Bünyamin Gezer

3'ü de penaltıydı

16 Eylül 2014
Önemli eksikleriyle 3 puan mücadelesi veren siyah beyazlıların 3 net penaltısı verilmedi. Evet, Slaven Bilic’in öğrencileri günlerinde değildi ama hakkaniyetli kararlar galibiyeti getirebilirdi.

Beşiktaş Demba Ba ve Oğuzhan’ın yokluğunda pozisyon üretmekte zorlandı. Dolayısıyla Rize karşısında kötü bir oyun sergiledi. Ama maçta Beşiktaş’tan daha da kötü bir yönetim gösteren hakem vardı. Maçın başında topla oynama gayreti içresindeyken ceza sahasında Gökhan Töre’nin ayağına istemeden de olsa vuran Ali Adnan’ın pozisyonu penaltıydı. Belki, 0-0’iken bu penaltı gol olsa Beşiktaş öne geçmenin avantajıyla maç sonunda skoru lehine çevirebilirdi.
Sadece bu mu? Maçın ikinci yarısında Gökhan Töre’nin attığı şutu Giray ceza sahası içinde vücudunu büyüterek elle kesti. Bu çarpma değil, net bir elle oynamaydı. Penaltının yanında Giray’a sarı kart da gerekirdi.

MUSTAFA’YI ÇEKMEYE NASIL KART ÇIKMAZ?

Ceza sahası içerisinde bir de Motta’nın tam topa vuracakken Eren tarafından itilmesi vardı. Bu da açık bir penaltıydı.
Hakem olarak Hüseyin çok kötü bir günündeydi. Ama öyle bir pozisyon var ki, penaltıları atlayabilir, göremeyebilir, yakalamayabilirsiniz, ama bunu atlayamazsınız. Mustafa Pektemek’in hücuma çıkarken formasından çekilerek durdurulmasına sarı kart çıkartmamanın izahı yoktur. Bu pozisyona kart çıkartmıyorsan 94. dakikada Murat Duruer’e verdiğin sarı kart neyin nesi?


Yazının Devamını Oku

Fırat ve ekibi iyi iş çıkardı

15 Eylül 2014
STRESİ yüksek bir müsabaka... Ama bunlara alışkın, tecrübeli bir hakem vardı sahada; Fırat Aydınus...

Özellikle oyunun 14. dakikasında Trabzonspor’un hocası Vahid Halilhodzic’in şiddetli itirazına karşılık, “İkinci sefer yaparsan, sahanın dışına çıkarsın” hareketi ile ciddi bir uyarıda bulunması doğruydu. Oyunu hep kontrol altında tuttu. Maçın gerginleştiği anlarda ise ikazları yerindeydi. Ekibi ile uyum içerisinde çok başarılı bir maç yönetti. Tek hatası, atağa kalkan Trabzonspor’un hücumunu elle kesen Bekir’e sarı kartını göstermemesiydi.

HAZIR OLMASALAR DA...

TRABZONSPOR için şu söylenebilir; Zamana ihtiyaçları var. Ancak takımın başında hem camiasını, hem ligimizi iyi bilen çok tecrübeli bir teknik adam bulunuyor. Şampiyonluğa aday Üç Büyüklerden sonra elindeki kadronun değerini bilen bir teknik adam... Takımının tam anlamıyla hazır olmadığı dönemde şampiyonluğa oynayan rakibi karşısında aldığı bu 1 puan, ligin sonunda çok işine yarayabilir.

KARTAL CESARETSİZDİ

FENERBAHÇE içinse şu söylenebilir; Teknik adam mantalitesi takıma olumsuz yönde yansımaya başlamış... Geçen sezon Ersun Yanal, takımın kazanması adına 4. santraforu bile oyuna sokarken, İsmail Kartal’da bu cesareti göremedim. Oyuncu değişikliklerinde önceliği topa hakim olmasına rağmen santraforlarından yana oldu.
Son olarak şunu söyleyebiliriz... Belki bu maç, futboluyla değil ama en azından olayları ile hatırlanmayacak bir maç oldu... Bu da umuyorum ki, Trabzonspor ile Fenerbahçe maçlarında yaşanan gerginliğin son bulmasına neden olur.

Yazının Devamını Oku

Her çilek sisteme uymaz

14 Eylül 2014
GALATASARAY Başkanı Ünal Aysal, Sneijder için “Inter Başkanı Moratti bana ‘Çok iyi transfer yaptın.

Sneijder büyük futbolcu ama bizim takımın sistemine uymuyor’ demişti. İşte Galatasaray’ın çileği Wesley Sneijder, takımın işleyen dişlisini, sistemini, sağlam defans, sağlam orta saha ve önde basan çift forvet hattını bozdu. Bunu, Eskişehirspor maçında kötü oynadığı için değil, geldiği günden beri takımın sistemini bozmasından dolayı yazıyorum. Hatta bu durumu Sneijder’le çalıştığı dönemde ne Fatih Terim, ne Mancini çözemedi. Bu maça bakınca Prandelli’nin de sorunu çözmesi zor gözüküyor. Wesley Sneijder için yazdıklarım yanlış anlaşılmasın, onun futbolculuğuna, kalitesine söylenecek söz yok. Juventus maçı başta olmak üzere önemli takımlara, önemli maçlarda attığı golleri unutmuş değilim. Ama Galatasaray’da oynadığı futbol takımına bence faydadan çok zarar veriyor.

