Unutsak mı?

“Biraz zaman geçsin her şeyi unutacaksın, biraz zaman geçsin her şey seni unutacak...”(Marcus Aurelius)

Haberin Devamı

‘Unutmak’ kelime anlamıyla naif bir anlam içeriyor aslında. Elinde olmadan, istemeden ve hatta farkında olmadan bir şeylerin akıldan uçup gitmesi halinde kullanılıyor. “Çantamı, kitabımı veya ceketimi unuttum. Ezberlediğim şiiri unuttum” gibi samimi yaklaşımlar naif sayılabilir elbette. Ancak musibet sayılabilecek durumları unutmak, unutabilmek tam bir felaket... Ateşin yaktığını unutup, ateşle oynuyoruz mesela. Kibrit çöpünde olduğu gibi nefesimizle üfürüp söndüreceğimizi sanıyoruz ama olay farklı boyutlara taşınıyor, ormanları yakıyoruz. Eskilerin yüksek tepeler ve ovadaki höyükler üzerine yerleşme fikri, ani bastıran yağmurun kabarttığı dere, çay ve nehirlerden sakınmak olduğu gayet aşikâr... Peki biz neden hâlâ dere ve çayları kurutup o havzalara yüksek yüksek binaları dikiyoruz anlayamıyorum... Siz anladınız mı? ‘Suç ve Ceza’ kitabında Dostoyevski şöyle diyor; “Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!” Yaşadığınız evin giydirilmiş albenisi gözünüzü kamaştırdıysa, kendinizi cennette zannedip yapıdaki çürümüşlüğü ve tabii ki zelzeleyi unutabiliyorsunuz... Dikkat edin. Göçük ya da enkaz altında kalmanın hissettirdiklerini bilmeyebilirsiniz ancak bir dakika nefesinizi tuttuğunuzda havasızlığın öldüreceğini bilirsiniz. Göçük altında kalmadıysanız bile, yaşattıklarını önceki depremlerde enkaz altından çıkanlardan duymuşsunuzdur, unuttunuz mu? Büyük depremden sonra geçen on sekiz günün rakamsal envanterine bakıp ürküyorum. Ne yazık ki, “Ruhlar gökle harmanlandı ve beden hasadı başladı.” Gördüklerim, duyduklarım kâbustan da öte bir bela, adsız ve isimsiz bir trajedi... Ne hafızam alır ne yüreğim kaldırır. Unutsak mı? Unutulur mu?...

Haberin Devamı

Unutsak mı

KADIN HEKİMLERİN ‘AFET FONU’

Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV) yakından takip ettiğim bir sivil toplum kuruluşu. 2018 gibi çok yakın zamanda kurulmalarına rağmen oluşturdukları fonlarla iki bini aşkın bursiyere ulaştılar. Maddi imkânları yetersiz olan ailelerin yanı sıra, KAHEV, öncelikle pandemi boyunca COVID -19’dan yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının evlatlarını emanet kabul edip eğitim hayatlarını garantiye aldı. 2020 yılındaki İzmir ve Elazığ depremleriyle, 2021 yılındaki orman yangınlarında ev ve iş yerleri hasar gören ailelerin çocuklarına verdikleri burslar halen sürüyor. Ülke genelinde yirmi binin üzerinde kadın hekimin desteklediği KAHEV şimdi de ‘Pazarcık depremi’nden etkilenen 11 il ve ilçelerinde yaşayan ailelerin çocuklarına burs olanağı sağlamak için kolları sıvadı. ‘Afet Fonu’ adıyla kurduğu fona ‘Yaralarımızı birlikte saralım’ sloganıyla hepimizin desteğini bekliyor. www.kahev.org.tr web sitesine gittiğinizde hem KAHEV hem de afet fonu ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

ASKIDA FORMA

Haberin Devamı

Deprem bölgesindeki hastanelerde evleri hasar gören sağlık çalışanları hastane servislerinde günlük kıyafetleriyle çalışmak durumunda kalıyor. Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı bu durumu gidermek için de bir çalışma başlatmış. KAHEV’in çevrim içi satış sitesi www.kahevdukkan.com aracılığıyla askıya forma koyup ihtiyaç sahiplerine linki tıklayarak ulaştırabiliyorsunuz. Hekim ve sağlık çalışanlarımız bizim için çok önemli onlara moral aşılayıp destekleyeceğinizi umuyorum.

Unutsak mı
Unutsak mı

ANKARALI SANATÇILARDAN ‘DAYANIŞMA SERGİSİ’

Depremin acısını hafifletmek adına farklı kesim ve meslek gruplarından insanların bir şeyler yapmaya çalışmasını, azalmış olsa da henüz tükenmemiş insani duygularımızın yeniden yeşermesi anlamında umut verici buluyorum. Ankaralı sanatçıların kısıtlı imkânlarına rağmen ellerindeki eserleri ile katkıda bulunmak istemeleri takdire şayan. İçlerinde akademisyen ve öğrencilerin bulunduğu elli civarı sanatçının eserlerini sergiledikleri Farabi Sokak’taki ‘Tosca Sanat Galerisi’ni dolaştım. Nefis tabloların yanında bazı el işi eski zaman eşyaların da nostalji yaşattığı sergiyi sizin de dolaşmanızı öneririm. Sanatçıların bağışladıkları eserlerin bir taban fiyatı var ancak gönlünüzden kopacak rakama da ‘hayır’ demeyeceklerine eminim. Satışını ve gelen tüm gelirini ‘Ahbap’a bağışlanma işini Selin ve Zerrin Saygılı kardeşlerle birlikte Farabi Sokak’taki ‘Tosca Sanat Galerisi’ üstlenmiş. Mart ayının ikinci haftasına kadar sergi açık, uğrayın veya hello@tosca.com.tr adresiyle iletişime geçin.

Yazarın Tüm Yazıları