Acaba hangisi doğru: Tecavüzcü af mı ediliyor, drama son mu veriliyor

*

-18 yaşından küçük kızların, bazen yaşıtlarıyla bazen de kendilerinden daha büyük adamlarla evlendirilmesi, işte böyle gerçekleşiyor.

*

-18 yaşından küçük olduğu halde evlenen bir kız, hastanede doğum yaptığında... Ortada yasalara aykırı bir durum olduğu için hastane yetkilileri durumu polise bildiriyor.

*       

- Polis, olaya el koyuyor. Olay mahkemeye intikal ediyor. Mahkeme de “18 yaşından küçüğe cinsel istismar suçu işlenmiştir” diyerek... Yeni doğum yapan kadının yasal olmayan eşini cezaevine yolluyor.

*

- Bu durumda ortaya bir dram çıkıyor. Kucaklarında çocuklarıyla “Kocamı serbest bırakın” diyen kadınların haykırışlarına yer veren çok sayıda haber çıktı, çıkıyor gazetelerde.

*

- AK Parti’nin attığı adım, işte bu soruna çare bulmak için atılmış bir adım.

*

Fakat mesele burada bitmiyor.

BU YÖNTEMLE SORUN ÇÖZÜLMEZ EY AK PARTİ

EĞER siz anlatma, ikna etme, paylaşma süreçlerini uygulamazsanız...

*

Eğer siz bir soruna çare ararken... O soruna muhaliflerinizi de ortak etmezseniz...

*

Eğer siz sorunun kaynağına eğilerek esaslı bir çözüm peşinde koşmazsanız...

*

Eğer siz gece yarısı sokuşturma yöntemiyle sorunları çözme yönteminde ısrar ederseniz...

*

İşte böyle “Biz öyle yapmak istemiyoruz, biz şöyle yapmak istiyoruz” diye çırpınıp durmak zorunda kalırsınız.

ŞU KONUYU MUHALEFETLE NEDEN KONUŞMADINIZ?

CHP Milletvekili Burcu Köksal, şöyle demiş:

- Eğer gerçekten de 4 bin kişi iddia ettikleri gibi mağdursa... Bunlarla ilgili hakkaniyetli bir ceza düzenlemesi yapılabilir.

- Ama bunun yolu dün akşamki gibi bir önerge vermek değildir.

- Bunun yolu hâkim ve savcıların somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapmasından geçiyor.

*

E bakın, muhalefet de sizin “dram” dediğinize “dram” diyor.

*

İşte tam da bu nedenle...

Önerge sokuşturarak işi bitirmeye çalışmak yerine...

Konuşmanız, tartışmaya açmanız, ortak aklı aramanız gerekiyordu.

EKONOMİK KRİZ ÇIKARSA

DOLARIN yükselişine sevinenlere ve ekonomik kriz çıkarsa hükümet gider diye bekleşenlere sesleniyorum:

*

- Hükümet karşıtlığının gözünüzü köreltmesine, kalplerinizi karartmasına, aklınızı başından almasına izin vermeyin.

*

- Ekonomik kriz çocuk oyuncağı değildir. Ekonomik kriz, hükümeti değil ülkeyi sarsar.

*

-“Varsın ben de batayım ama onlar da gitsin” diye muhaliflik yapılmaz.

*

- Yapmayın, etmeyin. Aklınızı başınıza devşirin.

PRENSİP OLARAK BEN ŞÖYLE DÜŞÜNÜYORUM

- YASALAR, 18 yaşın altındakileri çocuk kabul ediyorsa... Ve çocukların evlenmesini yasaklıyorsa... Yasalara uyulmalıdır. Ben böyle düşünüyorum.

*

- Yasalara uymayanlar, bunun cezasını çekmelidir... “Bizim kültürümüzde bu var” falan diyerek af çıkarmanın, çocukların evlendirilmesini teşvik edeceğini düşünüyorum.

*

- 18 yaşın altındakilerin yasal olmayan evliliklerine gösterilecek her türlü müsamahanın, çocuklara cinsel saldırının önünü açacağını düşünüyorum.

*

- İslam’da “Baliğ olan evlenebilir” diye bir şey yok. Baliğ olmanın yanı sıra reşit olmak diye bir koşul daha var. Reşit olmayan çocukları, baliğ oldular diye evlendirmenin dine de aykırı olduğunu düşünüyorum.

SEN İŞTE BUSUN ENVER AYSEVER

- İKTİDAR tetikçisiyle röportaj yapmayı içine sindiren...

- İktidarın bile adam yerine koymadığı iktidar etikçisini adam yerine koyan...

- İktidarın tetikçisi aracılığıyla kinini, nefretini kusan...

- İktidar tetikçisinden “aferin” kapan...

Adamın tekisin.

- Hadi git şimdi “ben muhalifim” falan diye artistlik yapmaya devam et.

KANIM DONDU

TÜRKİYE’nin en önemli ceza hukuku profesörlerinden Adem Sözüer, yapılan düzenlemeyi hukuk tekniği açısından çok tehlikeli buluyor.

*

Adem Sözüer Hoca’ya göre bu düzenleme yasalaşırsa şöyle bir şey olabilirmiş:

*

10 yetişkin adam, 15 yaşından küçük bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğunda...

Çocuğa “Rızam vardır” dedirtilip 10 yetişkin istismarcıdan biriyle evlendirilmesi sağlandığında...

10 tecavüzcü affa uğrarmış.

*

Ben hukuk tekniğinden anlamam.

Ama mevcut Türk Ceza Yasası’nın hazırlanmasında büyük katkısı olan Adem Sözüer’in sözüne çok önem veririm.

*

Eğer söz konusu düzenleme, gerçekten de Adem Hoca’nın sözünü ettiği türden iğrençliklere yol açacaksa...

Kanı donmayan insan değildir.