Yeni bir anayasayı herkes istiyor

SİYASETİN tansiyonu bugünlerde yine yüksek... Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir anayasa tartışmasını başlattı. MHP lideri Bahçeli de bu görüşe destek verdi. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin de bir anayasa metni üzerinde çalıştıklarını biliyoruz.

Haberin Devamı

 


Bu Meclis’ten yeni bir anayasa çıkar mı, bilemiyorum.
Geçmişte de metinler üzerinde çalışıldı ama her seferinde dosyalar rafa kaldırıldı.
O yüzden ihtiyatlı iyimserliğimi korumak istiyorum.
Ama gazeteci olarak şunu görüyorum.
Toplum ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılamayan, gelecek hayali de kurdurmayan bir anayasaya sahibiz.
Yıllar içinde çok sayıda yasa değişti, rötuşlar yapıldı ancak içimize sinen bir metnin olduğunu zannetmiyorum.
Üstelik bir darbe anayasası...
Ben Türkiye’nin geleceği konusunda hep iyimser oldum.
Bu ülkenin insanının sağduyusuna hep inandım.
Biliyorum çok eksiğimiz var, canımızı sıkan çok olay da yaşıyoruz.
Ama bunu tersine döndürecek, sorunlarımıza çözüm bulacak da yine bizleriz.
O yüzden keşke bu anayasa konusunda partiler uzlaşabilse ve Türkiye darbeler olmadan, sivil bir anayasa yapabilse...
Şunu da görüyorum;
Aslında toplum siyasetin önünden koşuyor. Bu bize özgü de değil.
Bütün dünyada sivil inisiyatifler demokrasileri taçlandıracak çok önemli adımlar atıyor.
Bazen siyaset bunun gerisinde kalıyor.
Çünkü siyasetçinin gündemiyle sivil toplumun gündemi bazen uyuşmuyor.
Toplumun gösterdiği bu sağduyuyu bu sefer siyasetçilerden görmek istiyoruz.
Evet, sivil bir anayasa istiyoruz.
Özgürlüklerin, adaletin, vicdanın yeniden tanımlandığı, demokrasinin her açıdan güçlendirildiği yeni bir anayasa istiyoruz.
Dilerim bu sefer olur.

Haberin Devamı

 
Farklı açılardan da bakabilmeliyiz

“1 Mart yeni başlangıç olsun” diye yazdım.
Kimler için; hizmet sektörü için, lokantalar, restoranlar, kafeler için...
Biliyorum, biraz daha dayanabilseler, durum daha iyi olacak.
Hele hazirana kadar bu süreci yönetebilsek belki de çok daha farklı şeyler konuşacağız.
Hepsinin farkındayım.
Beklenen bir üçüncü dalga olduğunun da farkındayım.
Hiçbir ülke aşılama konusunda istediği oranlara, rakamlara ulaşamadı. Sadece Türkiye’yi değil, bütün dünyadaki vaka saylarını izliyorum.
Ama şunu da görüyorum;
Bu sektörler için yeni bir destek paketine ihtiyaç var.
Paket servislerle bu sektörü ayakta tutmak mümkün değil.
Devletin bütçesini zorlayarak sunduğu destek paketleri de tam çözüm değil.
O zaman bir orta yol bulacağız.
İspanya, İtalya’nın yaptığı gibi belki de yüzde 25-30 kapasiteyle ve dış mekanlarda önce bu işletmeleri açacağız.
Kriterler belirleyeceğiz, bunlara uyanları belki açacağız.
Kent bazında, bölge bazında tercihler yapacağız.
Bunları Avrupa yapıyor çünkü...
Ve üstelik yüzde 75’e kadar ciro desteği yapmalarına rağmen...
Elbette ben gazeteci olarak bana gelen mesajlardan, telefonlardan endişeleri de, yardım taleplerini de tek tek okuyorum.
Ama inanın sektörde çalışan 2.5 milyon insan ve aileleriyle birlikte 10 milyon insan da bir gelecek planı yapmak istiyor.
Herkes gibi...
Olaylara çok farklı açılardan bakmak gerekebilir.
Bu da öyle bir konu...

Haberin Devamı

 
Kentsel dönüşümde
hızlı olalım

ÇOCUKLUĞUMDAN beri İzmir’de depremlere alışığız.
4’ler, bazen 5’leri biraz geçen depremler biz İzmirlileri ürkütmez.
Daha doğrusu beni ürkütmez.
Hatta “Enerji boşaldı” der, günlük hayatımıza devam ederiz.
Birkaç aydır, sık aralıklarla olunca bu endişeler artmaya başladı.
Depremi önceden bilmek mümkün değil.
Ama depremin yıkıcı etkisini azaltmanın yollarını biliyoruz.
O da sağlıklı binalar ve kentlerden geçiyor.
İşte bu konuda endişelerim var.
Kentsel dönüşüm istediğimiz hızda ilerlemiyor.
Ve biz her depremden sonra yeniden hatırlıyoruz.
Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri kentleşmedir.
Bunu yapabiliriz, bu dönüşümü sağlayabiliriz.

Haberin Devamı

 
Bağışıklığını koru
hayata devam et

ÖYLE anlaşılıyor ki; bu virüsler hep hayatımızda olacak.
Dünya henüz koronavirüs salgınını yenememişken bilim insanlarından korkutan bir haber daha geldi. Dünya Sağlık Örgütü Vuhan’da Kovid-19’un kökenini incelerken; Tayland’da koronavirüse çok benzeyen hatta Kovid-19’un akrabası olarak tanımlanan yeni bir virüs keşfedildi. Virüsün isminin ise “RacCS203” olduğu açıklandı.
Yani bu bitmeyecek.
Peki hayatımızı askıya mı alacağız, hep böyle mi yaşayacağız.
Kesinlikle hayır, olamaz da...
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak, bazı tedbirleri de hayat boyu yapmak zorundayız.
Tabii bu endişeler toplumda yeni bir travma da yaratıyor.
Elbette “Önce sağlık” ama hayatımızı devam ettirebilmemiz için yapmamız gerekenler de var.
Yani bir büyük fotoğraf var, bir de küçüğü...
Yani “önce sağlık”, “hep sağlık” diyerek de hayat olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları