Meydanlar önemli ama sokağı da unutmamalı

3 Kasım 2002 Türk siyasi hayatında önemli bir tarihti. Yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi kısa bir süre sonra tek başına iktidara geldi.

Haberin Devamı


O günden bugüne tam 16 yıl geçti.
Tayyip Erdoğan önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olarak sayısız seçime girdi ve hepsinden de birinci çıktı.
Kolay değildir.
Hem iktidarda olacaksınız, hem de girdiğiniz her seçimi kazanacaksınız.
Bu şunu gösteriyor.
Erdoğan meydanların dilini iyi okuyor, Türkiye’yi iyi tanıyor, kendi üslubuyla seçmeni ikna etmeyi başarıyor.
Tekrarlayayım.
İktidarda olmak elbette avantajlıdır ancak yıllar içinde yıpratıcı yönleri de bulunuyor.
Bu süreci yönetmek gerçekten zor...
Teşkilatlar zaman içinde bir rehavete kapılabiliyor, iktidarda olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını aynı anda yaşayabiliyor.
O yüzden 24 Haziran’da ilk turda seçimi kazanıp Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın hakkını teslim etmek gerekir.
Erdoğan’ın teşkilatları diri tutması ve sürekli motive etmesi parti içi disiplini gösteriyor.
Demek ki neymiş?
Seçim sadece meydanlarda değil, aynı zamanda teşkilatların sokak sokak çalışmasından da geçiyormuş.
Yeniden hatırlatmak istedim.

 
Gelenekleri önemsiyorum ama

PARTİ teşkilatlarının kendi gelenekleri oluşuyor.
Örneğin CHP; Türkiye’nin en eski partisi olarak bazı alışkanlıkları var.
Yıllar içinde bunları eleştirmek, değiştirmek bile zor oluyor.
Ben CHP’deki bu sıkıntıyı hep görüyor, söylüyor ve yazıyorum.
Elbette gelenekleri önemsiyorum.
Ve çok değerli buluyorum.
Ama bunlar değişimin önünü tıkamamalı...
Muharrem İnce’nin CHP’de bir heyecan yarattığı kesindir.
Önemli olan bu heyecanı sürekli hale getirmek ve teşkilatları motive edecek projeleri hayata geçirmektir.
İYİ Parti’nin böyle bir şansı vardı.
Aslında hala var.
Yeni kurulmuş bir parti, gelenekler şekillenmeden parti teşkilatlarını sürekli dinamik tutacak unsurları şimdiden planlamak için zamanları var.
AK Parti kurulduktan sonra iktidara gelerek büyük bir avantaj kazanmıştı.
Ve bunu hala kullanıyor.
Dolayısıyla her parti kendi dinamiklerine göre bu yöntemleri bulup yönetmek zorundadır.

 
Gözler İzmir’de olacak

SEÇİM sonuçları gösteriyor ki...
Önümüzdeki yerel seçimler bir hayli zorlu geçecek.
Büyükşehirlerde rekabetçi bir yarış olacak.
Ve hatta bu sefer hazırlıkların çok önceden yapılacağı kesin...
Büyükşehirler artık daha önem kazanmış durumda...
İstanbul Türkiye’deki seçimi belirleyen önemli bir şehir...
Ankara da öyle...
AK Parti referandumda istediği oyu alamadığı İstanbul ve Ankara’da bu sefer netice aldı, İzmir’de ise CHP’nin yine gerisine düştü.
O yüzden İzmir yine seçim sürecinde çok konuşulacaktır.

 
Ankara’da olsalardı
iyi olurdu dediklerim

MECLİS’te görmek istediğim bazı isimler vardı.
Örneğin siyasette yıllarını geçirmiş AK partili Bilal Doğan...
Doğan seçilseydi, İzmir adına Meclis’te iyi bir performans göstereceğini düşünüyordum.
Yine Gözde Keskin, Koray Battal AK Parti’nin genç adaylarındandı.
İYİ Parti’den Yıldırım Ulupınar, Mehmet Tezkan, Mustafa Kerpişçi’nin de Meclis’te olmalarını isterdim.
CHP’de yıllardır mücadele veren Nilay Kökkılınç, Ali Engin gibi isimlerin de Meclis’e katkı sağlayacaklarını düşünüyordum.
Artık bir sonraki sefere...


Yaz sonu seçim havası başlar

BİRAZ daha geçsin; bir 15 gün kadar...
Şöyle bir seçim sonuçları sindirilsin, tahliller, özeleştiriler yapılsın.
Sonra...
Belediye seçimleriyle ilgili kulisler başlar.
Bu seçimler de renkli geçecek, göreceksiniz.
24 Haziran kampanyası bana göre gayet seviyeli geçti.
Kullanılan üslup ve ton hiçbir parti açısından rahatsız edici değildi.
Partiler seçmene saygılı, çevreye duyarlıydı.
Artık bazı şeyler Türkiye’de oturuyor.
Her şey eleştirilebilir ama Türkiye’nin sandığa gitme iradesi eleştirilemez.
Yüzde 87’lik katılım önemlidir ve bu her seçimde biraz daha yükselmektedir.
Yaz sonu yine seçim havasına gireceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları