Lezzet dağıtıyoruz

Ancak.
Lezzetten yoksun, makineleşmiş ellerin hazırladığı tava ve gaz kokusu sinmiş yemekler.
* * *
Bahsettiğim durum, herkesin birbirini taklit ettiği -benim bir türlü adlandıramadığım ama “kafe” adı altında şatafatlı dekorlarıyla hizmet veren- bu mekânlarda mevcut. Avrupa’da ise çoğunlukla tek sayfayı aşmayan menüleri, sade sunumları ve lezzet odaklı birkaç çeşit spesiyal yemek, tatlı ve içecekleri ile bilinir kafeler.
* * *
Lezzete hasret kaldığımız bu günlerde, büyük “Şef Ali” ve yeni nesil “Şef Tolgar” sihirli ve leziz dokunuşlarla, başlıkta kullandığım “lezzet dağıtıyoruz” sloganıyla, gerçek anlamda bir kafe tarzı olan Chef’s Touch Café’yi kurmuşlar.



Spesiyal soslu, cevizli yeşil salata, Cenevre soslu bonfile ve patates kızartması, içi Belçika çikolatası “callebaut” üstü de dondurma ile lezzetlendirilmiş fondant (unsuz hamur). Set menü olarak öğlen ve akşam yemeklerinde sunuluyor. Asıl sihir Cenevre sosunda tabii. Aynı sosla servis ettikleri tavuk bonfile de şaheser. Tabağı önünüze koyduklarında yayılan kaliteli tereyağı kokusunu alıyorsunuz, içindeki baharatları kısmen tahmin etseniz de Şef Ali’nin çaprazlama yöntemi ile baharat kullanarak elde ettiği lezzetten, düşündüğünüz bazı aromalarda yanılabiliyorsunuz. Orta pişmiş bonfilenin yanındaki patates kızartmasının sosa bulanmış kısmını yemek ayrı bir keyif veriyor. Yanında ekmek yenmez ama sosa banabilmeniz için birkaç dilim veriyorlar. Sabahları 10’da açıldığında sıcacık kruvasan ve simit, kahve ya da çay tercihinize eşlik edebiliyor. Şef Ali Açıkgül’ün, Chef Akademi’den yetiştirdiği şefler, hem bonfileyi pişiriyor hem de kahveyi. Nenehatun Caddesi’nin üst ışıklarında durduğunuzda sağınızda Chef’s Touch Café ve San Sebastian’ın scooter arabasını göreceksiniz. Çekinmeyin, fiyatlar çok uygun. Lezzetli bir şeyler yemek için uğrayın.



SAN SEBASTIAN

Sevgili Şef Ali’nin kendi tarifini uygulayarak patentini aldığı efsane yanık tatlıyı, ilk yediğimde mest olmuştum. Chef’s Touch’ta yerken yine mest oldum. San Sebastian adını son birkaç yıldır sıkça duyduğunuzu biliyorum. Bir tür cheesecake olarak biliyor ve severek yediğinizin de farkındayım. Bazı kafe ve restoranların çaktırmadan çakmasını yaparak San Sebastian’ı çağrıştıran isimlerle servise koyduğunu da gördüm. Hiç birisi San Sebastian’a has o yanık tadı veremedi. Lezzetlerin markalaşması ve yüksek kalitede ehil ellerden tüketiciye ulaşması ile lezzet kirliliğinden kurtulabiliriz. Emeğe saygı duyarak, her gün Chef Akademi’de üretilen taze San Sebastian’ları bulabileceğiniz noktaları yazıyorum:
Bilkent’te “Fameo”, Ümitköy’de “Coffee Craft Town”, Panora’da “Clinic Coffee”, Çayyolu’nda “No29 Dükkan Coffee”, Çankaya’da Chef’s Touch. Ayrıca uluslar arası bir kahve zinciri de satışa sunmuş. Hem emeğe, hem de lezzete saygı adına “San Sebastian’ı” buralarda tadın.



HADİ ÇOCUKLAR ‘TACO’ YEMEYE

Çocuklarımızı evde beslediğimizde, doğal, taze ve katkısız yiyecekler olmasına özen gösteriyoruz. Aynı özeni maalesef dışarıda göstermediğimizi ya kabullenmek istemiyor ya da “bir kereden bir şey olmaz” diyerek AVM’lerin sağlıksız ortamında “fast food” denen yiyecekler yemelerine göz yumuyoruz. İllaki dışarıda yemek yenecekse yemek katlarında değil de sağlıklı restoran, lokanta havasında yerlere gidilmeli. Geleneksel yemeklerimiz, özgün tatlarımız ilk tercihimiz olmalı. Ancak çocuk bu! farklı şeyler denemek isteyebilir. O halde yine geleneksel yabancı tatlara yönlendirebilirsiniz. Meksika’nın dünyada en yaygın ve bilinen geleneksel atıştırmalığı taco ilgilerini çekecektir. Mısır lavaşının içinin farklı sebze ve etlerle doldurularak, doğal soslarla zenginleştirilip, katlanınca etrafından sarkan içeriğin iştah açtığı, ağız dolusu ısırıktan sonra parmaklara bulaşan lezzetin yalandığı bir keyif. Bilkent Ankuva’daki Piel Roja’nın enfes ve doğal burgerlerini yazmıştım daha önce, aynı özeni gösterdikleri taco da güzel. Şimdilik sadece kıyma, çedar peyniri ve marulun olduğu taco’yu yapıyorlar, muhtemelen farklı versiyonlarını da yapacaklardır. Çocuklarınız fast food istediğinde taco yemeyi önerin, “hayır” diyeceklerini sanmıyorum.
Deneyin derim.