KANATLARI KULLANAMADILAR

Gelelim maça, sarı kırmızılılar dün kanatları kullanamadı. Tarık ve Veysel gibi iki defans oyuncusuyla ne kadar atak yapabilirse o kadar atak yaptı. Bu arada da defansında büyük açıklar verdi. Eskişehirsporlu oyuncular biraz dikkatli olsa, Chedjou ve Muslera gününde olmasa Es Es 1 değil 3 puanı rahatlıkla alırdı.
Şu var, Cimbom’un çok ciddi pozisyonları da yok değil. İki pozisyonda Dzemali ve Bruma pozisyonlarını kendileri bitirse topu arkadaşlarına ikram etmeseler, Umut oyuna girdikten sonra Sneijder’in ortasına vurduğu kafa vuruşnda meşin yuvarlak direkten dönmese Aslan da galip gelebilirdi. Ama şu bir gerçek... Galatasaray oynadığı oyunla ne tat veriyor ne de Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi için umut vaadetmiyor.
Barış Şimşek iyi maç yönetti. Kendisini fazla zorlayacak pozisyon olmadı. Ancak Eskişehirspor’un 43. dakikadaki çok ciddi atağında kalkan bayrakla yardımcı hakeminin kurbanı oldu.
Bir sözüm de yayıncı kuruluşa 32. dakikada Eskişehirspor gol atıyor, ofsayt diye iptal edilen gol sadece 2 kez tekrar ediliyor. 2 kez izledikten sonra pozisyona ancak hissiyatla ofsayt diyebiliyorum. Son dakikada yardımcı hakemin ofsayt gerekçesiyle iptal ettiği Galatasaray’ın golünde karar doğruydu.

Yazının Devamını Oku

Bu sahada asla maç oynanmaz

31 Ağustos 2014
STATTA olmadığım için kesin yargıya varmak istemem, ancak televizyondan gördüğüm durum şu; çimler kalkıyor ve bu da futbolcu sağlığını tehdit ediyor.

Stat güvenliği ne kadar önemliyse futbolcu sağlığı da o kadar önemlidir. Bu zeminde maç oynatılmaması daha doğru olurdu. En azından federasyon bu maçı, Mersin’e en yakın il olan Adana’da oynatabilirdi.

Yazının Devamını Oku

Karabük’ün işi zor

1 Ağustos 2014
Karabükspor için Rosenborg maçı zor değil çok zordu.

Eksileri o kadar fazlaydı ki, kamp ortamından yeni çıkmasına mı, yeni tranfserleri ile ilk resmi maçını oynaması mı, tarihinde ilk kez katıldığı bir Avrupa maçında yönetiminin bilet fiyatlarını yüksek tutması ile tribünlerin boş kalması mı, yoksa liginde 15 haftayı oynamış, hazır bir takım karşısında oynamasını mı?

Hangisini yazayım?

Allah’tan karşısında çok kaliteli bir takım yoktu. Defansı ön planda tutan, ‘beraberlik bana yeter’ diyen bir takım var.

Karabükspor mu?..

O da rakibini açacak pozisyonları bulmakta zorlandı. Gerçi ilk yarı biterken Erdem’in güzel şutu direkten dönmese belki avantajlı bir skorla Norveç’e gidebilirdi...

Karabükspor için bir şey söylemek için henüz erken ama defansta hem Erdem hem Erkan Kaş hem de kaleci Watermann mükemmele yakın futbol oynadılar.

Bu skor Karabük‘e yeter mi biraz zor görünüyor. Çek hakeme fazla iş düşmedi. 84. dakikada Erdem’in kornerden kestiği topta Onur’un vuruşu gol oldu ama hakemler geçersiz saydı. Görüntülerden pozisyon net olarak anlaşılamadı.

Yazının Devamını Oku

Geç olmadan

19 Temmuz 2014
SONUNDA bir Dünya Kupası’na hem de 40 yıl sonra bir hakemimizi yardımcıları ile birlikte göndermeyi başardık.

