Kendi hayatımızı konuşuyor muyuz?

‘Gel Hayattan Konuşalım’da gazeteci Filiz Aygündüz sormuş, Dr. Alper Hasanoğlu yanıtlamış. Hepimizin aklına gelen ama genelde unuttuğumuz hayata dair bazı konular insanı düşündürüyor...

Haberin Devamı

Kendi hayatımız üzerine ne kadar düşünüyoruz? Başkalarının, özellikle de yakınlarımızın hayatıyla daha çok mu ilgiliyiz yoksa?

Filiz Aygündüz - Dr. Alper Hasanoğlu’nun ‘Gel Hayattan Konuşalım’ kitabında bu sorunun cevabını bulacaksınız. Aygündüz sormuş, Hasanoğlu yanıtlamış.

Sanırım hepimizin aklına gelen ama sormayı unuttuğumuz, ertelediğimiz ya da sormaktan çekindiğimiz birçok sorunun yanıtını okurken, kendinizle psikolojik bir yüzleşmeye girişeceksiniz.

Aygündüz Önsöz’de şöyle diyor:

“En büyük hayallerimden biriydi. Gel Hayattan Konuşalım isimli bir nehir söyleşi kitabı hazırlamak.”

Önce Engin Geçtan’la böyle bir kitap yapmak istemiş, o sıra hoca çok yaşlanmış, söyleşilerden uzak durmuş, 2018’de de aramızdan ayrılmış.

“Sorulara da, cevaplara da edebiyat eşlik etti, felsefe, psikoloji, anılar, hüzün sonra da neşe tabii” diyor Filiz Aygündüz.

Haberin Devamı

Hasanoğlu’nun da bir Önsöz’ü var. Ve kitap Engin Geçtan’a adanmış. İlk sayfada Dostoyevski’den ve Marguerite Duras’dan alıntı var: Mutluluk süreklilik arz etmez.

Guy de Car’ın bir kitabındaki cümleyi anımsadım. Hizmetçisine hayatındaki acıları anlatır, o da ne kadar mutsuz bir hayatınız var, deyince, şöyle der: “Mutlu insanların anlatacak bir şeyi yoktur.”

Sürekli para kazanmak için kurulmuş bir hayat mutluluğu getirmiyor.

Mevlana’dan bir söz: “Benim söylediğim senin anladığın kadar.”

Hasanoğlu soruları yanıtlarken, edebiyat ve bilim dünyasından bizi ikna edecek kanıtlar getiriyor. Kimliğimizi deşerek, gerçeklerin dünyasında nasıl yaşayacağımızın da inandırıcı verilerini sıralıyor.

Aşkın kitabını yazan Hasanoğlu, aşkı nesnel biçimde değerlendiriyor: “Aşkı yaşamaya başladığımız anda aşk geçmeye başlar.” Yazar ayrıca aşkın raf ömrünün nasıl uzayacağına da değiniyor.

Hasanoğlu’nun Aygündüz’ün iyi hazırlanmış sorularına verdiği yanıtları ben düşünmeye ve uygulamaya değer gördüm.

Kendi hayatımızı konuşuyor muyuzGel Hayattan Konuşalım
Filiz Aygündüz
Dr. Alper Hasanoğlu
Doğan Kitap

Çok sahip olduğunda çok kölesin...

Haberin Devamı

Freud’un yargısına da bütün kalbimle katıldım: “İki insan arasındaki ilişkide en az dört kişi vardır. Ben, benim gördüğüm sen, sen ve senin gördüğün ben.”

Özetleniyor: “Aşk, bende olmayanların onda olduğunu varsayma illüzyonu.”

Öfke nedir, öfkeyi nasıl kontrol edeceğiz? Bunun için Epiktetos’u okuyun.

Batılı ile Doğulu arasında ne fark var?

“Batılı bireyin CV’sinde neler yaptığı yazar. Doğulu bireylerin CV’sinde kimleri tanıdığını yazar.”

Birtakım kavramlar var ki onların üstüne adeta abanırız. Kendimizden menkul bir önemsemedir.

Çocuk ve ana-baba ilişkisi için de doğru değerlendirmeler var.

Alkolle insan ilişkisi, edebiyatçıların durumu. Yakından bildiğim konuya başka bir yaklaşım getiriyor doktor.

Haberin Devamı

Düşündüren, şifa veren bir kitap.

Bir öğütle bitirelim yazıyı:

“Az sahip olduğunda az kölesin, çok sahip olduğunda çok kölesin.”

KEDİSEVERLER İÇİN ŞİİRLER

İyi çocuk yazarı Yalvaç Ural ‘Mırnâme-Büyüklere Kedi Şiirleri’ni yazmış, Feridun Oral da desenlerini çizmiş.

Kendi hayatımızı konuşuyor muyuzMırnâme-Büyüklere Kedi Şiirleri
Yalvaç Ural
Feridun Oral
Yapı Kredi Yayınları

Kitap bir cümlede tanıtılıyor: “Varlığını bir yazar ile bir ressamın dostluğuna borçlu.”

Marsık’a dair, kedinin çeşitli halleri şiire getiriliyor:

Kedi ve Korku

Uzaklara bırakılır

Bazen kediler

Bir daha gelmesinler diye,

Sevilmedikleri yerlere.

Ama yıldızlar

Öteden beri

Dostudur kedilerin,

Elleriyle götürürler onları

Kovuldukları evlere.

*

Kedileştiren

Haberin Devamı

Kâğıda bir et resmi çiziyorum

Kedime gösteriyorum

Miyavlıyor…

Demek ki kedim de

Resimden anlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları