Kendimizi başkaları aracılığıyla keşfederiz

Günaydın haftanın son gününden…

Haberin Devamı

Geçenlerde Doğan Cüceloğlu’nun bir yazısını okudum kendisinin hayata dair çok güzel bir tespiti var. Paylaştığı yazının bir kısmını paylaşıyorum şöyle diyordu:

 

Bir seminerim de yere bir parça ekmek koymuş ve “Bu ekmeğe basabilecek birisi var mı?” diye sormuş salondakilere.

 

Hiç ses çıkmamış tabii. “Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim” diye devam etmiş.

 

Salondan yine çıt yok…

 

Fiyatı artırarak 5.000 dolara kadar getirmiş.

 

Bu sırada salonda bulunanlardan birisi,

 

Haberin Devamı

─ Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş.

 

Doğan Hocam da “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…

Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken, bedavaya yalan söyleyen, dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi?

 

Acaba yalan söyleme konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık?

 

Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi?

 

Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?

 

Ne güzel bir soru değil mi?

 

Gerçekten hayatımızda hırslarınız, tutkularımız, ihtiraslarımız yüzünden hangi değerlerimizi yok sayıyoruz?

 

Yalan söylemek, dedikodu yapmak, en yakın arkadaşımız dostumuz ya da çalışma arkadaşımızı kötülemek, ihanet etmek neden bu kavramlara karşı bu kadar esnek davranıyoruz.

 

Haberin Devamı

Dedikodu yapılan bir yerde oradan kalkıp gitmeyi neden tercih etmiyoruz?

Onu dinlemeyi ve bu girdabın içerisine çekilmeyi neden kabul ediyoruz?

 

Sorgulama mekanizmamız çalışmıyor.

Doğru noktalarda sorular sormuyoruz ya da şüphe duymuyoruz.

 

Dünya acayip bir yere gidiyor. Bu sizi korkutmasın.

 

Bu zaten hep böyle olacak. Her yıl daha acayip ve farklı bir yere gidecek bu dünya.

Bu sizde kâbus yaratmamalı. Hayat masasında kendi yerinize bilerek ve güvenerek oturmalısınız.

 

Süreç içinde olmayı başarmalısınız.

Ahenkle bu değişen dünyaya adapte olmanız gerekmektedir.

 

Ben her zaman kendime şu soruyu sordum: “İşim nasıl başka birinin işinden farklı olabilir” “Benim yaptığım iş nasıl daha özel bir iş olabilir”

Bunun cevabını şöyle buldum.

Haberin Devamı

İnsan kendini yansıtan ve samimi olacağına inandığı işi farklı yansıtabiliyor.

 

Yani ben neysem işim odur.

 

-Bizler uçmayı öğrenmek için önce yürümeyi sonra koşmayı sonra da tırmanmayı öğrenmemiz gerektiğini bilmiyoruz.

 

-İnsan, uçmaya uçarak başlayamaz.

Önce yürümeli sonra koşmalı sonra uçmalıdır.

 

Türkiye Astrolojik haritası hakkında neler var?

 

Aygül hanım, önümüzde seçim var. Para piyasaları ne olur? Ülke nereye gidiyor gibi çok soru alıyorum. Bazen bu konuda pek yorum yapmadığım için sizler tarafından eleştiriliyorum da, farkındayım.

 

Doğru düşünüyorsunuz.

Ülke, politika veya ekonomik durumlarla ilgili yazılar pek yazmıyorum.

Astrolojik öngörülerimin yanı sıra, 14 yıl boyunca yerel yönetimlerde görev yapmış ve hala yapan,

 

Haberin Devamı

Bu işin hem mevzuat hem de işleyiş kısmında ciddi bilgi, birikimlere ve tecrübelere sahip olan biri olarak emin olun bu konuda yazı yazsam buralara sığmaz.

 

Şu konu hakkında hepinize katılıyorum. İnsanın yaşadığı ülkede siyasi, ekonomik ya da politik işleyişin huzursuz olması bizlerin de yaşama sevincini zaman içinde etkiliyor.

Manevi bir insan olduğum için bu alanda çok huzursuzluklarla karşılaştım. Manevi bir insanın bu alanda ilerlemesi oldukça sancılı bir süreçtir.

 

Aslında hedeflerim arasında iyi bir politikacı olmak ve yerel yönetimin sosyal bir etkinlik ve manevi bir hizmet tadında ilerletmek vardı. Belki şu an manevi bir İNSANIN politika ve ekonomiye neden bu kadar derinlemesine karışmak istediğine anlam veremiyor olabilirsiniz. Neden biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Ben bu yolculukta o kadar maneviyatı zayıf insanlarla çalışmak zorunda kaldım ki ve o bir o kadar adil olmayan insanlarla.

 

İşte tam bu noktada maneviyatı güçlü yöneticilerin bu işe el atması fikrini benimsedim. Çünkü bizim gibi insanların ruhu acı çekerse o alanda pek nefes alamıyorlar.

 

Nazım Hikmet’in tamda dediği yerdeyim “Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”

 

Sonuç, yine en tepede attığım başlığa geliyor. Bende onlar sayesinde bir yazar olduğumu keşfettim. İyi ya da kötü bir yazar olma kısmı sizin takdiriniz ama sonuçta bir yazar olabildiğimi fark ettirdiler. Ve bunu dünyadaki hiçbir şeye değişmeyeceğimi fark ettim.J

 

Politikaya bakış açım sosyal bir etkinlik,

Ekonomiye bakış açım iş ve kariyer olarak tanımlıdır.

 

Şimdi bunları niye yazıyorum. Birbirimizi daha yakından tanıyalım ve ne yönden baktığımızı bilelim diye.

 

Size seçim sürecinde yöneticilerin Arketipleri (Kişisel- Psikolojik analizleri) hakkında bilgi vereceğim. Yani benim için sosyal bir etkinlik olan politikayı daha eğlenceli bir bakış açısı ile sizlere aktarmaya çalışacağım. İlerleyen günlerde İBB başkan adaylarının haritaları ile başlayabiliriz.

Unutmayın siyaset yok.

İnsan var!

 

GÖKYÜZÜNDE NELER OLUYOR?

 

Şansınızı hissetmelisiniz.

 

Ay sabah saatlerinde Balık burcunda ilerlerken akşam saatlerinde Koç burcuna geçiş yapıyor. Güneş-Jüpiter arasında harika bir etkileşim var. Şanslı ve heyecanlı bir gün geneli. Bugün konuşmalarınızda cesaretli olacağınız ve karşı tarafı söylemlerinizle şaşırtacağınız bir gün olabilir ve karşı taraftan da bir o kadar şanslı etkileşimler alabilirsiniz.

 

 

Mutlu günler dilerim…

 

 

Yazarın Tüm Yazıları