Erdinç Çelikkan

Ankara’nın üç beyazı

9 Eylül 2011
ANKARA Büyükşehir Belediyesi sayesinde son zamanlarda hep Ankara kedisi konuşuluyor.

Yollarda seymen kıyafetiyle boy gösteren kediler, her tarafta sarılı mavili gözleriyle logolar... Ancak bu hengamede maalesef Ankara keçisi ve Ankara tavşanı unutuluyor. Ankara kedisi kadar vefayı hak eden Ankara tavşanı ve Ankara keçisi, Türk Patent Enstitüsü’nden patent almayı bekliyor. Ankara’ya özgü bu hayvanlar tescillendiğinde belki hak ettiği değeri görecek.

Hiç hatırlanmadılar

Ankara keçisi parklara konulan heykelleriyle hatırlanmıştı. Onların çoğu da şimdi eskidi gitti. Ankara tavşanı deseniz belki de hiç hatırlanmadı. Benim beklentim başkentin üç beyazı olarak bilinen Ankara kedisi gibi Ankara keçisi ve Ankara tavşanının da hak ettiği gibi gündeme gelmesi. Çünkü turizmden pay kapmaya çalışan Ankara ancak bu simgelerin tanıtılmasıyla büyük bir atılım yapabilir.

Sağ kolunu değiştirdi

GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, sağ kolu sayılan danışmanını değiştirdi. Yazıcı, daha önce Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan ancak bu dönemde çizik yiyen Selma Aliye Kavaf’ın Basın Danışmanı İlhan Deneri ile çalışmaya başladı. İlhan Deneri, yeni görevine hızlı başlarken, eski danışman Nazif İflazoğlu da önceki görevine geri döndü. Çiçeği burnunda basın danışmanı Deneri, geçtiğimiz günlerde gazetecilere attığı mesajla duyurdu. Deneri’nin bundan sonraki dönemde sağlıklı iletişim açısından önemli bir köprü kuracağa benziyor.

Ekseni batıya kayıyor

DEVLETİN yeni gözdesi olan Eskişehir Yolu’nda kamu binaları da bir bir yükselmeye başladı. Artık Ankara’nın göbeğine adını veren “bakanlıklar” Eskişehir Yolu’na taşınıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı derken Ekonomi Bakanlığı’nın da batıya taşınacağı bilgisini aldım geçenlerde...Malumunuz Ekonomi Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile aynı binayı paylaşıyor. Bu binada geçen  sene herkesin yüreğine ağzına getiren bir göçük yaşanmıştı. Bu küçük çaplı göçüğün ardından binanın güvenli olmadığı dedikoduları yayılmıştı.

Bürokrasi koridorlarında Ekonomi Bakanlığı’nın Eskişehir Yolu’nda yer aradığı ve çalışmaların en geç 2 yıl içinde bitirileceği konuşuluyor. Ekonominin ekseni doğuya kayıyor diyen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bu sözün aksine bakanlık binasını şehrin batısına taşıyacak. Anlaşılan başkanlığı döneminde Ankara Sanayi Odası’nı şimdiki modern  binasına kavuşturan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın talimatıyla Ankara güzel bir yapıya daha kavuşacak.

Yazının Devamını Oku

Bürokratların atama bayramı

2 Eylül 2011
BİR yandan dokuz güne çıkarılan bayram tatiline sevinen bürokrasi hayatı, diğer yandan da atama yağmuruna tutuldu. Bürokraside yaşanan atama furyasıyla tatil yapan birçok bürokratın görev yeri değişti. Bu atamalar bazı bürokratlar için bayram sevincini ikiye katlarken, bazı bürokratlarda da hüzün yarattı. Üzülen bürokratların başında ise TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş geldi. Yetiş’in sekiz yıl oturduğu koltuğuna TOBB ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Altunbaşak getirildi.
Atamalar sürecek
Bayram tatilini fırsat bilerek Ankara dışına kaçan birçok bürokrat yeni görevlerini başkent dışında öğrendi. Bayram telaşı, tatil rehaveti derken atamaları gerçekleşen bürokratlar hafta başından itibaren yeni görev yerlerinde işbaşı yapacak. Onlara şimdiden ‘hayırlı olsun’ diyorum. Tatil dinlemeyen atamalara da yenilerinin ekleneceğini söylemek istiyorum.