Bayağı da iyi oldu. Neden mi? Hem dünyanın en iyi hakemlerinin nasıl maç yönettiklerine, pardon nasıl maç katlettiklerine şahit olduk; hem de yıllardır yorumcuların genelinin zaten bizim hakemlerimiz iyi olsalar büyük turnuvalarda görev alırlar eleştirisinden kurtulduk. Kurtulduk diyorum; benim de hakemlik yaptığım dönemin en kolay söylenilen eleştirisi buydu da ondan. Sağ olsun Cüneyt ve ekibi hem güzel maç yönetip hem de Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettiler de kimsenin artık böyle bir söylemle eleştirecek hali kalmadı.
Asıl sorgulanması gereken, 40 yıldır Türk hakemliği böyle bir organizasyonda neden yok? Gördünüz Dünya hakemliğini, ortada çok büyük kalite farkı mı var? Olmadığını, hatta daha iyi olduğumuzu bile söyleyebiliriz. Şu var UEFA konvansiyonuna girip UEFA Hakem Kurulu üyesi Uilenberg’in ülkemizden sorumlu olması elbette büyük şans ama bir de farklı açıdan bu konuyu ele almak istiyorum.
2 hafta önce bir fıkra yazmıştım. Hani cehennemde her milletin ayrı bir kazanının olduğu fıkra. Diğer milletlerin kazanının başında zebaniler duruyor da Türklerin kazanında bir zebani bile yok. Çünkü ihtiyaç yok. Türkler birbirlerini çektikleri için kazandan kurtulan da yok.

ONLAR DA DESTEKLENMELİ
İŞTE maalesef hakem camiası da böyle. Birbirini yemekten, ben yükselemiyorsam o da yükselmesin demekten, onun hakkı değildi benim hakkımdı düşüncesinden ve de onun adamı FIFA olmasın benim adamım olsun zihniyetinden dolayı tam 40 yıla mal oldu. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde başarıdan söz etmek ise ne mümkün.
Hakem camiasının bütünleşememesi, koltuk kavgalarının ve biraz daha görevde nasıl kalırımın hesabı vardı. Geçmişte kendi kendimizin ipini çektiğimize örnek mi istiyorsunuz? Alın size örnek: Kim söktü Avrupa’da şakır şakır maçlara giden Orhan’ın, Erol’un, Ali’nin, Metin’in kokartlarını? Anladınız değil mi? Elin Avrupalısı veya başkası değil, biz Türkler. Camiamızın büyükleri değil mi? Tam anlattığım fıkradaki gibi.

Yazının Devamını Oku

Can sıkıcı maça kusursuz yönetim

10 Temmuz 2014
DOĞAN Babacan’dan sonra dile kolay tam 40 yıldır hakem gönderemediğimiz bir turnuva...

Turnuvaya hakem gönderip, bir de o hakemlerin yarı final maçı yönetmesi gerçekten gurur verici bir tabloydu. Her ne kadar Arjantin basınında bu atama eleştirilse de, Cüneyt’in bugünlere gelmesinde büyük katkısı olan Uilenberg üzerinden atama ‘sıkıntılı’ olarak nitelendirilse de Cüneyt Çakır ve ekibi karşılaşmayı başarıyla yönetti. Cüneyt, ikazlarını ve sarı kartlarını doğru bir şekilde kullandı. Özellikle yardımcılarının ofsayt tespitleri harikaydı.

YAĞLI GÜREŞ!

Yardımcı demişken, onlara da bir parantez açmak lazım. Cüneyt Çakır’ın bu turnuvaya katılırken, en ciddi rakibi Macar Viktor Kassai ve Sloven Damir Skomina’ydı. İkisinin de bu turnuvaya katılmamasının en büyük nedeni kendileri değil, yardımcılarıydı. Maç mı? Buna ister, “Almanya’nın Brezilya’yı 7-1’lik hezimete uğratmasının etkisi” deyin, ister “İki takımın da finali çok istemesi” deyin ya da “İki takımın da birbirlerinin yıldızlarından korkması” deyin...
Arjantin de, Hollanda da, yağlı güreş yapan bizim Kırkpınar başpehlivanlarına benziyordu. “Bir açık yakalasak da, rakibimize karşı puan alacak hareketi yapsak” diye düşünür gibiydiler. Hatırlarsanız bu sene de Kırkpınar’da Fatih Atlı, İsmail Balaban’ı uzatmada rakibinin verdiği açıktan dolayı yenmişti. Arjantin o açığı uzatmalarda Palacio ile buldu ama değerlendiremedi.
Bir başka büyük organizasyonda dev maçları yönetmeniz dileğiyle...Teşekkürler Cüneyt... Teşekkürler Bahattin... Teşekkürler Tarık... Türkiye’yi ve Türk hakemliğini bu turnuvada en iyi şekilde temsil ettiğiniz için...

Yazının Devamını Oku

Panzer finali kesin görür

7 Temmuz 2014
1990’dan bugüne kadar baktığımızda hakem atamaları hep eşit dengede oldu.

Bu finali ise bir UEFA hakeminin yönetmeyeceğini düşünüyorum. Cüneyt Çakır ya yarı finalde olur ya da 3-4.’lük maçında görev alır.
Finale ise Almanya’nın yüzde 100 çıkacağını düşünüyorum. Rakibi de Hollanda olacaktır. Brezilya ve Arjantin rakiplerine direnecek kapasitede değiller.

Yazının Devamını Oku