Gözyaşlarımızı tutamadık

Oturduk ailecek ağladık.

Haberin Devamı


Hem de hüngür hüngür; ben Berna’ya, Berna bana bakarak...
Karşımızda Atlas...
“Baba ne oldu” dedi; bizi hiç öyle görmemişti çünkü...
Atlas, dört buçuk yaşında...
İki yaşına daha basmamıştı, anaokuluna gitmeye başladı.
Okul öncesi eğitimin ne kadar önemli ve değerli olduğunu biliyoruz.
O yüzden en az bizim kadar Atlas’a iyi bakabilecek bir anaokulu aradık, bulur bulmaz da yolladık.
Her sabah ya ben onu bindirdim ya da Berna; bazen ikimiz...
Onun bize bakarak el sallamasını, öpücükler yollamasını unutmamız mümkün değil.
Günler, aylar içinde Atlas’ın kocaman bir dünyası, yeni arkadaşları oldu.
Sabahları koşarak, neşe içinde anaokuluna gitti.
Çünkü eğlendiğini, yeni şeyler öğrendiğini biliyorduk.
Onun okuldaki fotoğraflarını, videolarını görünce hem keyif alıyorduk, hem de gelişimini izliyorduk.
Biliyorum; her anne, baba için bu durum öyle...
Çocuklar en kıymetli varlıklarımız...
Zaten kurduğumuz hayallerin çoğunda onlar yok mu?
Yani çocuklarımız...
Gözyaşlarımız minik Alperen içindi.
Alperen’in babası Serkan Sakin, bazen soğukkanlı davranmaya, bazen de boğazı düğümlenerek, ağlayarak konuşmaya çalışıyordu.
Nasıl sakin kalabilirdi ki...
Atlas’a durumu anlatmaya çalıştık.
O minik yürekler anlıyor da; biz büyükler anlamıyoruz, anlatamıyoruz.
Bu kaçıncı olay, bu kaçıncı ihmal...

 
Bu kaçıncı ihmal

Minibüs şoförü kreşin sahibinin eşi...
Eş içeride...
Baksanız, birkaç akraba daha bulursunuz.
Anlamakta zorlanıyorum; uzmanlık isteyen bir yerde, bu kadar aymazlık nasıl yapılıyor.
Minibüs korsan, baksanız kreşte birçok eksik vardır.
Nasıl bir ülke olduk.
Yetkililere bakıyorum.
“İhmaller zinciri var” ya da “İnceleme başlattık, müfettiş görevlendirdik” gibi komik açıklamalar yapıyorlar.
Ya arkadaş...
Sen şu müfettişi daha önce yollasana, şu incelemeleri doğru düzgün yaptırsana...
Minik Alperen ilk değildi, maalesef bu kafayla gidersek son olmayacak.
Hepimizi, çocuklarımızı Allah korusun...

 
O La Rambla sokaklarında

Haberin Devamı

Barselona’ya en son Pınar Karşıyaka’nın maçı için gitmiştim. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ve takımın yöneticileriyle birlikte terör saldırısının olduğu Barselona’nın o meşhur caddesi La Rambla’da Karşıyaka bayraklarının altında marşlar söylemiştik.
Dün sabah Karşıyaka Başkanı Akpınar aradı.
“Saldırı görüntülerini izleyince o Karşıyaka taraftarı aklıma geldi” dedi.
Barselona son yıllarda Avrupa’nın yükselen turizm merkezi...
Hatta yakın bir geçmişte Barselona’nın sivil toplum örgütleri ve belediye başkanı “Artık turist istemiyoruz” bile demişlerdi.
Terör Avrupa’nın tam kalbini, turizmin en önemli adresini hedef aldı.
Barselona’da yaşayan arkadaşlarım, İspanyolların tıpkı Madrid metrosundaki terör saldırısı sonrasındaki gibi büyük bir protestoya hazırlandıklarını söylüyorlar.
Benim de söylediğim hep bu...
Teröre toplu ve güçlü bir mesajla karşı çıkmak lazım...
O yüzden Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ile konuştuk.
Pınar Karşıyaka yine Barselona’yla eşleşirse mutlaka o maçta olacağız.
Belki Pınar Karşıyakalı yöneticiler de Barselona’yı kardeş kulüp yapmak için bir temas kurabilirler.

Yazarın Tüm Yazıları