Uykusuz günler “hızlı” geçti

ANKARA’yı Konya’ya bağlayan Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı geçtiğimiz günlerde seferlerine başladı. YHT ile artık iki şehir birbirine daha da yaklaştı. YHT’nin çalışmaları sırasında ise en çok yorulan TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman oldu. Karaman, 4 yıl 8 ay süren YHT çalışmaları sırasında gece gündüz demeden çalıştı.
YHT ile Türkiye’nin yarım yüzyıllık rüyasını gerçeğe dönüştüren Karaman ve ekibinin yorgunluğu ise hattın sefere başlamasıyla son buldu. TCDD personelinin yorgunluğu “mesafeleri kısaltan” YHT’nin hizmete açılmasıyla gurur ve heyecana dönüştü. Darısı Ankara’yı komşularına bağlayacak diğer hatların heyecanına...

En teknolojik bakan

MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, teknoloji tutkusuyla biliniyor. Daha önce fotoğraf merakını yazdığım Şimşek, interneti en çok kullanan siyasetçilerin başında geliyor.
Aynı zamanda kabinenin “en teknolojik bakanı” koltuğunun da sahibi olan Şimşek, Iphone’nunu elinden hiç düşürmüyor. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden Şimşek, vatandaşa daha rahat ulaşmak için zaman zaman Twitter ve Facebook’u kullanıyor. Bu arada Şimşek, Twitter’a üye olan ilk bakan olma sıfatını da elinde tutuyor.
Haber sitelerini izliyor
Aldığım bilgilere göre Şimşek, internette en çok yerli ve yabancı haber sitelerini takip ediyor. Dijital dünyayla iç içe olduğunu her fırsatta dile getiren Maliye Bakanı, bunu yanından ayırmadığı Ipad’iyle de kanıtlıyor. Çalışmaktan izlemeye fırsat buluyor mu bilmem ama Şimşek’in büyük bir film arşivi de bulunuyor.
Yazının Devamını Oku

Kaba kuvvet mi, sokağı işgal mi?

26 Ağustos 2011
YÜKSEL Caddesi’nde işportacılarla Çankaya Belediyesi arasında günlerdir yaşanan tatsız olayları hepimiz az çok takip ediyoruz. Kentin göbeğinde yaşananları zaten görmemek de mümkün değil. Bir tarafta ekmek parası için akşam saatlerinde Konur, Karanfil ve Yüksel yaya bölgesini mesken tutan işportacılar; diğer tarafta işportacının sokakları işgal ettiğini savunan Çankaya Belediyesi var. Olaya sade bir Ankaralı gözüyle baktığımda zabıtanın tavrını tasvip etmiyorum. Ama bu noktada ortalık kararınca sokak ortasına kurdukları tezgahlarla yürüyecek alan bırakmayan işportacının tavrını da haklı görmüyorum.
ÖNCE İKNA ETMELİ
Eğer ortada tezgah açan işportacı için ekmek kavgası varsa bu, sokağı kullanan Ankaralının hakkına saygı göstererek de elbette çok kolay yapılabilir. Çankaya Belediyesi ise işportacıya karşı kaba kuvvet yerine “toplumcu belediye” anlayışıyla daha ikna edici ve yapıcı bir yaklaşım gösterebilir. Ancak tabi ki her iki tarafın da kendine göre haklı tarafları bulunuyor.
BAYRAM PAZARLARI
Bana göre tartışmanın bir cephesinde halka vergisiz ama ucuza mal satmaya çalışan işportacı ile satıcılara kaba kuvvet uygulayan bir Çankaya Belediyesi var. O zaman sormak gerekiyor; Burada kaba kuvvet uygulayan taraf mı haklı yoksa, yol üstünde satış yapanlar mı? Bu arada Çankaya Belediyesi, bayram pazarları açma kararı almış. İlginçtir ki bayram pazarı işportacılarla tartışmaların yaşandığı Yüksel’e asılan bir pankartla da duyurulmuş. Demek ki Çankaya’ya bayram çoktan gelmiş, ya işportacıya?

