Bırakalım palavrayı 24 yıllık ayıbımız bu bizim

‘ADNAN Hoca’ mı dediniz... Dikkatle okuyun şu satırları...

Haberin Devamı

*

- “Neredeyse iki haftadır sevgili dostum Ali Baransel’in RTÜK Başkanı olarak, yapması gereken tek şeye eğilmesini galiba nafile bekliyorum...”

- “Nerede ise iki haftadır, sahibi olduğu TV kanalında kavgasız dövüşsüz işler yapmakla övünen Ahmet Özal’ın kanalı ve dergisine yumruğun indirilmesini galiba nafile bekliyorum.

- “Ve nerede ise iki haftadır, Türkiye’de savcıların ortaya çıkarak, ‘özel yaşamın’ kutsal dokunulmazlığı temeline ‘dinamit’ koyanların yakasına yapışmasını galiba nafile bekliyorum.”

- “Neredeyse iki haftadır. Niçin insanlarımızın sokaklarda bu korkunç kepazeliğe karşı çıkmadığını, mangalda kül bırakmayan kadın derneklerinin niçin üzerlerine toprak serpilmişçesine suskun kaldıklarını merak ediyorum.”

“Ve iki haftadır bu konuda susarak, Türkiye’nin ‘daha önemli siyasi meseleleri’ ile uğraşmaya kalkıştığım için gizli bir utanç duyuyorum.”

*

Haberin Devamı

Bırakalım palavrayı 24 yıllık ayıbımız bu bizim

Yazan, rahmetli arkadaşım Yavuz Gökmen’di...

Konu, o günlerde Adnan Hocacı diye bilinen bir güruhun, Ebru Şimşek isimli 22 yaşındaki bir kadına karşı yürüttüğü acımasız, gaddar ve iğrenç kampanyaydı.

*

O gün o kadın tek başınaydı.

Ve onu şu cümlelerle aslanlar gibi savunurken maalesef Yavuz da tek başınaydı:

“Bir başkasına yapılan haksızlık karşısında susup oturursanız, aynı şey yarın sizin başınıza da gelebilir. Dış kapının dış mandalı da olsa toplumun herhangi bir bireyine karşı yapılan haksızlık, size de yapılmış sayılır.”

Bayanlar baylar...

Bu yazı bundan 24 yıl önce, 25 Ekim 1994 Salı günü bu gazetede yayınlandı.

Türkiye’nin 30 yıllık meselesidir bu güruhun estirdiği terör...

*

Kim bilir kaç başbakan, kaç cumhurbaşkanı, kaç gazeteci, siyasetçi, polis, savcı, hâkim neslinin ihmalkârlığı, hadi canım sendeciliği, aymazlığı, korkaklığı ve “Birlikte yürüdük biz bu yollarda” görmezden gelmezliği vardır...

*

Ve bilelim ki bu aymazlık, adam, tarikat ve inanç kisvesi altında kadın teşhirciliğine başlayınca sona ermiştir...

*

Bunları da bilelim yani...

 

Haberin Devamı

YAVUZ VE O GENÇ KADIN TEK BAŞINA SAVAŞIRKEN BAHANELERE SIĞINANLAR

- Kimi korkup sinmişti...

- Kimi “başı secdeye eren” bir kişi diye görmezden gelmişti...

- Kimi, “Başımı belaya sokmayayım” diye tam siper olmuştu...

Kimi, “Canım alt tarafı o da bir manken, olur böyle şeyler” deyip kendi kendine iğrenç bir bahane uydurmuştu...

- Kimi de bugün hâlâ bazılarının yaptığı gibi “Memleketin bunca meselesi varken” gibi dünyanın en sersemce gerekçesini uydurmuştu...

 

GÜZEL YAŞLANMAK DİYE BİR ŞEY VAR

Bırakalım palavrayı 24 yıllık ayıbımız bu bizim

GEORGE Clooney, 1970’lerin ünlü filmi Catch-22’nin çevrilmesi sırasında bir motosiklet kazası geçirince onun son fotoğraflarını da gördük.

