Kazanmanın anahtarı, stres altındaki duruşunuzdur.

Günler...

Haberin Devamı

Birbirinin benzeri günler olarak geçiyor.

Mekanik bir düzendeki dişliler misali…

Şartlandırılma tek yön. Geri dönmesi önlenmiş. Kurulu düzenden az az harcayarak akıp geçiyor. Dünden ne bulduk, yarından neyi bekliyoruz. ?

Bu haftaya neden bu kadar romantik bir giriş yapıyorum hemen açıklıyayım.

Çünkü bu hafta içinde gökyüzünde önemli etkileşimler var. Sınırları zorlayabilen, farkındalıksız insanlarla imtihan olmamız gereken bir gökyüzü diyebiliriz.

Ne demiş büyük düşünür ‘’İnsan insanın İmtihanıdır’’. O zaman bu hafta Mars-Uranüs karşıtlığı bizi biraz yorabilme niteliğine sahipse, bu durumu fark ederek bizler hareket ve tavrımızı dürtüsel ortaya koymak yerine daha mantıklı bir şekilde davranmalıyız. Umutlarımızdan ve hedeflerimizden asla vazgeçmemeliyiz duruma gitmenin başka bir yolunu bulmak için bir süre dinlenebiliriz ama asla vazgeçmemeliyiz.

Haberin Devamı

Bugün gün genelinde Ay balık burcunda hareket ediyor. Günün ilk çeyreğinde Güneş'in Yay burcunda ilerliyor olması ile Ay’ın olumsuz teması bizi geçmişte yarım bıraktığımız bir takım konular ile ilgili hareket etmeye mecbur bırakabilirken, Bu olayın gidişatını çevreleyen bir kriz teması da verebilir. Olayları çözerken belki de deneme yanılma yoluyla hareket etmek isteyebiliriz. Başlamak istediğimiz girişimsel projeler için bugün harekete geçmek zor olabilir. İlk engelleriyle yüz yüze gelebilirsiniz. Şartları çok zorlamak yerine hırs ve tutkularımızı törpülemeli planlarımızı daha kontrollü yapmalıyız.

Bugünü ilişkilerimizde güven oluşturmak ve birbirimizin potansiyelini tanımak için kullanabiliriz.

 

Yanıt ne olursa olsun umutlar... Umutlar... Umutlar… Umutlar

Tabanı yere bassa da basmasa da peşindeyiz! Sağlığımıza varlığımıza binlerce şükür diyor, binlerce yılın insanının yaptığını yapıyor, yaşattığımızı yaşıyoruz. 

Gelelim günün Tavsiyeli Hikâyesine;

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı bir ateş altındaydılar. Asker teğmenine koştu hemen: - Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi? “Delirdin mi?” der gibi baktı teğmen… - Gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın! Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı. - Peki, dene bakalım! Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü: - Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim? Arkadaşın zaten ölmüş… - Değdi Komutanım, değdi!  Dedi asker.- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun? - Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu… Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için… Ve hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı: “Geleceğini biliyordum!” Kimseyi hayal kırıklığına uğratmayın…Mutlu Haftalar dilerim…   

Yazarın Tüm Yazıları