Kısacası “K”lar denetleniyor

ANKARA bugünlerde bakan denetimine geçen ve Türkiye’nin ekonomik yapısının temel unsurlarından sayılan EPDK, KİK ve SPK gibi kurumları konuşuyor. Hükümet geçtiğimiz günlerde yeni bir düzenlemeyle özerk kurumların denetiminde radikal bir değişikliğe gitti. Yeni yapı, düzenleyici ve özerk kurumların ilgili bakanlar tarafından denetlenmesinin önünü açıyor.
KURUM DENETİMİ
Bu gelişmeyle bakanlar kendilerine bağlı kurumların her türlü faaliyetini ve işlemini denetleyebilecek. Hükümete göre bu sayede adı geçen kurumların hem şeffaflaşması hem de hukuki boşlukların doldurulması amaçlanıyor.
Ramazan ve yaz rehavetinin çöktüğü bürokrasi kulislerinde şimdi bakan denetimine geçen ve birçoğu ekonomiyle alakalı BDDK, SPK, RTÜK, BTK, BDDK, KİK, RK ve TAPDK’da önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler konuşuluyor. Ankara’da da “Kısacası ‘K’lara bakan denetimi geldi” esprileri kulaktan kulağa yayılıyor.
Yazının Devamını Oku

Çağlayan, dalya yapacak

19 Ağustos 2011
TÜRKİYE’nin ilk Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan yaptığı dış gezilerle yeni bir rekorun altına imza attı.

Cari açığı dengelemek için seçim sonrası dış gezilerine hız veren Çağlayan’ın 25 ayda gittiği ülke sayısı da 99’a ulaştı. Son olarak ABD’de temaslarda bulunan Çağlayan, bakanlık koltuğunde bulunduğu süre boyunca dünyanın dört bir yanını adeta Evliya Çelebi gibi dolaştı.
Ekonominin pilotu
Bitmek bilmeyen enerjisiyle Türkiye’nin yeni ticaret rotalarına yolculuk yapan Çağlayan, gittiği her ülkede pilot olmadığını vurgulasa da yaptığı gezilerle pilotlara taş çıkardığını da göstermiş oldu. Çağlayan’ın dış gezilerinde yorulmak nedir bilmediğini de söylemem lazım.
100. geziyi yapacak
Ekonominin pilot kabininde olan Çağlayan şimdi 99. gezisi olan ABD’den THY’nin yeni aldığı Boeing 777’nin ilk seferiyle dönecek. Bu uçağın pilot kabininde Çağlayan’ı görürseniz hiç şaşırmayın. Şimdi Çağlayan’ın 100. gezisini hangi ülkeye yapacağını merak edenler olabilir. Şunu söyleyeyim gençliğinde futbola meraklı olan Çağlayan, büyük ihtimalle dalyayı da futbolun kalbi sayılan bir Güney Amerika ülkesinde yapacak.

Meclis’in eski bürokratları

YENİ Meclis’te ekonomi alanında görev yapmış ve geçmişte adından söz ettiren isimler de milletvekili olarak boy gösterecek.

Yazının Devamını Oku

RTÜK bürokratı gazeteci ağabeyim

12 Ağustos 2011
SON günlerde o, daha çok RTÜK’ün çiçeği burnunda üyesi olarak konuşulsa da ben onu büyüklüğü, ağabeyliği ve arkadaşlığıyla tanıdım. Çalışkanlığı, titizliği ve dürüstlüğüyle her zaman örnek aldığım isimlerin başında geldi. Gazetecilik anlamında ondan hiç unutmayacağım birçok şey öğrendim. RTÜK’e seçildiğinde onun adına sevinsem de gazeteden ayrılacağı gün tuhaf bir burukluk yaşadım. FB-GS maçları nedeniyle zaman zaman atışmalar yaşasak da birbirimizi hiç kırmadık. Gazeteye ilk başladığım zamanlarda gecenin bir yarısına kadar çalışmasıyla beni çoğu zaman şaşırtsa da işine olan bağlılığını, habere olan aşkını sonraları daha iyi anladım.
Bürokrasinin renkli ismi
Eski bir gececi olarak gazetecilikle ilgili tavsiyelerinden çok şey kazandım. Hürriyet’e veda etse de sonuna kadar hak ettiği RTÜK’te, çalışmalarıyla adından söz ettireceğine eminim. Bürokrasi koridorlarını renklendireceğine inandığım ağabeyim Süleyman Demirkan’a gazeteci kimliğiyle veda ederken, ona RTÜK bürokratı kimliğiyle başarılar diliyorum. Şans yanında olsun...

Ankara temsilde gençleşti

12 HAZİRAN seçimlerinde Ankara’yı Meclis’te temsil eden milletvekili sayısı 29’dan 31’e çıktı. Nüfus artınca bu da haliyle milletvekili sayısına yansıdı. Ancak asıl sevindirici gelişme Ankara’yı 24. dönemde temsil eden milletvekillerinin 23. döneme göre gençleşmesi oldu.

