Geçmişini kaybetme. Ona yaslan

Günaydın gökyüzünün en parlak yıldız okuyucuları,

Haberin Devamı

Geçenlerde bir arkadaşım yazmış.

Yahu sen her gün yazacak şey nerden buluyorsun.

Delirdin mi?

Aklını mı bozdun?

 

Yahu dedim ki sen şu koca dünyayı görüp nasıl yazacak bir şey bulamıyorsun.

Ben bazen yolda yürürken gökyüzüne, denize bakarak şarkılar söylüyorum hatta şarkılar bile yazıyorum.

 

Başıma ne geliyorsa deniz kenarında verdiğim kararlardan sonra geliyor, o ayrı…

 

Deniz kenarında kendi kendime konuşmaya başlarım:

 

Bu ne çelişkidir yarabbi.

Bilirim ki sen, gerekçesiz bir şey yapmazsın, yaratmazsın. 

Canlıyı yaratacaksın, gerekçeler ortaya koyup, birileri için birilerini ölmeğe hazırlayacaksın?

 

Haberin Devamı

Büyük çelişki, kafamda mantığımda karşılığını arar hep.

Tohumda bolluk var, bu tamam.

Fireler, olasılıklar, kötü şanslar düşünülmüş.

Artı oranlar, eksi oranlar için konulmuş.


Genel çizgide evrensel beslenme kurallaştırılmış.

Ot fazlasını otçular, et fazlasını etçiller, belli bir ölçüde yiyecek, yaşamını sürdürecek.

Sınır zorlanmayacak.

Keklik çalı dibine yumurtlayacak.

Tilki, çakal, yılan, bütün sürüngenler türü yok etmeyecek bir olasılıkla yumurtayı yiyecekler, kuluçka olunacak, piliç ve palazlar büyüyecek.

Aynı yerde, aynı ortamda artmayı koruyarak sürecek.

Denge birilerinin zararına bozulursa, genel önlem, sonucu artı yönde etkileyecek. 

 

 

 


İnsana gelince, devreye bir takım tinsel, mistik, mitolojik, dinsel ölçüler de girecek. Bunlar da genel kavramlar içinde tıpkı onlar gibi işlevlerini sürdürecek. 

 


Gelecek toplumlara bir şeyler bırakmak çabası başlayacak.

Sınırlarda ölünecek.

Masalarda, bürolarda, laboratuvarlarda, okul sıralarından pembe günler harcanacak.

 

Haberin Devamı

Benim gibiler ise dünyada bile yokken eserlerinin varlığı ile huzuru bulacak.

 

Böylece yaşama bir sınır çizilecek.

Sınırsızlık içinde mantık herhalde duruma isyan eder, ama genel varoluş teorisi böyle.


Yaşam sahnesinde canlılar birer figüran.

Bu neye böyle?

Bu oyun neden oynanır?

Ne amaçlanmış?

Daha değişik yarınlar niçin düşünülmüş?

Amaç nedir? Kime ve kimlere hizmet veriliyor?

Bunu düşüneceğim,

Düşleyeceğim,

Bugünü yaşayacağım,

Yarını hazırlayacağım ve günü gelince bir sebepten çekilip gideceğim.   

Yaşam sürüyor, sürecek de.

Ama nasıl ve ne pahasına? 

 

Yol uzun dostlarım, yol uzun olmasına uzunda acaba hepimizin yolu ne ölçüde uzun.

Bilmiyoruz.

Bilmekte bir şeyi değiştirmiyor.

Yolu iyi yürümek lazım.

Haberin Devamı

Nefesinizi iyi kontrol etmeniz lazım.

 

Ay doğdu, güneş battı ve ötesi birileri çamura battı ve ötesi...

 

Mutlu günler dilerim…

 

İyi hafta sonları.

 

Yazarın Tüm Yazıları