Sanat siyasetten üstündür

İNSANLIK tarihi boyunca sanatçılarla siyasetçiler arasında bir uyuşmazlık vardır. Ne yazık ki eşyanın tabiatı bunu gerektirir. Oysa sanatçıların eleştirileri yarına dönük düşüncelerin tohumunu taşırlar.

Haberin Devamı

Bir ülkenin tarihinde öne çıkan adlar daima sanatçılar olmuşlardır.

Kimileri onların siyasetten uzak durmalarını isterler, oysa vatandaş olarak siyasi eleştiriler yapabilirler. Dahası onların görüşleri daima ‘dünya ölçeğinde’ olduğu için önemlidir.

Fransa’nın efsane adlarından De Gaulle, Jean-Paul Sartre’ın eleştirilerinden rahatsızlıklarını bildirenlere bakın nasıl bir uyarıda bulunuyordu: “Sartre Fransa’dır”.

Dünkü Hürriyet gazetesinin Sanat sayfasındaki haberi mutlaka okumuşsunuzdur: “ABD turnesi iptal edildi”.

Venezuela’nın ünlü müzik adamı Gustavo Dudamel’in, ABD’ye düzenleyeceği turne devlet başkanı Nicolas Maduro engeline takıldı. Dudamel’in son çıkan hadiseler dolayısıyla Maduro aleyhine yaptığı açıklamalar bunun sebebi olarak gösteriliyormuş...

Haberin Devamı

Ben ülkeleri, devlet başkanlarının adıyla değil, o ülkenin ünlü sanatçılarıyla tanırım, çünkü tarihe onlar kalacak, ülkeleri onlarla ebedileşecektir.

Gustavo Dudamel’i İstanbul’da dinledim, tanıştım, konuştum.

Hayatı birçok açıdan örnek alınması gereken özellikler taşır.

36 yaşındaki şef, 9 Ağustos 2011’de Galata Kulesi’nin altındaki alanda orkestra idare etmişti.

El Sistema adlı müzik projesinin içinde yetişmişti. Bugün o orkestranın da şefliğini üstleniyor...

Bu projede birçok yoksul çocuk müzik dünyasına kazandırıldı.

O proje örnek alınarak Türkiye’de de müzik öğrenimi yapamayacak, ekonomik yetersizlikler içinde olan çocuklardan ‘Barış İçin Müzik Orkestrası’ kuruldu. Şimdi sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da konserler veriyorlar.

Edirnekapı’da bir mekânda başladı onların çalışmaları. Dünyaya açıldı. Dolaylı yoldan da olsa Dudamel’in etkisi Türkiye’ye kadar uzanabilmişken, Maduro’nun bu topraklarda bir etkisi yok!

Müzikçilerin siyasal rolleri de olabilir, bunu uygulamaya da koyabilirler.

İki Almanya’nın birleşmesinde o dönemin Leipzig Gewandhaus’un şefi Kurt Masur büyük rol oynamıştı.

*

SİYASETÇİLER uluslararası ihtilafların hallini müzisyenlere bıraksalar, bence top üfek sesleri, bağırış çağırışlar, ültimatomlar yerini senfonilere notalara bırakırdı.

Haberin Devamı

Richard Wagner’in eserleriyle Hitler yönetimi arasında bağlantı kurdukları için(!) İsrail bir türlü onun bestelerinin icra edilmesini istemiyordu.

Büyük piyanist ve orkestra şefi, kendisi de Musevi olan Daniel Barenboim, İsrail’de Wagner’i çaldırdı ve böylece sanatın siyasete üstün gelmesini sağladı.

Gene Daniel Barenboim, İsralli ve Filistinli gençlerden oluşan Doğu-Batı Orkestrası’nı kurdu ve zıt düşüncelerle yönetilen ülkelerin gençlerinin müzikte nasıl dost oldukları ispatlanmış oldu.

Diğer taraftan, müzisyenlerin siyasetle mutlaka ilgilenmelerini düşünen kişiler de var. Vaktiyle Mozart için bir eleştiri okumuştum. Eleştirmen diyordu ki, 1789’da Fransız Devrimi oldu, 1791’de ölen Mozart ondan hiç söz etmedi.

Haberin Devamı

Ne yapacaktı, marş mı yazacaktı!

*

GUSTAVO DUDAMEL, ABD’ye gitseydi, belki de Trump, Maduro’ya başka gözle bakabilirdi. Yıllar sonra Venezuela’dan söz edilirken bana Maduro adını sorduklarında, anımsayacağımı sanmıyorum.

Biraz hafızamı zorladığımda şunu diyeceğimden eminim: “Gustavo Dudamel’in memleketinde mi yaşıyordu?”

Yazarın Tüm Yazıları