Ortalama 51’e düştü

Geçen dönemde kentin Meclis’teki temsilcilerinin 55 olan yaş ortalaması 12 Haziran’dan sonra 51’e düştü. 10’dan fazla üniversitenin bulunduğu Ankara için bu güzel bir istatistik. Şimdi gelelim yeni dönemle eski dönemin “yaş” bakımından karşılaştırmasına... Geçen dönemde kentin Meclis’e taşıdığı en yaşlı isim CHP Ankara Milletvekili Önder Sav olmuştu. Bu seçimlerde ise “Ankara’nın en yaşlı vekili” sıfatını AK Parti’den seçilen 67 yaşındaki Ülker Güzel aldı.

Gençlerin temsilcisi

Güzel’i Meclis Başkanlığı’na seçilen deneyimli politikacı 65 yaşındaki Cemil Çiçek izledi. Ankara’nın en genci ise 32 yaşındaki AK Partili Fatih Şahin oldu. Şahin’in yeni dönemde gençler ve öğrenciler için neler yapacağı da şimdiden konuşulmaya başlandı. Ama kesin olan şu ki yeni Meclis yapısı genç milletvekillerinin deneyimli politikacılardan yararlanması için büyük bir fırsat doğurdu.

Zirvede sıralama değişti

POLİTİKACILARIN hangi takımın taraftarı olduğu ya da maçları takip edip etmediği hep konuşulur. Yeni Meclis Başkanı olan Cemil Çiçek de bu politikacılardan birisi... Çiçek’in Fenerbahçe’yi tuttuğunu Ankara’da neredeyse bilmeyen yoktur. Fenerbahçeli Çiçek’in protokolün iki numaralı koltuğuna oturmasıyla zirvedeki takım sıralaması da değişti. Devletin bir numaralı ismi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Beşiktaş’ı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ise Fenerbahçe’yi tuttuğu biliniyor.
Çiçek’in selefi Mehmet Ali Şahin ise Galatasaray’ı tutuyordu. Şahin’in yerine Çiçek’in seçilmesiyle birlikte artık iki numaralı koltuğun rengi de sarı kırmızıdan, sarı laciverte döndü. Devletin zirvesinde takım sıralaması değişirken Kara Kartal zirveyi bırakmadı. İkinciliği Galatarasaray’ın elinden alan Fenerbahçe, üçüncülüğünü de korudu.
Yazının Devamını Oku

Bütçe günü “çatlak” kulisi

2 Aralık 2010
ÖNCEKİ hafta, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine Müsteşarlığı’nın 2011 bütçesi görüşüldü. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da burada yaptığı sunumda “Biz işimizi sağlama bağlayalım, sürpriz olacaksa Türkiye güzel sürprizlerle karşı karşıya kalsın” dedi. Babacan’ın bu sözleri söylediği gün Hazine Müsteşarlığı’nda kötü bir sürpriz yaşandı. 21 katlı binanın 10. katında bulunan İthalat Genel Müdürlüğü’ndeki bir duvarda çatlak meydana geldi. Herkesin yüreğini ağzına getiren çatlak ve sıva dökülmesi neyse ki çok büyük değildi. Belki daha önceden gereken önlemler alınsaydı “ısı değişimden kaynaklandığı” açıklanan bu çatlak hiç yaşanmazdı.
Meclis’te konuşuldu
Çökmeyle ilgili ilginç bir kulisi de sizinle paylaşmak isterim. Kulağıma gelen bilgilere göre binadaki bu tatsız durum Meclis’teki bütçe görüşmelerinin bir numaralı konusu oldu. Hatta “İç mekandaki sıva dökülmesi bütçe görüşmelerinden önce olsaydı müsteşarlık bütçesine binayla ilgili ek ödenek konulurdu” fısıltıları yankılandı.
Aslında Hazine Müsteşarlığı’nın 2010 Performans Programı’nda yer alan “Mevcut hizmet binası Dış Ticaret Müsteşarlığı ile ortaklaşa kullanılmakta olup ciddi yer sorunu bulunmaktadır” ifadesi de binanın yetersizliğini ortaya koyuyor.
Yaklaşık bin 500 personelin görev yaptığı Hazine Müste-şarlığı’ndaki çökmelerin bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor.

