İşte NATO için en kritik soru: ‘Türkiye’nin terör şartı kalkar mı?’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en üst düzeyde dünyaya açıkladı...

Milli Savunma Bakanı Akar, NATO karargâhında bütün savunma bakanlarına söyledi...

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Paris’ten Londra’ya, Washington’dan Madrid’e kadar her başkentte açıkladı.

MİT Başkanı fotoğraflarıyla, videolarıyla en önemli merkezlerde belgeledi.

Dedik ki:

“YPG ve PKK aynı terör örgütünün iki koludur.”

Ne oldu?

ABD kabul etmedi. 

CENTOM komutanları kırmızı bültenle aranan YPG’li teröristlerle toplantı yaptı. 

ABD’li komutanlar terör örgütü YPG’ye silahları verirken fotoğrafları yayınlandı.

Teröristler kollarında ABD bayraklı üniformalarla dünya medyasına pozlar verdi.

Son NATO toplantısında Bakan Akar şöyle dedi:

“Sınırlarımızı, halkımızı tehdit eden bu terör örgütüne karşı NATO üyesi ülkelerin desteğini bekliyoruz.”

Ama nafile...

İsveç, Norveç, Finlandiya gibi ülkeler Türkiye’den gelen bu çağrıları ciddiye almadılar.

Ne zaman ki Putin korkusuyla NATO’ya girmek istediler... Ne zaman ki Ukrayna sonrası Putin korkusu kapılarına dayandı...

İşte o zaman Türkiye’nin haklı uyarıları ciddiye alındı.

Geldik bugüne...

Önceki gün İsveç Dışişleri Bakanı’na ülkesinin NATO’ya girmesi konusunda Türkiye’nin kararlı duruşu hatırlatıldı...

Bakan Tobias Billstrom, aynen şöyle dedi: “Bence Stockholm’ün bu örgütle arasında bir mesafe olması önemli.”

İsveç’ten gelen bu açıklama NATO kayıtlarına girecektir.

Belki de ilk kez İsveçli bir bakan, bir hükümet temsilcisi, “örgüt” ifadesini kullanıyordu.

Bu açıklama, aynı zamanda bir uluslararası kayıt olması açısından İsveç’in Türkiye ile imzaladığı protokol kadar önemlidir.

BU AÇIKLAMA YETERLİ Mİ 

Bu noktada iki önemli soru ortaya çıkıyor:

1- İsveç gibi bir “özgürlükler ülkesi”nin YPG ile arasına mesafe koymayı gerektirecek bir terör bağlantısını dile getirmesi, NATO içinde yankı bulacaktır... En önemli yankı da Beyaz Saray’da olacaktır. Peki Beyaz Saray’ın tavrı ne olur?

CEVAP: Beyaz Saray’ın bu konudaki tavrı değişmeyecektir. Dahası CENTOM’un tutumu değişmeyeceği için ABD ile YPG ilişkisi sürecektir. CENTOM, YPG’nin DEAŞ’la mücadele bahanesini kullanmaya devam edecektir. 

2- İsveç Dışişleri Bakanı’nın bu açıklaması Türkiye’nin onayı için yeterli midir? Türkiye’nin üyelik için gereken onay şartı ortadan kalkar mı?

CEVAP: Elbette bu söz yeterli değildir. Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Laf değil icraat bekliyoruz” sözünü hatırlamak gerekiyor.

Bu açıdan bakınca Adalet Bakanlığı tarafından verilen dosyaların nasıl sonuçlandığını görmek gerekiyor.

Sınır dışı edilmeler mi var?

İadeler mi var?

Göreceğiz...

Öyle ya da böyle...

Türkiye kararlı bir duruşla, PKK/YPG’nin en azından bir terör örgütü olarak NATO kayıtlarına girmesini sağlamıştır. 

Diplomatik olarak önemli bir başarıdır bu.

Ve üçüncü soru:

- Önümüzdeki günlerde NATO’da bir büyük kriz görecek miyiz?

Bu sorunun cevabı:

Türkiye’nin beklentilerinin karşılanmasına göre değişecektir...

Umarım İsveç ve Finlandiya gerekeni yapar. Türkiye’nin haklı taleplerini ciddiye alır...