Saçları iyice beyazlaşmış.

Sakalları da beyaz.

Haberin Devamı

Yani saçlarını ve sakallarını boyamayan bir Hollywood starı olmuş. Bence güzel yaş alan bir adam olmuş.

Geçen hafta sonu sahnede seyrettiğim Eric Clapton da 75 yaşına geldiği halde hâlâ çekici bir erkek.

O da güzel yaşlanan erkeklerden biri.

 

74 YAŞINDA GARDIROPTAN ÇIKAN HOLLYWOOD ERKEĞİ

Bırakalım palavrayı 24 yıllık ayıbımız bu bizim

TAB Hunter öldü. 86 yaşındaydı.

1950’li yılların sarışın Amerikan erkeği döneminin en parlak yıldızlarındandı.

Onun, “Yanan Tepeler” filmini seyrettiğimde 11 yaşındaydım. (Film Türkiye’ye geç gelmişti.) Natalie Wood’a hafif üstten sarıldığı sahne, henüz anlayamadığım erotizmle romantizmin tam kesiştiği noktaydı.

Çevremdeki genç kızlar için, üç-beş yıl sonra Türkiye’de başlayacak olan Göksel Arsoy fırtınasının çakan yıldırımıydı o...

Haberin Devamı

Hollywood’un gizli gay şokunu önce Rock Hudson ve Anthony Perkins’le yaşadık.

O da AIDS olmalarından dolayı.

Sonra 2005 yılında yazdığı otobiyografisi sayesinde Tab Hunter’ın da gay olduğunu öğrendik...

Ama asıl genç kızların daha da büyük sevgilisi, Antony Perkins’le aşk yaşadığını da öğrendik.

Gay literatüründe cinsel tercihini açıklamaya “Gardıroptan çıkma” deniyor.

Tab Hunter gardıroptan çıktığında 74 yaşındaydı...

Geriye sarışın, yakışıklı bir erkek portresi bıraktı...

Meğer gerisinde çok kapalı bir dolap varmış...

 

HÜRRİYET’İN YAPAY ZEKÂSI UYUYOR MU

DÜN şakayla karışık yazdım...

Hürriyet ve Vodafone’un geliştirdiği yapay zekâ cinsiyet ayırımcılığı içeren kelimelerin üstünü kırmızı çizgiyle çizecekti.

Arkadaşlar aradılar.

Haberin Devamı

Yapay zekâ çalışıyormuş ama önceki gün teknik bir arıza olmuş.

Tedbiri almışlar.

Yapay zekânın kırmızı biber çalışması tam gaz devam ediyormuş.

 

OSMAN HOCA’NIN 10 BİN ADIM KANUNUNA İSYAN BÜYÜYOR

BENDEN sonra Gülse Birsel de Osman Müftüoğlu’nun “10 bin adım kanununa” isyan etti...

Bunun için her gün en az 1.3 saat yürümek gerekiyor.

Hoca buna bir de en az 40 dakika egzersiz ve ağırlık ekledi...

Hepimiz altında kaldık...

Hocam Allah aşkına şu işi hafiflet biraz...

Daha önce de söyledim.

7 bin 500 adım yeter...

Akşamüzeri içki zamanı var... Netflix, BluTV zamanı var...

Spotify, Instagram, YouTube zamanı var...

Dünya Kupası var...

 

GÜNÜN ESKİ ŞARKISI

- SON günlerde Bossa Nova Jazz ritminde eski bir şarkıya sardım yine.

Lisa Ono söylüyor.

“Cosa Hai Messo Nel Caffe...”

Şu günlerde hafif beni alıp götürecek şeylere ihtiyacım var...

Vallahi bana çok iyi geldi...

Yazarın Tüm Yazıları