Barış ve sanat elçisi

2.5 yaşında makasla kağıtları keserek hayvan figürleri yapmaya başlayan Türkiye’nin Muskat Büyükelçisi Engin Türker, sanat çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. İlk sergisini 8 yaşındayken açan sıradışı büyükelçi Türker, yeteneğiyle küçük yaşlarda basında ve radyolarda “harika çocuk” diye anıldı.
Çocukken resim çizmeye ve minyatür heykelcikler yapmaya başlayan Türker, pişmiş toprak heykel ve yağlıboya yapıtlardan oluşan “Barış için” sergisiyle 28. kez sanatseverlerle buluştu. Türkiye’yi diplomat kimliğiyle dünyada başarıyla temsil eden Türker, sanat serüveni boyunca “sevgi ve barış” temalarını işledi. Türker, hem “barış” hem de “sanat” elçisi sıfatıyla örnek bir diplomat olarak öne çıkıyor.

Şahin’in sinema merakı

GEÇENLERDE protokolün iki numaralı ismi TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in ilginç bir merakını öğrendim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Şahin, öğrencilik yıllarında kısa filmler çekiyormuş.
Üniversite yıllarında kamerasıyla kendi yazdığı senaryoları yöneten Şahin, aynı zamanda kısa filmler yapıyormuş. “Yedinci sanat” olarak bilinen sinemaya olan merakıyla farklı bir Meclis Başkanı portresi çizen Şahin, Genel Kurul’da yaşanan filmlik sahneleri de çekmeyi aklından geçirdi mi acaba?
Yazının Devamını Oku

Meclis’te “tatlı” nezaket

25 Kasım 2010
AK Parti Ardahan Milletvekili Saffet Kaya, “tatlı yiyip tatlı konuşalım” anlayışını hakim kılmak için Meclis’te bal dağıtma kararı aldı. Hürriyet’in deneyimli muhabiri Süleyman Demirkan’ın haberine göre Kaya, geçtiğimiz günlerde Meclis kürsüsünde Ardahan balını öve öve bitiremeyince Meclis Başkanvekili Meral Akşener ve milletvekillerinin bal talebiyle karşılaştı. Kaya, bunun üzerine tüm milletvekillerine bal dağıtacağını açıkladı. Kaya, “Balın masrafını kendim karşılayacağım. 50 milyar liraya yakın maliyeti var. Ama Ardahan balını tanıtacağım ya feda olsun” dedi. Kaya, balı göndereceğini, sıkma bal için özel şişe seçtiğini belirtti.
Vekiller “ballanacak”
Tüm milletvekillerine ve Meclis personeline bal göndereceğini kaydeden Kaya, “Özellikle balın muhalefet milletvekillerini ballandıracağını, gerginliği düşüreceğine inanıyorum. Halk deyişinde olduğu gibi ‘tatlı yiyip tatlı konuşalım’ anlayışını, Yüce Meclis’te hakim kılmak için biz de bal gibi katkıda bulunacağız. Bal yiyip bal gibi konuşsunlar” dedi. Ardahan balının ayrı bir aroması ve şifa değeri bulunduğunu anlatan Kaya, şöyle konuştu:
Heyecanlı ve mutluyum
“İddia ediyorum Ardahan balı, meşhur Anzer balından çok kaliteli ve şifalı. Ardahan’da yılda 200 bin ton bal üretiliyor. Ben de yapacağım bu tanıtımla, hemşehrilerime katkı sağlayacağım. Bundan ötürü de heyecanlı ve mutluyum.”
Kaya’nın bu “tatlı” nezaketinin Meclis’teki milletvekilleri üzerinde ne gibi bir sakinleştirici etkisi olacağını önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Ancak kesin ki Kaya’nın “ballı” girişimiyle çiğ köfte ve suşi ziyafetlerine alışkın olan Meclis, bala da doymuş olacak.

