellenemez miydi?

Ayrıca “Peygamber Ocağı”nda böyle bir subaylığın olması niye yadırganır?

Haberin Devamı

Kaldı ki dünyanın birçok ordusunda bu kurum vardır...

TANK PALET FABRİKASI BEDAVAYA MI VERİLDİ?

“20.12.2018 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alınan 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünün işletme hakkı 14.05.2019 tarihinde işçilerimizin özlük hakları korunarak 25 yıllığına BMC Savunma Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye devredilmiştir”

 Arazisi ve varlığı: “Fabrikanın arazisi, taşınmazları, tezgâh ve ekipmanları ile fikri ve sınaî mülkiyet hakları gibi fabrikaya ait tüm varlıklar Devlet mülkiyetindedir. Fabrikanın idamesine ve üretime yönelik tüm faaliyetler MSB denetiminde ve kontrolünde icra edilmeye devam edilmektedir.”

 Fırtına obüsleri: “Bu faaliyetlerin yanı sıra TSK’nın en önemli ateş destek unsurlarından biri olan yeni nesil Fırtına obüslerinin üretimi de halen bu fabrikada devam etmektedir.”

Haberin Devamı

Evet, son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde estirilen “iddiaları”Milli Savunma Bakanlığı kaynakları böyle cevaplıyor.

Ben yine aynı şeyi söylüyorum:

Eğer demokrasi diyorsak, askeri siyasetin dışında tutalım.

Elbette siyaset içinde eleştiri olacaktır. Tank Palet Fabrikası’yla ilgili kararı siyasi bir karar olarak eleştirebilirsiniz. Nitekim onun cevabını da MSB veriyor. Ama bir özelleştirme tartışmasını “ordunun moral değerleri” üzerinden bir hakarete dönüştüremezsiniz...

“Türk ordusu falanca ülkeye satılmıştır” diyemezsiniz.

İşte “moral değerleri üzerinden askeri siyasete bulaştırmak” budur.

Ayrıca bir düşünün...

Geçmiş gitmiş bir “çuval” olayını, bir bakanı sıkıştırmak için hatırlatıyorsunuz. MSB’nin verdiği cevaba bakınca iddia edilen bilgilerin de yanlış olduğu ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Ama bu arada kim bilir hangi kahramanların kalpleri kırılıp dökülüyor... Yanlış bilgilerle... 

Kim bilir hangi cephedeki moraller yerle bir oluyor... Ve işte o yüzden diyorum...

Bu milletin askerini ve onun moral değerlerini siyasi tartışmaların dışında tutmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları