ABD ile ilişkilerde ezber bozan yaklaşım

TÜRK-Amerikan ilişkilerinde ezber bozan ve önümüzdeki günlere ışık tutmasını beklediğim bir değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum.

Haberin Devamı

Türk-ABD ilişkileri açısından Obama dönemi tez konusu olacak iniş-çıkışlara sahne olmuştu. Obama başkan seçildikten sonra ilk olarak ziyaret ettiği ülkeler arasında Türkiye ikinci sıradaydı. Obama’nın en çok konuştuğu liderler arasında Erdoğan ilk sırada yer alıyordu.

Ne olduysa 2013 yılı Mayıs ayında Beyaz Saray’daki o görüşmeden sonra oldu. 2013 Mayıs ayındaki Erdoğan-Obama görüşmesindeki heyette yer alan bir devlet adamına göre, o görüşmede Obama, ABD’nin Suriye politikasının değiştiği mesajını verdi, Türkiye’den yeni Suriye politikasına destek talep etti. Türkiye bunu gördü ama Suriye politikasını devam ettirmeyi tercih etti.

Bu arada başka kırılma noktaları da oldu.

1- BM’de nükleer konusunda İran’la ilgili yaptırımlarda Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak istediği desteğin verilmemesi.

Haberin Devamı

2- DAEŞ, Kobani’ye saldırdığında Obama’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan istediği askeri müdahalenin gerçekleşmemesi.

2013 Mayıs ayından bu yana ise Türkiye Gezi olaylarıyla başlayıp, 17-25 Aralık’la girdiğimiz süreç bizi 15 Temmuz’a kadar getirdi. 15 Temmuz, Obama’nın başkanlığı devredeceği gri bir döneme denk geldi.

Obama dönemine bir nokta koyup bugüne dönmek istiyorum.

TRUMP’TAN BEKLENTİLER SÜRÜYOR

Trump’ın seçilmesiyle birlikte ABD ile ilişkilerimizin düzelmesi konusunda bir umut ışığı doğdu. Trump’ın Müslümanlara koyduğu yasaklara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ey Trump”diye seslenmemesi ilk günden ilişkileri bozmama konusundaki özenden kaynaklanıyordu.

Erdoğan-Trump ve Putin’in güçlü liderler olarak çok iyi anlaşabileceği söyleniyordu. Bu değerlendirme yanlış çıkmadı. Ama asıl önemli olan bunun Türk-Amerikan ilişkilerine olan yansımasıydı. Bu noktadan sonra aktaracağım değerlendirmeler bir yetkiliye ait.

“Rakka’da, Trump yönetimi bizimle çalışabilirdi. Ancak biz bu imkânı iyi değerlendiremedik. ABD zaten başından beri PYD ile çalışmaya istekliydi. Biz elimizdeki kozları iyi değerlendiremeyince, onları PYD ile çalışma durumunda bıraktık.”

Yetkiliden sözlerini açmasını istedim.

Haberin Devamı

“Obama yönetiminden kalma bir Rakka planı vardı. Obama yönetimi Rakka operasyonunu PYD ile yapma konusunda kesin kararlıydı. Bu stratejinin mimarı ise Genelkurmay Başkanı Dunford ve Centcom Başkanı Votel’di. Trump yönetiminin ise iki önceliği vardı.

1- Obama’nın, Ortadoğu politikasının temelden yanlış olduğuna inanıyorlar ve Türkiye’yi işbirliği yapılacak ülke olarak görüyorlardı.

 2- Obama’nın İran önceliği yanlış bulunuyordu. O nedenle İran yeniden öncelikli tehdit haline dönüştürüldü. Türkiye bölgede kilit ülke olarak görüldü”

Sonuç ne oldu? “Bu şansları yetirince değerlendirdiğimiz söylenemez.”

Peki bu durumda Trump fırsatı da kaybedildi mi?

YENİ YAKLAŞIMA YENİ EKİP

Haberin Devamı

Yetkili, “Hayır” diyor. Trump yönetimi ile iyi ilişkilerin kurulabileceğini savunuyor. Bunu da en başta Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı arasındaki iyi ilişkilere bağlıyor.

“Trump, Obama döneminden kalma yetkililer olan Dunford ve Votel’in olumsuz yaklaşımını bildiği için son dönemlerde Türkiye ile ilişkileri geliştirmeyi savunan isimleri devreye soktu. Dışişleri Bakanı Tillerson’un kısa aralıklarla Türkiye’ye gelmesi bunun bir göstergesi. Ayrıca Türkiye ile iyi ilişkiler kurulmasını savunan ABD’nin Avrupa’daki Kuvvet Komutanı Scaparrotti’nin Türkiye’yi ziyareti bu tercihin bir sonucu.”

Dışişleri Bakanı Tillerson, son ziyaretinde Türkiye’de görevli Amerikalı diplomatlara yaptığı değerlendirmede, “Sanıyorum karşılıklı olarak kaybettiğimiz güveni yeniden inşa etmeye başlıyoruz. Onlar bize olan güvenlerini yitirmişlerdi, biz de onlara güveni yitirmiştik” demişti.

Haberin Devamı

Tillerson’un vurucu cümlesi ise arkadan geliyordu. Tillerson, “Bölgemizden kaynaklanan sorunlardan dolayı birbirimize ihtiyacımız çok. Bu anlayışla ilişkileri düzeltmeye başladık” mesajını verdi. Yeni durumu yansıtması açısından bu mesaj önemliydi.

Bu değerlendirmeler, benim Türk-Amerikan ilişkileri konusundaki olumsuz bakışımı etkiledi. O nedenle paylaşmak istedim.

Yazarın Tüm Yazıları