Gündemde kediler var

ANKARA kulislerinde son günlerde “kediler” gündemden düşmüyor. Kedi üzerine tartışmalar renkli gözleriyle Ankara kedisinin Başkent’te logo olarak kullanılmaya başlamasıyla alevlendi. Birçok kişi tarafından beğenilen “gülen logoyu” Cats müzikalinin amblemine benzetenler de az değildi.
Mia üzüntüsü Şero vefası
Daha sonra CHP Genel Merkezi’nin kadrolu kedisi Şero’nun Deniz Baykal’ın istifasının ardından akıbeti merak edildi. Bunalıma giren Şero’nun yeni yönetimden de darbe yediği konuşuldu. Bunların ardından gündeme Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın kedisi Mia’nın ölüm haberi düştü. Şirin kedi Mia’nın ölümü Günay ailesini derinden üzdü.
Kediler ön planda oldu
Son olarak da Başbakan Tayyip Erdoğan, Lizbon Zirvesi’nin ardından “Biz de kediye kedi deriz” açıklamasıyla İran’ı hedef gösteren Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’ye sert bir yanıt verdi. Anlayacağınız Ankara kulislerinde son dönemde kediler hep ön plana çıktı.
Yazının Devamını Oku

Bozkırın öksüz kenti

18 Kasım 2010
MEMUR ve öğrenci kenti olarak bilinen Ankara, Kurban Bayramı’na hüzünlü girdi. Memur ve öğrenciler, bayram tatilinin dokuz güne çıkarılmasına sevinirken, bu karar en çok Ankara’yı üzdü! Okulların açılmasıyla hareketlenen Ankara, cuma günü başlayan tatille birlikte sakin bir görünüme kavuştu. Uzun tatili fırsat bilen memur ve öğrencilerin şehirden ayrılmasıyla Ankara bir anda yalnızlaştı. Şehir sessizleşti
Bozkırın ortasındaki “öksüz kent” bir anlamda sessizliğe büründü. Kentten ayrılmayan Ankaralılar ise güneşli havada bayramın tadını çıkardı. Tatilin biteceği pazartesiye kadar sakin günler geçirecek olan Ankara’da kalanlara mutlu bayramlar.

Bu ikramda “sağlık” var

KAPALI alanlarda sigara içilmesine karşı başlatılan kampanyaya öncülük eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gribe de savaş açtı. Akdağ, son zamanlarda kendisini ziyaret eden konuklarına yüzde yüz doğal meyve suyundan ikram ediyor.
Misafirperver-liğiyle bilinen Akdağ, çay ya da kahve içmek isteyen konuklarına birkaç meyvenin karışımından oluşan özel kokteyli tavsiye ediyor. Kabinenin aktif bakanı Akdağ, soğuk kış günlerinin kapıya dayandığı bugünlerde, taze sıkma meyve suyuyla konuklarını gribe karşı da korumuş oluyor.

Rekabetin mektubu

KAYNAKLARIN daha etkin dağılması için 1997’den beri çalışan Rekabet Kurumu, çok farklı bir uygulamanın altına imza atıyor. Kurum, rekabet kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla yüzlerce işletmeye son iki yıldır “Rekabet Mektubu” gönderiyor.
Olağan değil
Bürokrasi hayatındaki bu ilginç mektubun arkasında ise Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı’nın imzası bulunuyor. Kamu kurumlarının özel ve resmi kuruluşlara mektup göndermesi olağan bir uygulama olmasa da Rekabet Kurumu, bürokrasinin bu hantallığını çoktan aşmış görünüyor.
Yeni mektup
Birçok işletmeye ulaştırılan mektupta son derece dinamik bir alan olan rekabetin öneminden bahsediliyor. Mektup, rekabetçi açıdan önemli görülen genel bir değerlendirmeyle bazı hatırlatmaları içeriyor. Kaldırımcı’nın önemli mesajlar içeren Rekabet Mektubu’nun üçüncüsünü yeni yılda da yayınlaması bekleniyor. Zira Kaldırımcı bu uygulamanın süreceğini 24 sayfalık 2010 mektubunun son cümlesinde şöyle özetliyor: “Yeni ‘mektup‘larda buluşmak ümidiyle...”

Şero ilgiye muhtaç!

CHP Genel Merkezi’nin ‘resmi’ kedisi Şero, bugünlerde beklediği ilgiyi göremiyor.
Bir zamanların ünlü kedisi Şero’nun CHP Genel Merkezi’ndeki özgürlüğünün kısıtlandığı konuşuluyor. Kendisine en büyük desteği veren Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanlığı’ndan istifasıyla bunalıma giren Şero’nun yeni yönetimden de yasak yediği belirtiliyor.
Baykal zamanında haberlere konu olan Şero’nun Genel Merkez’deki bazı bölümler dışında yapayalnız da olsa gezinmesine izin verilmiyor.
Yazının Devamını Oku