Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

Şenol Güneş’in son hezimetten sonra “İstifa ediyorum” dememesinin, diyememesinin nedeni şu:

Haberin Devamı

Gönderilirse... Kendisine yüklü miktarda tazminat ödenecek.

*

İstifa ederse... Yüklü miktardaki tazminatını alamadan gitmiş olacak.

Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

İşte tam da bu nedenle “Başarısızlık bana aittir” demesine rağmen...

Bırakıp gitmiyor, gidemiyor.

*

Şenol Güneş, hatıralarımızda güzel izler bırakmış bir futbol adamıdır.

*

Eğer hatıralarımızdaki yerini korumak istiyorsa, eğer hezimete rağmen hâlâ takdir edilmeyi bekliyorsa, eğer bundan sonraki süreçlerde hep hayırla yâd edilmek istiyorsa...

Para mara hesabı yapmadan çekip gitmesini bilmeli ve istifa etmelidir.

ZEKİ MÜREN BEĞENİRMİŞ

“ZEKİ Müren yaşasa o reklamı beğenirdi” diyenler var.

Haberin Devamı

Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

Çok merak ediyorum: Nereden biliyorlar acaba?

*

Belki de beğenmezdi. Belki de “Benim parodim üzerinden para kazanılmasını istemiyorum” derdi. Belki de kendisini rencide edilmiş hissederdi.

*

Yani demem o ki...

Hiç kimse kendisini “Rahmetli”nin basın sözcüsü yerine koyup “Rahmetli” adına ahkâm kesmemeli.

Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

AFGANİSTAN’LA İLGİLİ BİR ŞEY SÖYLERKEN ASLA UNUTMA

Afganistan’da okur yazarlık oranı: Yüzde 30.

Afganistan’da kırsalda yaşayanların oranı: Yüzde 80.

Afganistan’da şehirleşme oranı: Yüzde 20.

CHP/İYİ PARTİ İLİŞKİSİ

Ben zannediyordum ki...

Araları ballı börek... Her konuda acayip anlaşıyorlar... Aralarında hiç ihtilaf yok...

*

İYİ Partili Cihan Paçacı’nın “Kılıçdaroğlu, hep ‘ben’ diyor. Bu ittifak ruhuna aykırı” falan diye sözlerinin ardından CHP’den gelen cevaba baktım.

Ve şunu düşündüm:

*

Vay! İlişkileri hiç de benim zannettiğim gibi değilmiş.

BELMONDO

Dünya çapında şöhret olup da hakkında iki satır yazı yazamayacağım sinema oyuncusu yoktur. Belmondo hariç.

Haberin Devamı

Hiçbir karşılığı yok bende Belmondo’nun.

Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

Herkesin ayılıp bayıldığı “Serseri Aşıklar” filmini, üç beş yıl önce baştan sona izlemeyi denemiş, zor tahammül etmiştim.

Hiç bana göre bir şey değildi.

*

Ama yine de tabii ki Allah taksiratını affetsin.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI TARTIŞMASINA GİRİŞ

DİYANET İşleri Başkanı Ali Erbaş, bugünlerde tartışmaların göbeğinde.

Şenol Güneş’in takdir kazanmasının tek yolu: Para mara düşünmeden istifayı basmasıdır

Benim Ali Erbaş konusunda tavrım hep şöyle oldu:

*

Haklı ve dayanaklı eleştirilere katılarak destek verdim. Örnek: Camilerde 30 Ağustos hutbesi okutulurken 30 Ağustos’un mimarı Atatürk’ün adından söz edilmemesi.

*

Haksız ve dayanaksız eleştirilere ise karşı çıktım. Örnek: Sosyal medyada Ali Erbaş’ın hiç söylemediği sözleri piyasaya süren palavracı paylaşımlar.

*

Haberin Devamı

Ali Erbaş, bugünlerde bu iki kapsama da kolayca giremeyecek nedenlerden dolayı eleştiriliyor.

Tartışmaları ve eleştirileri tetikleyen en önemli açıklaması şöyle:

*

“İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, insanın içinde olsun diye bir anlayış var. İnanç, insan ile Allah arasında olsun, evine yansımasın, ticaretine yansımasın, siyasetine yansımasın, adaletine, yargısına yansımasın. Görüyorsunuz ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan ayıklansın oralar diyorlar.”

*

Ali Erbaş’ın bu yaklaşımının tartışmalara yol açması normal.

Çünkü bu yaklaşımı...

“Dinin devlet işlerine müdahalesi” olarak algılamak mümkün.

*

Ama şöyle anlamak da mümkün:

*

Türkiye’de laiklik, çok uzun süre inanç alanının kamusal alandan sert biçimde çıkarılması şeklinde yorumlandı. Bir şey “dini” ise, o şeyin devlet kürsüsünden dile getirilmesi bile laikliğin ihlali olarak görüldü. Oysa “Ticarette dürüst olmak, dinimizin de talebidir” demenin bir sakıncası olamazdı. Ya da “Dinimiz adaleti emreder” demenin bir sakıncası olamazdı.

*

Haberin Devamı

Peki ama bugünün Türkiye’sinde laiklik böyle mi anlaşılıp uygulanıyor?

Tabii ki hayır!

*

Şu anda Türkiye’de...

*

Ali Erbaş’ın sözünü ettiği türden bir sorun var mı? Yok.

*

Laiklik, katı bir şekilde yorumlanıyor mu? Yorumlanmıyor.

*

İnanç, her alandan dışlanıyor mu? Dışlanmıyor.

*

Evet, bazı kesimlerin çeşitli itirazları var ama pratikte hiçbir sorun kalmamış durumda.

*

Sonuç:

Ali Erbaş’ın sözünü ettiği sorun, eski Türkiye’nin sorunudur.

Bugünün Türkiye’sinin sorunu değildir.

Ali Erbaş’ı bugünün Türkiye’sine davet ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları