Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.

Günaydın Ocak ayın son haftasını giriş yapıyoruz. Pazartesi günü boyunca Ay koç burcunda hareket edecek.

Haberin Devamı

Duygusal reaksiyonlarımızla hızlı hareket edebileceğimiz çabucak sonuç elde etmek isterken kararsız kalacağımız bir gün diyebiliriz.

Kadınlarla olan iletişimlerinize bugün dikkat etmeliyiz. Kız kardeş, yakın arkadaş veya bayan patron bu seçeneklere dahil. Burada rekabet noktasında karşı karşıya kalmamaya özen gösterin. Aklınıza gelen her fikri, ölçüp biçmeden uygulamaya koymak için acele etmeyin, başladığınız işleri yine aynı hızla sonlandırın. Bağımsız hareket etmek isterken başına buyruk bir görüntü vermeyin. Bugün kendinizi aciz ve huzursuz hissedebilirsiniz. Bu enerji içerisine kapılmayın. Kendi değerinizi hatırlayacak noktada kendinize önem verin.

Bugün öğle saatlerinde gerçekleştireceğiniz projeler veya finansal konular geleceğinize yönelik önemli kazanımlar getirebilir. İlişkilerinizde fevri olmak yerine daha sakin ve hoşgörülü hareket etmeniz size yeni fırsatlar sunacaktır. Ani çıkan ödemeler ile ilgili hızlı çözümler bulmanız söz konusu olacaktır.

Haberin Devamı

Gelelim günün Tavsiyesine;

Kendimi ne zaman işe yaramaz ve kötü hissetsem, aynı duyguları hissettiğim bir An ’da, eski bir hocamın uzun süreler önce söyledikleri gelir aklıma. Kendi kendime gülümsemeye başlarım.

Bana; "Kendini her aciz ve işe yaramaz, kötü hissettiğinde, parmağının ucuna bak" demişti. O sıra o kadar üzgün ve duygularımın içinde o denli kaybolmuştum ki, kendi sesimi bile tanıyamaz bir halde çok kısık bir ses tonu ile Neden? Demiştim.

-"Çünkü o parmak izlerinden bu yeryüzünde başka hiç kimsede yok" demiş ve eklemişti; -"Sen özelsin. İnanmazsan parmaklarının ucuna bak." Birden sanki dirilmiştim. Evet, ben özeldim. Herkes aslında özeldir. Ama beni o günden sonra diğerlerinden ayıran tek ayırt edici özelliğim kendimin özel olduğumun farkında olmamdı.

Hala karamsarlığa düştüğümde, bazen umutsuzluklarla boğuştuğumda o hocamı hatırlar ve parmağımın ucuna, yüzümde büyük bir gülümseme ile bakar ve kendi kendime "Sen özelsin. Bunların hepsini atlatırsın." derim.

Yine aynı hocam, bir karar aşamasında olduğum bir gün bana; - "Önce ne istediğini iyi belirle" demişti ve eklemişti;

Haberin Devamı

- "Sonra o istediğine ulaşmak için ne gerekiyorsa yap!

" Sonra da elini tam üç kez gözlerimin önünde çırpmış ve bana; - "Ne oldu şimdi?" diye sormuştu.

Ben de anlamsız bakışlar ile yanıt vermiştim;

-"Ne oldu?" –

"Üç saniye hayatından uçtu gitti ve hiçbir şey o üç saniyeyi geri getiremez" demişti...

Ve eklemişti;

- "Hayatı, istediklerine ulaşmak için harca, bir gün arkana dönüp baktığında uçup giden o saniyelerin bomboş bir ömür haline geldiğini görmek istemiyorsan tabii!

" Farkındasınız değil mi? Hayatlarımız saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüş, akıp gidiyor. Ve biz akan bir saliseyi bile geri dönüp tekrar yaşayamıyoruz. Onları geri getiremiyoruz. Saç telini ve yüzümüzde acımasızca akıp giden dakikaların izini, birer kırışıklık olarak seyrediyoruz. Peki, biz hayattan ne bekliyoruz? Beklentilerimiz için varımız yoğumuz ile savaşıyor muyuz zaman denen acımasız düşmanla? Oysa parmaklarınızın ucuna bakın bir kez. Sonra da parmaklarınızı üç kez şıklatın.

Haberin Devamı

Orada gördüğünüz parmak izleri sizden başka kimsede yok ve parmaklarınızın ucundan çıkan o ses hayatınızın bomboş geçmiş üç saniyesi oldu, geçti gitti işte...

Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz... O zaman hayattan beklediklerimiz de bize layık olmalı, özel olmalı, ulaşılması için savaşa değer olmalı. Zaman denen canavar galip gelmeden, biz hayattan beklentilerimize ulaşmalıyız ki, geçip giden zamana rağmen, geriye dönüp baktığımızda kucak dolusu mutluluk ve beklentilere ulaşmanın hazzı ile zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümse ile nanik yapabilelim...

Ellerinizi üç kez çırpın, hayattan üç saniyeniz silinip gitti işte... Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptınız? Beklentileriniz için bir uğraş, savaş verdiniz mi? Yoksa zamanın sizi yenmesine seyirci mi kaldınız? Mesela özel eski bir dostu aradınız mı bugün? Bu kısa ama çok anlamlı hayat derslerini veren dostumu kaç zamandır aramadığımı düşündüm tüm bunları yazarken..

Haberin Devamı

Yerimden kalktım, Internet'ten çıktım ve telefon ile o dostumu aradım. Çok mutlu oldu...

"Ne zamandır sesini duymamıştım, hangi dağda kurt öldü?" dedi. Ben de "Özel birini aramak istedim, aklıma sen geldin" dedim ve sonra ekledim:

"Ve ellerimi üç kez çırptım, geçen zamanı geri getiremediğimi görünce belki de seni arayacak başka bir üç saniyem olmayacak, şu anda aramazsam deyip, yazdığım yazıyı yarıda bırakıp seni aradım" dedim.

Çok mutlu oldu. Bir dostun mutluluğu ile ben de mutlu oldum. Dostumla telefon konuşmamı bitirip klavyenin önüne oturduğumda yüzümde kocaman bir gülümseme vardı.

Özel birini arayıp, dakikaları geri getiremeyeceğim bir hayat içinde istediğim bir şeyi yapmanın huzuru ile yani mutlu bir yürekle tekrar yazmaya başladım. Ve zaman denen sinsi düşmana bir nanik yaptım.

Haberin Devamı

"Acımasızca akıp gidiyorsun ama ben seni hissediyorum, istediğim hiçbir şeyi ertelemiyorum ve istediklerimi elde etmek için hayatla savaşıyorum" der gibi mutlu idim. Siz hala ne duruyorsunuz? Koşun telefona, bir dostunuzu arayın. Birine e-posta gönderin. Onu sevdiğinizi hissettirin. Onun mutluluğu ile mutlu olun. Ellerinizi üç kez çırpın ve düşünün hayatınızdan üç saniye, boş bir sayfa gibi koptu gitti işte. Oysa siz özelsiniz ve size layık bir hayatı hak ediyorsunuz.

Size layık mutlulukları hak ettiğiniz gibi. Bana inanmazsanız parmaklarınızın ucuna bakın...

 

Mutlu günler dilerim…

Harika bir hafta geçirmeniz dileğimle..

Yazarın Tüm Yazıları