Çevirmenleri hatırlamak/hatırlatmak

BAZI tekrarları yapmanın gereğine inanırım. Yinelemeler sayesinde bazı meslek sahipleri unutulmaz, bilmeyenler de bilir, bilinir hale getirilir.

Haberin Devamı

Çevirmenler için Çevirmenler Meslek Birliği’nden gelen e-postayı okuyalım.

“Merhaba.

Çevirmenler Meslek Birliği olarak 30 Eylül Dünya Çeviri Günü’nü kutluyor, bu özel günde çevirinin ve çevirmenin önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.

Kültürel miras anıtlarla veya nesnelerle sınırlı değildir; insanlara, doğaya ve evrenle ilişkimize dair bilgi ve uygulamalar da kültürel mirasımızın bir parçasıdır. Bu kültürel mirasın, bir dilde üretilen bilim ve sanat eserlerinin, farklı dillere aktarılabilmesinin tek yolu çeviridir. Çevirmen, sahip olduğu donanımla, tarihin herhangi bir döneminde üretilmiş eserleri günümüze, farklı coğrafyalara taşır.

İletişimin sınırsızlaştığı, sınırların silikleştiği bir dünyada diyaloğu mümkün kılar, farklı kültürlerin birbirini tanımasına aracılık eder.

Haberin Devamı

Ne var ki, böylesi saygın ve zor bir meslek icra eden çevirmenlerin hâlâ olumsuz koşullarda çalışmaya zorlandığını üzülerek belirtmek zorundayız. Yayıncılığın karşı karşıya olduğu ekonomik darboğazın çevirmene fatura edilmeye çalışıldığını görüyor, çevirmenin emeğinin değersizleştirilmesinin çare olmadığını vurgulamak istiyoruz.

Çevirmenlerin uzun yıllar mücadele ederek kazandıkları haklardan geri adım atmaları söz konusu değildir. Çevirmenler Meslek Birliği olarak bu alandaki haklı mücadelemizi ilk günkü gibi sürdürmeye devam edeceğiz.

30 Eylül Dünya Çeviri Günü’nün bu yıl da mesleki dayanışmamızı pekiştirmesi ve daha mutlu 30 Eylüllere vesile olması dileğiyle,

Çevirmenler Meslek Birliği (ÇEVBİR).”

Ben de çevirmen arkadaşlarımı kutluyorum, bize dünyanın en güzel, en önemli yapıtlarını tanıttılar. Ufkumuzu, bilgimizi, Türkçemizi geliştirdiler.

Çeviri yapanlar karşılık bulma çabalarıyla sözlük hazinemizi zenginleştirdiler.

Çeviri olmasaydı Rönesans olur muydu?

Çeviri olmasaydı dünya edebiyatını, felsefesini, sanatını nasıl tanıyacaktık?

Çevirmenlere ilgi yeni yeni başlıyor. Daha yakın zamana kadar çevirmenin adı kitabın kapağına yazılmazdı, içeride biyografisinden tek kelime ile söz edilmezdi.

Çevirmelerin önemi üzerine pek çok yazı yazıldı.

Haberin Devamı

Şimdi birçok çeviri ödülü var. Böylece emekleri de gün ışığına çıkıyor.

Ne yazık ki çeviri ödülleri telif ödülleri kadar medyada yer almıyor.

Oysa öyle eserlerin çevirisi vardır ki, pek çok yazarı etkilemiş, belki de o eserden sonra yazı yönünü, içeriğini, biçimini değiştirmiştir.

Hâlâ geçmişte birçok önemli kitap çevirenlerin adı ile anılmıyor. Yazarların ansiklopedisi yapılıyor ama çevirmenlerin sözlüğü henüz yapılmadı, oysa bu da çok gerekli bir sözlük.

*

ÇEVİRİ denince mutlaka Tercüme Dergisi’ni Tercüme Bürosu’nu anımsamalıdır.

Hasan Âli Yücel’in kurduğu tercümeler dizisini şimdi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları sürdürüyor.

İki çeviri ödülünün seçiciler kurulunda yer alıyorum.

Haberin Devamı

Biri Dünya Kitap’ın diğeri de İKSV’nin düzenlediği Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nün.

Bu yıla özgü olarak da Almanca kitaplarda söz sahibi sevgili arkadaşımız Ahmet Cemal adına da bir ödül vereceğiz.

İki seçiciler kurulunda bulunduğum için dünya edebiyatının en önemli eserlerinin usta çevirmenlerce nasıl ustalıkla dilimize aktarıldığını görüyorum.

Sadece bilinen diller değil, Japonca, Çince çeviriler bile okurun ilgisini çekiyor, okunuyor.

Çevirmenler iki sınıfa ayrılıyor.

Sadece çeviri yapanların çalışmaları, diğerleri de iyi edebiyatçıların yaptığı çeviriler.

Türk edebiyatına bakarsanız Nurullah Ataç’tan Memet Fuat’a, Vedat Günyol’dan Cemal Süreya’ya kadar uzun bir liste çıkarabiliriz.

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanlığı Klasikleri’nin bir özelliği, dünya edebiyatını ve düşüncesini sadece Batı bazında değerlendirmemesidir. Kültürü bir bütün olarak algılamamızı sağlamıştır.

Doğu’yu da tanıdık Batı’yı da, edebiyatını da felsefesini de.

Devletin çevirilerinin yanı sıra birçok yayınevi de çeviri yayınlamıştır.

Hiç kuşkusuz bu çevirilerin içinde zamanın popüler yazarları olduğu kadar, dünya edebiyatının klasikleri de vardır.

Bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı klasikleri yeniden yayımlamadığı için özel yayınevleri buna talip olmuştur.

Basan yayınevleri arasında öncülüğü Hürriyet Yayınları üstlenmiştir.

Tomris Uyar-Turgut Uyar’ın Lucretius’tan çevirdiği ‘Evrenin Yapısı’, Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü kazanmıştır.

Haberin Devamı

Çevirmenlerin danışmanlığında çeviri dizileri de yapılmıştır.

Ödülün verilme tarihinin 1975 olduğunu anımsatırsak, yıllar öncesinden bu tür disiplinli bir çalışmanın başladığını görebiliriz.

Çevirmenlerin yoğun çalıştığı dönemler, Nobel Edebiyat Ödülü’nün verildiği günlerdir.

O konuda anılar yumağında bazı notları sizlerle paylaşacağım.

*

ÇEVİRMENLERİN sanat, edebiyat, felsefe alanlardaki önemini unutmayalım. Kültürümüzü oluşturan adlardır onlar.

 

Yazarın Tüm Yazıları